Serkan Doğan / Demokrat Haber

1565 yılında Dekan sultanlıkları tarafından kuşatılarak altı aydan daha fazla bir süre talan edilinceye dek, 1336-1565 yılları arasında, stratejik konumu, etrafında doğal savunma alanı oluşturan tepeler ve şehri çevreleyen Tungabhadra nehrinden dolayı son büyük Hint krallığı sayılan Vijayangar İmparatorluğu’nun başkentliğini layıkıyla yapmış olan Hampi, bizim Kapadokya’daki yapılara benzer doğal görünümler arasında sayısız tapınak gruplarının serpiştirildiği özel bir coğrafyayla karşılıyor konuklarını. Hampi, Karnataka eyaletinin kuzeyinde yer alır ve Hinduizm’in en önemli merkezlerinden biri olarak kabul edilir.

Tapınak dolu tepeleri ve vadileri, olağanüstü doğal kaynakları ve benzersiz jeostratejik ve jeopolitik konumuna ilaveten, tarım ve bilhassa pamuk ve baharatı ile gittikçe zenginleşen ve hâlihazırda UNESCO dünya mirası listesinde yer alan şehir, geçmişte de Abdul Razaak (Arap), Domingo Paes (Portekizli) veya Nicolò dei Conti (İtalyan) gibi farklı uluslardan pek çok seyyahın dikkatini çekmiştir. 2010 yılında Vijayanagar Kralı Sri Krishnadevaraya’nın tahta çıkışının 500. yılı kutlandı, dans ve müzik katkılı buna benzer törenler, ritüeller, ayinler ve festivaller ile şehrin ruhu canlı tutulmaya çalışılıyor.

“Hampi” kelimesinin kökenine bakacak olursak, şehir geleneksel olarak Pampa-kshetra, Kishkinda-kshetra veya Bhaskara-kshetra olarak bilinir, bu da şehrin kıyısına kurulmuş olduğu Tungabhadra nehrinin eski ismi olan Pampa kelimesinden türetilmiştir. “Hampi” kelimesi (Pampa’dan türetilen) Kannada Hampe’nin İngilizceleştirilmiş versiyonudur. Seneler içerisinde, (Vijayanagara idarecilerinin ana tanrısı Virupaksha’ya atıfla) Vijayanagara ve Virupakshapura olarak da anılmıştır.

Vijayanagara kenti aslında yedi adet tahkimat hattı ile çevrelenmiştir. Bu tahkimatlarda bol miktarda kaleler ve kapılar da bulunur. Bunlardan yedincisi, en içeride ve en iyi korunaklı olanıdır. Vijayanagara veya Hampi’nin günümüze ulaşmış bulunan anıtları, dini, idari ve askeri yapılar olarak ayrılabilir. Yapılar gayet iyi bir şekilde korunmuş, muhafaza ve restore edilmiş durumdalar...

Hampi’ye ancak otobüs ile karayolundan veya tren ile ulaşabilirsiniz. (Burada şehre 143 km mesafedeki Hubli havalimanının şu anda kullanılmadığını önemle belirtmek isterim. Zaten kullanıldığı zamanlarda bile, Goa’dan kalkan uçak Mumbai veya Bangalore’den aktarma yapıyormuş). Otobüs ile ulaşmak isterseniz, Goa’dan 330 km, Bangalore’den de 350 km kadar mesafede ve bu şekilde yolculuk 9-10 saat sürüyor. Seyahatinizi gece planlayarak, hem konaklamadan tasarruf edebilir hem de sleeper bus adındaki tam yataklı otobüste dinlenerek ve uyuyarak menzile varabilirsiniz. Bu yataklı otobüsleri seçerken, mutlaka otobüs marka ve modeline, içinde perde, elektrik prizi ve çanta askısı koyma aparatı bulunması gibi ölçeklerin karşılanmış olmasına dikkat etmelisiniz. Aksi halde, aynı paraya çok daha konforsuz bir şekilde seyahat edebilirsiniz. Hampi, Hospet şehrine bağlı bir yerleşim ve otobüs Hospet’te duruyor, buradan Hampi’ye mesafe ise sadece 12 km. Bir tuktukla rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Hampi’ye geldikten sonra ise, kent gezisini bir bisiklet, motosiklet veya tuktuk ile yapabilirsiniz. Zira tapınaklar arasındaki mesafeler çok kısa aslında (toplamı 26 km2).

