Perwer Yaş-ANF / Berlin - Son yerel seçimlerde büyük oy kaybederek birçok eyalette meclise giremeyen Almanya’daki Sol Parti'de (Die Linke) gözler bir hafta sonra yapılacak kongrede. Partinin ağır toplarından Lafontaine'nin Doğu Almanya kökenli Dietmar Bartsch ile girdiği anlaşmazlık yüzünden adaylığını geri çekmesiyle başlayan aday krizi derinleşti. Parti liderliği için şimdilik 10 kişinin ismi geçiyor.

 

Ülkenin en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya (NRW)'de başbakan Merkel'in partisi CDU'nun tarihi bir yenilgi almasıyla Almanya'da iç siyaset tartışmaları kızıştı. Ana muhalefet partisi SPD, 2013'e kalmadan federal seçimlerin hemen yapılmasında ısrar ederken, bugün açıklanan son bir anket sosyal demokratların CDU'ya yaklaşmak üzere olduğunu gösterdi.

 

Pazar günleri çıkan "Bild am Sonntag" gazetesinde yayımlanan ankete göre başbakan Angela Merkel'in başkanlığındaki Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU)'nun oy oranı yüzde 32.

 

Sosyal Demokratlar Partisi (SPD) ise yüzde 30 oy oranıyla CDU'yu takip ederken anket sonuçlarına göre; Yeşiller yüzde 12, hükümetin küçük ortağı FDP yüzde 6, Korsanlar Partisi yüzde 11 ve Sol Parti yüzde 6.

 

"SPD'NİN MUHALETİ EN BÜYÜK ENGEL"

2009'da yüzde 12'lik büyük bir başarı elde edip Federal Meclis'e girmeyi başaran Sol Parti'nin bu 2,5 yıllık süreçte anketlerde nasıl böyle yarı yarıya düştüğü dikkat çeken bir sonuç. Bazı Sol Partili politikacılara göre sosyal demokratların muhalefette olması oyların SPD'ye yönelmesine neden oluyor. Ancak basına göre ise Korsanlar'ın yükselişi Sol Parti'nin işini zorlaştırıyor.

 

Özellikle son bir ayda Schleswig-Holstein'da ve Kuzey Ren Vestfalya (NRW)'de yapılan eyalet seçimlerinde üst üste büyük yenilgi alan Sol Parti'de fatura yönetime kesilmiş durumda. Yönetim krizi ise her iki eyalet seçimin arifesinde eşbaşkan Gesine Lötzsch'in istifasıyla dışa vurdu.

 

Doğu Berlinli tecrübeli politikacı Lötzsch eşinin ağır hastalığı yüzünden istifa ettiğini açıkladı. Ancak ocak ayında Lötzsch, ANF'ye verdiği özel röportajda Haziran'da yapılacak parti kurultayında yeniden aday olacağını söyleyerek, partinin başında olmaya kararlı olduğu mesajını vermişti.

 

Lötzsch'in ardından şimdilik partiyi diğer eşbaşkan, Batı Almanyalı, Münihli eski sendika lideri Klaus Ernst idare etmeye çalışıyor. 2-3 Haziran tarihleri arasında Göttingen kentinde yapılacak parti kurultayına haftalar öncesinde ise kimin başkanlık için aday olacağı yönetim içinde ipleri koparma derecesine getirdi.

 

NRW'deki yenilginin hemen ardından partinin ağır toplarından Saarland Eyaleti'nin eski başbakanı Oskar Lafontaine, hemen kolları sıvadı. Berlin'e gelen Lafontaine'nin "Partinin başına geçmeye hazırım" sözü ise kursağında kaldı. Başkan Ernst'in tam destek verdiği Lafontaine'nin doğu Almanya'nın deneyimli politikacılarından Dietmar Bartsch yüzünden adaylığını geri çektiği belirtildi.

 

Adaylık için ismi geçenlerden birisi de Lafontaine'nin hayat arkadaşı Federal Meclis üyesi Sahra Wagenknecht. Ancak Wagenknecht'ın şimdilik partinin önemli isimlerinden Gregor Gysi'nin yürüttüğü Meclis Grup Başkanlığına göz diktiği söyleniyor. Ancak Gysi şimdilik koltuğunu kaptırmamaya niyetli.

 

BİSKY'NİN ÇIKIŞI GERİLİMİ YÜKSELTECEK

Eleştiri oklarının yöneldiği Federal Meclis'te grup başkan yardımcısı olan Bartsch için Parti içinde dengelerin sağlanması adına "Aday olmasın" talebi yükseliyor. Bunu dile getirenlerin başını batılı politikacıların çekmesi ise dikkat çekiyor. Fakat partinin ağır toplarından eski doğu Almanya'nın tecrübeli politikacılarından Lothar Bisky, adayının kesinlikle Bartsch olduğunu söyledi.

 

Sol Parti'nin, daha önceki ismi PDS'de 14 yıl boyunca başkanlık yapan 70 yaşındaki Bisky, Frankfurter Rundusch gazetesine verdiği demeçte "Benim zamanım geçti. Ben aday olmayacağım. Ancak Bartsch'ın adaylığına sevindim ve onu destekleyeceğim. 15 yıldır onunla birlikte çalıştık ve partiye vereceği çok şey olduğunu düşünüyorum" dedi.

 

Kongreye bir hafta kala partinin önde gelen genç ve kadın politikacılar Katja Kipping ve Katharina Schwabedissen ise parti içinde uzlaşmayı sağlama adına adaylığını açıklayan isimlerin başında geliyor. Fakat Sol Parti'nin yönetiminde uzlaşmanın kolay kolay sağlanmayacağı ve Göttingen'de zorlu iki günün geçeceği şüphe götürmüyor. Bakalım Sol Parti bu süreçten kendini yenileyerek ve güçlenerek çıkabilecek mi?