DEMOKRAT HABER

Cumhuriyet gazetesi bugün Dersim tartışmalarında devletin, CHP’nin, Onur Öymen’in, Kılıçdaroğlu’nun söylem ve politikalarına haklılık kazandırmak için önemli bir “gazetecilik” görevini yerine getirdi.

Cumhuriyet’in Ankara Büro’sundan Barkın Şık imzalı “İşte Dersim belgeleri” başlıklı kısa haberde, belge adı altında birkaç paragraflık yazıya yer verildi.

“İşte Dersim Belgeleri” diye sunulan haberdeki özenle seçilmiş bu birkaç paragrafı okuyan insanların kafasında, “Dersim’de devlete karşı gelmişler, o zaman başlarına geleni hak etmişlerdir” düşüncesi oluşturulmaya çalışılıyor.

Zaten haberin altına yapılan yorumlardan aşağıdaki bir tanesi bile, Cumhuriyet’in bunu ne kadar başardığını gösteriyor:

“İSYANLAR BASTIRILIR, BU KADAR BASİT. KENDİ DEVLETİNE KARŞI GELENLER, ÜLKENİN RAHATINA ÇOMAK SOKANLAR DURDURULUR HEM DE NE PAHASINA OLURSA OLSUN TÜM ÜLKENİN İYİLİĞİ İÇİN.”

 

Cumhuriyet’in “İşte Dersim Belgeleri” haberinin tamamı şöyle:

Genelkurmay arşivindeki belgelerde, Bakanlar Kurulu'nun gizli kararları, kentteki aşiretlerin silahlanması, askeri operasyonlar tüm ayrıntılarıyla anlatılıyor. Bölgeyi inceleyen Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey eski yönetimi suçlayarak nedensiz ve sonuçsuz şiddetin bölgeyi karıştırdığını vurguluyor. Diyarbakır Valisi de halkın öldürülme ya da göç ettirilme korkusu içinde olduğuna dikkat çekiyor.

Cumhuriyet, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “tüm arşivleri açın” çağrısı yaptığı Dersim konusunda Genelkurmay arşivini açıklıyor. Arşivdeki belgelere göre Dersim (Tunceli) ayaklanmalarını bölgede yeni kurulan karakol inşaatları tetikledi. Karakollara yapılan baskınlar üzerine askeri operasyon düzenlendi.

Genelkurmay arşivindeki belgelerde kurumlar arasındaki yazışmalar, Bakanlar Kurulu’nun gizli kararları, kentteki aşiretlerin silahlanması, ayaklanmaya yönelik yapılan askeri operasyonlar tüm ayrıntılarıyla anlatılıyor. Cumhuriyet’in ulaştığı Genelkurmay Başkanlığı arşivine göre, Dersim’deki gelişmeler belgelere şöyle yansıdı:

Cumhuriyetin ilanını takip eden senelerde özellikle Şeyh Sait Ayaklanması’ndan sonra Ankara, Doğu illeri ile beraber Dersim’i (Tunceli) dikkate almış ve ıslahatı için incelemeler başlatmıştı. Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey 2 Şubat 1926 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na şu raporu sundu:

“Yaptığım temasların bende hasıl ettiği izlenime göre, Dersim gittikçe Kürtleşiyor, ülküleşiyor ve dolayısıyla tehlike büyüyor. Hükümeti senelerden beri meşgul etmekte bulunan Dersim meselesi, eski idarenin seyyiat (günah) mirasından başka bir şey değildir. Yeni hükümetin bazen adil davranış, bazen zayıf ve bazen de sebepsiz ve neticesiz şiddet gösterme gibi dengesiz politikası Dersim’i daimi hercümerç yuvası haline getirmiştir.

Cehaletin, geçim darlığının, iç ve dış aldatmaların, Kürtlük eğilimlerinin, son irtica hareketini tedibden doğan intikam hislerinin, dini ve içtimai devrimler vesilesi ile kara kuvvetlerinin uyandırdığı kötü telkinlerin etkisi altında bulunan avam halk; reis, şeyh, bey ve ağanın esir ve oyuncağıdır. Şekavet, bunların kışkırtması ile olmaktadır. Tunceli Kanunları kapsamında, Kahmut, Sin, Karaoğlan, Amutka, Danzik ve Haydaran gibi bucak merkezlerinde yapılan karakol inşaatları, bölgedeki aşiret reisleri ile ağaları rahatsız etti. Yukarı Abbas Uşağı aşireti reisi Seyit Rıza, Haydaran, Demenan, Yusufan, Kureyşan aşiretlerine adam göndererek, hükümet aleyhine ittifak sağladı. Dersim harekâtının başlamasına neden olan ilk olay 1937’de 20 Mart’ı 21 Mart’a bağlayan gece 23.00 sıralarında yaşandı. Pah bucağı ile Kahmut bucağını birbirine bağlayan Harçik Deresi üzerindeki tahta köprünün yıkılması ve telefon hattının tahrip edilmesi üzerine 4’üncü Genel Müfettişliği, askeri birlikleri bölgeye gönderdi. 26 - 27 Mart gecesinde Sin Karakolu ile bucağı arasındaki telefon irtibatı kesildi ve kimlikleri bilinmeyen kişiler tarafından ateş baskını yapıldı. 4’üncü Genel Müfettişlik bunun üzerine, bölgedeki askeri birliklerinin takviye edilmesini istedi. 26 Nisan 1937 tarihinde Sin bucağının Hozat bölgesinde bulunan Askisor Karakolu saat 20.00 sularında 100 kadar eşkıya tarafından kuşatıldı. Karakolda 36 kadar asker vardı ve çatışmalar sabaha kadar sürdü.”

Haberin orjinalini ve altına yazılan okur yorumları merak edenler buradan bakabilir:
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=220826