Halepli iki Ermeni olan Enis ve Minas, El Kaide tarafından hapsedildi. Salıverilmek için Kaide'lilerin "Müslüman olma" şartını kabul eden Ermeniler, bunu yapmalarına rağmen serbest bırakılmadılar. Onları bekleyen, kafalarına sıkılan ikişer kurşun oldu.

Sol.org’un haberine göre, Suriye'deki El Kaide ve eski ÖSO bağlantılı silahlı gruplardan en fazla zarar gören halklardan birisi de Ermeniler.

El Ahbar'dan Suhaib Ancarini'nin haberine göre, "Ebu Minas" olarak da bilinen 69 yaşındaki Enis Livonyan, Halep'in doğusundaki el-Bab kırsalında küçük bir buz fabrikasının sahibiydi. El Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) dört ay önce el-Bab'ı ele geçirdiği zaman, fabrikada da kontrol sağladı.

Ölümcül hikaye de bundan sonra başladı.

IŞİD HAPSEDİYOR

Enis ve oğlu Minas, Halep'in Şeyh Neccar bölgesindeki IŞİD karargahına giderek burada Kaide emiriyle bir anlaşmaya varmayı denedi. Ancak IŞİD baba-oğulun Ermeni olduğunu öğrenince, onları tutukladı.

3'er çocuk babası olan Enis ile 38 yaşındaki Minas, 3 ay boyunca hapsedildiler. 3 ayın sonunda, bir dini hakim bu iki kişiye bir teklifle geldi: İslam'ı kabul edin, böylece güvende olursunuz.

Enis ve Minas teklifi kabul ederek kelime-i şehadet getirdiler. Bundan sonra bu iki "Müslüman Ermeni," hücrelerine "geçici" olarak geri gönderildiler.

IŞİD ERMENİLERE 'GÜVENMİYOR'

Kendilerini İslam'a davet eden Ebu İssa'nın verdiği söze rağmen, sonraki üç gün boyunca baba ile oğul serbest bırakılmadı. Minas bu durumun nedenini sorduğunda ise, bir El Kaide'liyle aralarında şu diyalog geçti:

- Emir, sizin İslamlığınıza ikna olmadı.

- Nasıl ikna olmadı? Kelime-i şehadet getirdik!

- Ehl-i kitap olan sizlerin İncil'i bozuk ve sizin inancınız hükümsüz. Bizi kandırmak için numaradan İslam'ı kabul etmiş gibi yaptınız.

İddiaya göre, bundan sonra IŞİD ile diğer silahlı çeteler arasındaki çatışmalar iki Ermeni'nin kaldığı cezaevine ulaşınca, Enis ve Minas ile diğer tutuklulara hakim karşısına çıkacakları söylendi.

HAKİM DEĞİL, İKİ KURŞUN...

Ancak Enis ile Minas'ın karşısına çıktıkları hakim, kafalarına sıkılan ikişer kurşun oldu. Baba-oğulun trajedisi ise bununla sona ermedi.

Livonyanların ailesi, Enis ile Minas hakkında hiçbir bilgiye sahip değillerdi. Öldüklerini ise internet üzerinden öğrendiler.

Yerel bir sivil kuruluştan bazı gönüllüler, naaşların Nusra Cephesi, Ahrar'uş Şam, Tevhid Tugayı gibi örgütlerin oluşturduğu Halep Şeriat Komitesi'nin elinde bulunduğunu tespit ettiler. Ancak Komite, iki Ermeni'nin cansız bedenini aileye vermedi. Gerekçesi ise şuydu: Ölenler, Müslüman olduklarını deklare etmişlerdi. Şimdi onlar şehit ve uygun bir şekilde, şeriat usullerine göre defnedilmeleri gerekir.