Gür ve bereketli palmiye, mango ve muz ağaçlarının sarıp kuşattığı Tungabhadra nehrinden karşıya bir botla, filler eşliğinde geçebilirsiniz. Fakat 550 dik basamağı göze alarak karşı kıyıdaki tapınağa gidiş ve geliş, 3-4 saati aldığından dolayı, bunu tercih etmedik. Zaten genelde çok uzun süre bu şehirde bulunmayı seçenler gidip kalıyorlarmış. Hampi gezisine başlanacak tapınak, elbette şehrin simgesi haline gelen Virupaksha Tapınağı oldu. Hampi’nin her yerinden görülebilen “gopuram” adındaki ana kapısı/kulesi ile ilk görüşte etkileyen ve insanın ruhuna yerleşen Tapınak, Shiva’nın bir formu olan Virupaksha’ya adanmıştır. Şehir sanki bu maymun dolu tapınak etrafına inşa edilmiş. 1442 yılında yapılan yaklaşık 50 metre uzunluğundaki bu dev üçgen yapı, bana ister istemez Katmandu’nun Bahtapur bölgesindeki tapınaklar sahasını hatırlattı...

Achyutaraya tapınağı, Badavi Luga, Chandramauleshwara tapınağı, Malyavanta Raghunathaswamy tapınağı, Hazara Rama tapınak kompleksi, Hemakuta tepesi ve tapınak grubu, Krishna tapınak kompleksi, Taş arabası ile Vitthala tapınak kompleksi, Preksha tapınakları, Saasivekaalu Ganesha tapınağı, Virupaksha (Pampavathi) tapınağı, Yeraltı Şiva tapınağı, Yantrodharaka Anjaneya tapınağı, ayrıca çeşitli kemerler ve kanallar, Kamalapura arkeoloji müzesi, Lotus Mahal, Zanana idari ilavesi, Fil ahırları ve eski pazar alanları görülmesi gereken eserler arasında sayılabilir. Özellikle Ramachandra (1513) ve Hazara Rama (1520) tapınakları bütün Hindistan’ın en görkemli yapıları arasında sayılıyor. Evet, bütün bu büyüklü küçüklü 1600 eser, en başta bahsettiğim altı aylık yağmadan geriye kalanlar...

Dravidyan mimarisinin etkileri bir yana, Vijayanagara mimarisi aynı zamanda özellikle Kraliçenin Banyosu (Hamamı) ve Fil Ahırları gibi seküler eserlerine Hint-İslam mimarisinin belirli unsularını adapte etmesiyle de tanınır ve bu şekilde çok dinli ve çok etnik gruplu bir toplum yapısı vurgulanmış olur. 1509-1530 yılları arasında hüküm süren Krishna Deva Raya’nın saltanat döneminde en şaşaalı zamanlarını yaşayan Hampi tam 200 yıl boyunca dini genişleme ve siyasi başarılarının yanı sıra, sanat ve mimarideki ilerleme ve gelişmelere de sahne olmuş bir şehirdir. Fakat ne yazık ki, 1565 senesinde yaşanan Talikota savaşı şehrin baştanbaşa tahrip edilmesine yol açmıştır.

Gün boyu bu tapınak grupları arasında gezdikten sonra, son durağımız ise Sri Prasanna Virupaksheshwara Swamy Temple ve Malyavanta Raghunatha Temple adındaki tapınakların yer aldığı tepe. İçindeki bir bölmede 24 saat boyunca sürekli olarak Ramayana destanının iki kişi tarafından ahenkli bir şekilde okunduğu bu alan, aynı zamanda günbatım izleme noktası olarak da biliniyor ve harika bir Hampi manzarası sunuyor. Matanga tepesi bunun için biçilmez kaftan. Unutmadan söyleyelim, eğer Hampi’ye gidişiniz Kasım ayına denk gelirse, bu durumda Karnataka eyaleti idaresi tarafından yılda bir düzenlenen Vijayanagara Festivaline katılma şansınız olabilir.