Onurunuz için ölmeyi göze alabilecek kadar cesur musunuz?

Ya da özgürlüğünüzü kaybetmeyi!

Sessiz kalma hakkına sahipsin!

Yitirdiklerinizi düşününce!

Tutuklu kaldığın dekadanstan çıkış biletin, sanırsın... 

Sanrılar peşini bırakmaz, ardın sıra kovalar... 

Sen çırpındıkça kaçmaya, daha bir batağa saplanırsın... 

Sanrılar, saplantılar, korkular tüm erdemlerini siler, süpürür...

Götürür!

Sürükler, oradan oraya...

Bulmaca gibisin ya; yukarıdan aşağı eğilir, soldan sağa bükülürsün...

Çözülürsün!

Kolayca...

Topraktan geldin ya, toprak ananın hiç kimseyi geri çevirmeyen şefkatli kollarına dönersin! 

Korku tohumlarının hazana çevirdiği topraklarda, hayat yeniden filiz verebilir mi?

Adaletsizliği kabul edişten, bir büyük itiraza dönebilir misin?

Çöküş, kaçınılmaz son mu, yoksa?

Onur için!

Cesaretiniz var mı?

Soraya'yı taşlamak kolaydır, halbuki! 

Cesaret istemez!

Ama ilk taşı, en günahsızınız atsın!

#AslıErdoğan #NecmiyeAlpay ve benzerlerine... 

Bu ülkede hep güvercinleri vurdular, çiçekleri de kırdılar...

Nasıl olduğunu gördünüz, neden olduğunu da yakında anlayacaksınız!

Yalnızca yaşananların gerçeklik algısı değil, gözler önündeki gerçeklik te yadsınıyor! 

Vicdanlarınız ölü, ruhlarınız arafta başıboş geziniyor!

Şiddet sarmalının alıkoyduğu, esir biçareler... 

İşin asıl ilginç yanı bunun farkında bile olmamanız! 

Rezil bir kepazelik...

Farkına vardığınızda çok geç olacak!

Geçmiş ola! 

Geçmiş...

Olur mu ki?

Geçmişi kanla zehir ettiğin yetmedi, 'an'ı kötü sonsuzluğa kurban vermektesin!

Vurdum duymaz, bakar görmez, duyar susar, bilir anlamaz... 

Bolca klişe laf eder, duyar kasar!

Sesli harflerle pasaklı ülkede; yasaklı ve sessiz mülteci olursun; kendi yurduna sürgün!

Ben kendi cehennemimde, razıyım kederime... 

Ölü kuşlar ve solmuş çiçeklerle dolu padalya cumhuriyetinin tahnitçileri;

topunuzun canı cennete!