Uluslararası Kızıl Haç Komitesi, 6 Kızılhaç görevlisinin ve Kızılay gönüllüsü bir Suriyelinin Suriye’nin kuzeyinde, silahlı kişilerce kaçırıldığını duyurdu.

Suriye’nin İdlib şehri yakınlarında kaçırıldıkları düşünülen Kızılhaç görevlilerinin kullandıkları aracın da ortada olmadığı bildirildi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’nın bildirdiğine göre Kızılhaç görevlilerinin araçla seyrettiği yol silahlı kişilerce kesilirken, görevlilerin üzerine de ateş açıldı.

Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’nin açıklamasında, Kızılhaç görevlilerinin üzerine ateş açıldığı bilgisi yer almazken, 6 Kızılhaç görevlisinin ve bir Kızılay gönüllüsünün kaçırıldığı doğrulandı.

Kızılhaç görevlilerini kaçıran şahısların kimliği net olmamakla beraber Suriye devlet televizyonu muhalifleri suçladı.

Görevlileri kaçıranlarla irtibat kuramayan Uluslararası Kızıl Haç Komitesi, ihtiyaç halindeki insanlara insani yardım götüren ekibin serbest bırakılmasını istedi.

100 binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve 2 milyondan fazla insanın yerinden olduğu Suriye’de, silahlı çatışmaların yarattığı engellemeler nedeniyle insani yardım çalışmalarının sekteye uğradığı dile getiriliyor.

SURİYE ULUSAL KONSEYİ’NDEN CENEVRE AÇIKLAMASI

George Sabra başkanlığındaki Suriye Ulusal Konseyi, siyasi çözüm konusunun görüşüleceği 2. Cenevre Konferansına katılmayacağını açıkladı.

El Cezire televizyonu,  Suriye Ulusal Konseyi’nin önümüzdeki kasım veya aralık aylarında yapılması beklenen 2. Cenevre konferansına katılmama kararı aldığını duyurdu.

Yakındoğu Haber’e göre, 2 Ekim 2011’de İstanbul’da kurulan Suriye Ulusal Konseyi (SUK) 11 Kasım’da Katar’da kurulan Ahmed Cerba başkanlığındaki Suriye Muhalefeti Devrimci Güçler Koalisyonu’nun (SMDK) en önemli bileşenlerinden biri durumunda.

SMDK’dan 2. Cenevre Konferansı’na katılım konusunda henüz resmi bir açıklama bulunmazken, BM Suriye Özel Temsilcisi Ahdar İbrahimi’nin kurban bayramından sonra Suriye’ye gideceği bildirildi.

Ahdar İbrahimi’nin bürosundan yapılan açıklamada İbrahimi’nin kurban bayramından sonra bölge ülkelerini kapsayan ziyaretlerde bulunacağı belirtildi ve bu ziyaretler kapsamında Suriye’ye de gideceği ifade edildi.

SURİYE MUHALEFETİNDE İÇ ÇEKİŞME VE ÇATIŞMA

Suriye’deki silahlı gruplar arasında iç savaşlar yaşanırken, ABD liderliğindeki Dostlar Grubu tarafından örgütlenen Ulusal Koalisyon adlı muhalif örgüt de dağılmanın eşiğine geldi.

Londra’da yayımlanan el-Hayat gazetesinin haberine göre George Sabra başkanlığındaki Suriye Ulusal Konseyi, içinde yer aldığı Ulusal Koalisyon’un 2. Cenevre Konferansına katılması durumunda, Koalisyon’dan ayrılacağını açıkladı.

Ulusal Konsey, daha önce de Ulusal Koalisyon’un Başkanı Ahmed Carba’nın 2. Cenevre Konferansı konusunda görüşmelerde bulunmak için New York’a gitmesine karşı çıkmıştı.

George Sabra’nın başkanlığını yaptığı Müslüman Kardeşler ağırlıklı Suriye Ulusal Konseyi, 114 üyeli kısaca Ulusal Koalisyon olarak isimlendirilen Suriye Muhalefeti Devrimci Güçler Koalisyonu adlı örgütte 40 üyeyle temsil ediliyor ve Koalisyon’un en önemli bileşeni olarak kabul ediliyor.

2. Cenevre Konferansına katılmayacağını açıklayan Suriye Ulusal Konseyi, 2. Cenevre Konferansı’nın yalnızca Amerika ve Rusya’nın çıkarlarını temin ettiğini söyledi.

Ulusal Koalisyon’un askeri kanadı olarak yapılandırılan Seim İdris Komutasındaki Özgür Suriye Ordusu askeri konseyi içinde yer alan bazı silahlı gruplar, 25 Eylül’de Nusra Cephesi’nin de imzaladığı bir bildiriyle Ulusal Koalisyonu tanımadığını açıklamıştı.

Öte yandan el-Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti ve Nusra Cephesi ile Özgür Suriye Ordusu ve Kürt silahlı gruplar arasında bir süre önce başlayan çatışmaların şiddetlenerek devam ettiği bildiriliyor.

Özgür Suriye Ordusu’na bağlı Gurabau’ş- Şam örgütü, Irak-Şam İslam Devleti’ni saldırılarını sürdürmesi halinde Halep’in dış semtlerinden Bustan Başa’yı Suriye ordusuna bırakmakla tehdit etti.

Bustan Başa’nın Suriey ordusunun kontrolüne geçmesi halinde el-Kaide güçlerinin kuşatma altına gireceği bildiriliyor.

Dün de Özgür Suriye Ordusu Sözcüsü Fahd el-Masri, örgütün genelkurmay başkanı olarak nitelenen Selim İdris’i bölge ülkelerinin istihbarat servislerinin uşağı olmak ve sivil katliamları yapmakla suçlamıştı.