Ne oldu da hemen her soruya cevaben “Ama biz de” diye başlayan mağduriyet cümleleri kuruyorsunuz? Ne yaptılar size örneğin 28 Şubatta? Küçük olan yaşınızı büyütüp idam sehpasına mı gönderdiler? Oğul ve kızlarınızı gözlerinizin önünde sizi çırılçıplak soyup duvara mı dizdiler! Askerler sizi köy meydanına da toplayıp, ananızın babanızın gözleri önünde kendi dışkılarını mı yedirdiler? Neyin mağduriyetinden bahsediyorsunuz siz?

Kubilay misali kasaba meydanında kafanız kesilip “Allahu Ekber” naralarıyla sokak sokak gezdirdiler mi? Oruç tutuyorsunuz diye üniversite kampüsünde bıçaklanarak öldürüldünüz mü? Ramazan orucunu tutmak mı yasaklandı size? Camiye gitmek yasaklandı mı? İbadet yerimiz camilerdir dediniz de “Hayır mı” denildi! 5 vakit namazınız engellendi mi? Cem yasaklandığı için Aleviler jandarmadan gizli köylerde Cem ederlermiş, camiye gitmek, namaz kılmak, dua okumak yasaklandı mı size? Neyin mağduriyetinden bahsediyorsunuz siz?

Keçi otlatmaya giden 14 yaşında ki kızınız mı havan mermisiyle öldürüldü? Kapının önünde oynayan oğlunuz babasıyla birlikte kurşun yağmuruna mı tutuldu? Oyuncak diye elinize aldığınız şey bedeninizi mi parçaladı? Her gün geçtiğiniz sınırdan geçerken gökyüzünden başınıza bombalar mı yağdı. Toplu öldürüldünüz mü siz? Mezara toplu gömüldünüz mü? Mezarınız kayıp mı sizin? Kemikleriniz yakınlarınıza 30 yıl sonra mı teslim edildi? Neyin mağduriyetinden bahsediyorsunuz siz?

Kim ne derse desin bu ülkede mağduriyet denilince ilk akla Kürtler, Aleviler, Ermeniler ve adına azınlık denilen diğer topluluklar gelmelidir. Bu ülkede Kürtlere “Kürdüm” demek yasaklanmış, bırakın kendisine sahibi Kürt diye koyununa kuzusuna tahammül edinilmemiş, sahibi Kürt diye dağlarda koyunlar kuzular telef edilmiştir. Kürtlerin evleri yakılmış, köyleri boşaltılmış, doğdukları topraklardan başka diyarlara göçe etmeye zorlanmıştır. Alevilerin evleri işaretlenmiş, Çorum’da vurulmuş, Maraş’ta katledilmiş, Sivas’ta yakılmıştır. Neyin mağduriyetinden bahsediyorsunuz siz?

Elbette Cumhuriyet tarihi boyunca diğer birçok inançlara yapılan haksızlıklar gibi size de haksızlıklar yapılmıştır. Peki ama bunu gidermek için neler yaptınız siz? Örneğin 28 Şubatta tanklar Sincan’da yürümeye başladığında ne yaptınız siz? İki ağaç için sokağa döküldüler diye suçladığınız solcular gibi özgürlüğünüz uğruna ölümü göze alıp sokağa mı döküldünüz? Necmettin Erbakan 28 Şubatta kendini tankların önüne attı da bizler mi görmedik?

Bugün artık bütün partiler birleşerek, beklide meclis tarihinde görülmemiş şekilde elinizde ki türban mağduriyeti kozunu almış durumdadır! Doğrusu da budur zaten. İnsanların inancına, giyimine, kuşamına karışmak hiçbir şekilde kabul edilecek bir şey değildir. Öyleyse artık, sizin içinde diğer inançların özgürlük alanlarına kucak açma zamanı gelmiş olmalıdır. Öyleyse artık “Cemevleri ibadet yeri olsun” teklifine “İslam’da ibadet yeri camidir. Cemevleri kültürel mekânlardır” diyen Başbakanınıza karşı durma zamanı gelmiş olmalıdır.

Madem türbanın meclise girmesi ile birlikte en büyük mağduriyetiniz ortadan kaldırıldı öyleyse Alevilerin zorunlu din dersi, Alevi köy ve mahallelere caminin yapılması, Cemevlerinin ibadet hane olarak kabul edilmemesi mağduriyeti, Kürtlerin ana dilde eğitim ve birlikte özgürce yaşayabilme mağduriyetleri ile birleşerek bir an önce çözülmesi gereken mağduriyet olarak önümüzde durmaktadır.

Madem türbanın meclise girmesi ile birlikte inanç özgürlüğünün önü açılmış oldu öyleyse Alevilerin yoğun olarak yaşadığı ve Alevi halkının kesinlikle kabul etmediği Tuzluçayırda ki Cami-Cemevi inşaatını durdurmak için birlikte mücadele etmenin zamanı gelmiş olmalıdır. Zira mağduriyet politikası ile bir yere kadar gidilir. Sivas’ta saçları tutuşan genç kızlarımız vardı. Unutmayın ki Sivas’ta yakılan ve tabutları üzerine tülbent örtülen genç kızlarımızın ve ailesinin uğradığı mağduriyet kadar büyük bir mağduriyet olamaz.