Berlin Duvarı’nın yıkılışının 9 Kasım olarak kabul edilen 25. yıldönümü nedeniyle kentte etkinlikler ve kutlama hazırlıkları devam ederken, Die Zeit gazetesinin internet sitesi, 25. yılını doldurmaya hazırlanan “Birleşik Almanya”nın gerçekte ne kadar birleşmiş olduğu sorusuna şaşırtıcı yanıtlar veren bir dizi istatistiği derledi.

Agos'tan Evrim Kaya'nın dikkat çektiği habere göre, 2012 yılından günümüze, çok çeşitli verileri bir araya getiren ve Almanya haritası üzerinde işleyen gazetenin bulduğu sonuçlar çarpıcı: Yıllık gelirden tarım arazisi genişliği ortalamalarına, tatil alışkanlıklarından çocuklara verilen isimlere, eski Doğu Almanya ile eski Batı Almanya topraklarında yaşayanların neredeyse birleşmeden önceki kesinlikte sınırlarla birbirlerinden ayrı oldukları görülüyor.

34 YILDA NE DEĞİŞTİ?

Örneğin, 2012 yılı rakamlarına göre, kişi başı yıllık gelire göre renklendirilen bir harita, 1990’daki birleşmeden önceki Doğu-Batı sınırını aynen koruyor. Doğu’da ortalama 17 bin civarında olan rakam, Batı’da 20 bin-30 bin aralığına ulaşıyor. Batı’daki nüfusun ortalama yaşı 39-45 aralığında değişirken, Doğu’da 50’ye kadar çıkıyor. Doğu’da sosyal devlet hâlâ daha güçlü, sağlık alışkanlıkları da sürekliliğini koruyor. Örneğin haritadaki 2009 rakamlarına göre, grip aşısı oranı temel alınarak renklendirildiğinde, sınırın varlığını görmek mümkün. 2012 rakamlarına göre, 2 yaşın altında kreşe giden çocukların oranı Doğu’da yüzde 44 ile 63 arasında değişirken, bu sayı Batı’da yüzde 7 sınırına kadar iniyor. Doğu’nun coğrafyasında hâlâ geniş tarım arazileri yer kaplarken, 2013 rakamlarına göre silah sahibi olan kişilerin oranı da eski sınırları koruyan bir harita çiziyor. İlginç bir fark, karavan sahipleri arasında: Batı’da yaygın olan karavan kullanımı, Doğu’da yerini çadır alışkanlığına bırakıyor.

Kültürel farklar da keskinliğini koruyor. İlginç bir istatistik de Facebook’tan: ‘Ronny’ isminin yaygınlığına göre renklendirilmiş bir harita, keskin bir şekilde sınırları yeniden çiziyor. “Kasap”, “zımba”, “plastik”, “kızarmış tavuk” gibi kimi sözcükler de 90 öncesi nasıl farklı kullanılıyorlarsa, öyle kullanılmaya devam ediyorlar.

Çarpıcı olan iki harita daha var. Bunlara göre, yabancı oranı eski Doğu’da (Berlin hariç) Batı’ya göre ciddi oranda düşük, hatta Doğu’da yok denecek kadar az yabancı yaşıyor. Buna karşılık, 2013 rakamlarına göre Hitler sempatizanı aşırı sağ parti NPD’nin aldığı oylar, Doğu’da ciddi anlamda yüksek. Elbette “özgürlükler şehri” Berlin, haritanın koyu renkli Doğu tarafında aşırı sağın giremediği aydınlık bir delik olarak parlıyor.

Bu rakamlar göz önüne alındığında, akla gelen soru belli: Berlin Duvarı gerçekten yıkıldı mı? Yoksa Almanya’nın Doğu’su ile Batı’sı arasında görünmez sınırlar, ekonomik ve toplumsal yaşamı belirlemeye devam mı ediyor?