Roboski'de savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 34 kişinin ölümüyle ilgili Genelkurmay Asker Savcılığı'nın takipsizlik kararı vermesi üzerine, dava Anayasa Mahkemesi'ne taşınmıştı. Adalet Bakanlığı AYM'ye gönderdiği savunmada "Olayın içinde bulunduğu koşullar, güç kullanılmasını gerektiren makul bir inancın varlığını göstermelidir" dedi.

''Kürtleri öldürmek vatansever bir eylemdir.''

Daha sonra bir hata olduğunun anlaşılması, kullanılan gücü otomatik olarak haksız hale getirmez.

''Kürtleri öldürmek haktır.''

Aksini düşünmek, devlete ve kanun adamlarına görevlerini yaparlarken, belki de kendilerinin ve diğerlerinin yaşamlarına zarar verebilecek gerçekçi olmayan bir külfet yüklemek olur.

''Kürtleri öldürmek sevaptır, öldüren de mücahittir.''

Bununla birlikte olayın içinde bulunduğu koşullar, güç kullanılmasını gerektiren makul bir inancın varlığını göstermelidir" dedi.

''Makul inanç varsa Kürtlerin öldürmek vatan borcudur.''

Güvenlik güçleri, bir terör veya yakalama operasyonunda, henüz fiili saldırıyla karşılaşmamış olsalar bile AİHM Sözleşmesinin 2’nci maddesi 2’nci fıkrasındaki amaçları gerçekleştirmek için güç kullanabilirler.

''Kürtleri öldürmek için makul sebep şüphedir.''

Ancak, bu durumsa güç kullanmalarının o sırada geçerli gibi görünen sağlam sebeplere dayandığına dair samimi bir inançları bulunmalıdır.

''Kürtleri öldürmek devlet nezdinde samimiyetin gereğidir.''

Daha sonra bir hata olduğunun anlaşılması, kullanılan gücü otomatik olarak haksız hale getirmez.

''Kürtleri öldürmek haklı bir gerekçenin icrasıdır.''

Aksini düşünmek, devlete ve kanun adamlarına görevlerini yaparlarken, belki de kendilerinin ve diğerlerinin yaşamlarına zarar verebilecek gerçekçi olmayan bir külfet yüklemek olur.

''Kürtleri öldürmek devlette devamlılığın gereğidir.''

Bununla birlikte olayın içinde bulunduğu koşullar, güç kullanılmasını gerektiren makul bir inancın varlığını göstermelidir."

''Kürtleri öldürmek fıtratın gereğidir.''

*************

Akıl alır gibi değil, devlet pervasızlıkta sınır tanıyamayan bir cinayet şebekesi gibi.

Kürtleri öldürmenin tadına doymayan devlet, Roboski'de 34 Kürt köylüsünün paramparça edilmesine kılıf uydurmak için evvela ''emri icra'' dedi.

Sonra öldürmek yetmez acılarınızın üzerinde tepinmek de bizim vazifemiz , ‘’her kürtaj bir Uludere’dir’’ dediler.

Her türlü rezaletin inancın samimiyeti adı altında ‘’meşum bir ikiyüzlülüğe’’ büründüğü memlekette Kürd’ün ölümü ancak ‘’kürtaja denk’’ olabilir.

Ne istiyorsunuz Kürtlerden diye sormak da sanırım ikiyüzlülüğünüze ortak olmak manasına geliyor artık. Ömür billah ölsün istiyorsunuz. Ölen ölsün, ölmeyen acıdan inim inim inlesin istiyorsunuz.

‘’Bununla birlikte olayın içinde bulunduğu koşullar, güç kullanılmasını gerektiren makul bir inancın varlığını göstermelidir."

Şayet amacınız bu değilse, adında ‘’adalet’’ kelimesi yer alan aslında adalet ile ilişiği bulunmayan bakanlığın savunmasında yer alan bu cümle neyin nesidir?

Yıllarca mutlu olmak için Türk olmak gerektiğini palavralarla, zorbalıkla, işkenceyle, dikte ettiniz bu insanlara. Olmadı başaramadınız…

Doğrusu amacınız Kürtler’in mutluluğu değildi, ‘’Sünni Türk’’ algısını egemen kılmaktı emeliniz.

''Kürtler, ateşte yanan insanlara alkış tutacak kadar ‘’dindar’’, Duşakabinoğullarını ataları sayacak kadar ‘’Türk’’ olacaktı! Ne güzel sizler de ‘’mutlu’’ olacaktınız.''

Ama olmadı işte hevesiniz kursağınızda kaldı.

Şimdi yılların birikmiş nefretiyle ‘’koşullar güç kullanmayı gerektiriyor’’ diyerek Kürtleri öldürüyorsunuz. Sonra ‘’makul inancın varlığı’’ deyip bir taraftan öldürdüğünüz insanların acılarını tekmeliyorsunuz, bir taraftan da günahkar ruhlarınızı temize çekiyorsunuz.

Bir metre seksen santim boyundaki evladının cesedini küçücük bir poşete sığdıran annenin acısını kirli ruhlarınızın arkasına saklayamazsınız. Bunu siz unutmayın biz de unutmayalım.