CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 12 Eylül mahkemelerinin verdiği cezaları çeken mahkûm yakınları ile parlamentoda düzenlediği basın toplantısında "Bana sağcılar adam öldürüyor, dedirtemezsiniz" mantığı bu ülke elitlerinin ilkesi haline geldi. Bir ayağı kan döken, diğer ayağı kan emen bir sistem böyle kuruldu. İşte bugün yaşananlarda bundan ibarettir" dedi

 

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 3. Yargı paketinin adı konulmamış özel bir af içerdiğini ve bu aftan da yararlanan kişilerin ise kendi parti yöneticilerini ve 7 Türkiye İşçi Partili gencin katilleri olduğunu ileri sürdü.

 

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, sözlerine şöyle devam etti:

 

"Bilindiği üzere 3. Yargı paketi adı konulmamış özel bir af içermekteydi. Bu aftan yararlananlar ise partimizin yöneticilerinin ve Bahçelievler'de 7 Türkiye İşçi Partili gencin katilleri oldu. Bu 7 gencin öldürülmesi siyasi bir cinayetten öte, çırılçıplak bir nefret ve insanlık suçudur.

 

AK Partili bir milletvekili tahliyelerin emrini bizzat başbakanın verdiğini dile getirdi. İnsanları, sokak ortasında kurşunlayan, ev basıp boğazlayanlar çıkar çıkmaz pişman olmadıklarını belirtti. Kendilerini tahliye edenlere, verdikleri sözü tuttukları için teşekkür etti.

 

3. Yargı paketiyle oluşturulan af, 12 Eylül referandumunun sonuçlarından biridir. Bu örtülü af sağ-sol eşitlemesi değildir. Devletin kendi geçmişiyle hesaplaşmak yerine helalleşmesidir. Sağ-sol eşitlemesi ise kılıftan ibarettir. AK Partinin hukuk ve adalet anlayışının tipik örneklerinden biridir.

 

1980 öncesinde çoğu devletin bilgisi ve yönlendirmesi dâhilinde pek çok insan öldürüldü, toplu katliamlar yapıldı. Maraş, Çorum ve Sivas katliamı davalarından tek bir kişi bile ceza almadı. 16 Mart katliamı zaman aşımına uğratıldı. Katilleri beslemek, koruyup kollamak geleneğe dönüştü. "Bana sağcılar adam öldürüyor, dedirtemezsiniz" mantığı bu ülke elitlerinin ilkesi haline geldi. Bir ayağı kan döken, diğer ayağı kan emen bir sistem böyle kuruldu. İşte bugün yaşananlarda bundan ibarettir.

 

İnsanlık suçu işleyenlere yönelik düzenlenen özel affın açıklaması olarak, hapishanede kalan solcuların 1991 yılındaki şartlı salıvermeyle bırakıldığını ama sağcıların halen hapis yattığı belirtildi. Birincisi, bu 12 Eylülün bir sağdan, bir soldan mantığıdır. Cuntacı adaletidir. Böyle adalet anlayışı olmaz. İkincisi, bu açıklama gerçekle örtüşmemektedir. Bizim bildiğimiz şu an 8 solcu hapishanede kalmakta ve 12 Eylül mahkemelerinin verdiği cezaları çekmektedir. Birbirinin kopyası niteliğinde davalardan halen içeride bulunan 8 kişinin isimleri ise şöyledir;

 

Hasan Gülbahar, Halil Gündoğdu, Muzaffer Öztürk, Tahir Canan, Osman Evcan, Tuncay Kurtbaş, Hasan Erdemli ve Cemil Erdem. Bu kişiler, darbe mahkemelerinin verdiği cezayı çekmektedir. 32 yıl geçmiş olmasına rağmen halen darbe hukukunun uygulanıyor olması demokrasi adına utançtır.

 

Çatısı altında bulunduğumuz meclisin bir ayıbıdır. Bu utançtan, bu ayıptan kurtulmanın yolu ise darbe dönemi mahkemelerinin her türlü kararının ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir. Darbeyle hesaplaşmak iddiasında olanlara açık çek veriyoruz. Gelin sözde değil, özde hesaplaşalım. Çocukları babasız büyüyenlerin torunları, dedesiz büyümesin. Evlat hasreti çeken analar, babalar yıllar sonrada olsa çocuklarına sarılabilsin." dedi

 

12 Eylül mahkemelerinin mahkum yakınları ise yakınlarının uzun süredir cezaevinde kalmasından ötürü haksızlığa uğradıklarını savunarak yakınlarının biran önce serbest bırakılmalarını istediler.