Milyonlarca insanının barışçıl ve demokratik yollarla protestolar düzenleyip polis şiddetine karşı durduğu Gezi Parkı Direnişi’ni kriminalize etmek amaçlı olduğu sürülen polis iddiaları komik bir hale geldi.

Polisin Beşiktaş’ın efsane taraftar grubu Çarşı’yı hedef alan gözaltılarından sonra “ele geçirilenler” arasında “uçak savar mermisi” olduğunu açıklaması şaşkınlık yaratmıştı. O merminin ve diğer iddiaların gerçekliği açığa çıktı.

Çarşı'nın avukatı Efkan Bolaç şöyle konuştu:

"TCK 220. maddede örgüt suçlaması için bazı şartların oluşması lazım. Bir, suç işlemenin amacının olması lazım. İki, 3 kişiden fazla kişinin üye olması lazım. Üç, elverişlilik olması lazım, yani cebir, şiddet vs. olması lazım. Dört, devamlılık olması lazım yani hiyerarşik yapının belli amaç için devamlılık içinde olması lazım. Öyle bir suç için dahi bir araya gelen insanlara örgüt muamelesi yapılamaz.

Mahkeme örgüt suçlamasına ikna olmadı. Bu nedenle herkesi serbest bıraktı. Ancak iki kişiyi vahim sayıda silah bulundurmaktan tutukladı.

Gerçekten de Halil İbrahim Erol’un evinde uçaksavar mermisi ve silah bulundu. Ancak bu silahlar Erol’un değil babasının. Babası zamanında Güneydoğu’da görev almış bir polis. Oradan alıp getirmiş. Bunu Savcılık ve mahkemede de söyledik. Ama babasının silahı Erol’a maledilip tutuklandı.

İbrahim Turan ise gösterilerde patlamamış bir gaz bombasını bir de boş gaz bombası kapsülünü eve getirmiş.

Daha vahim olanı dosyada dinleme kararlarını göremedik. Ama 2012’den beri yapılmış dinlemeler var. Gösterin dinleme kararını dedik. Gizlilik nedeniyle gösteremeyiz dediler. Tutanağa geçirdik."