Toplumlar insanlıkla aralarına neden mesafe koyma gereği duyar! Önce bunu anlamak, buna cevap vermek gerekir.

Türkiye'de yaşıyorsanız, bunun sofistike olmayan çok basit bir cevabı var. Toprak için insan olmaktan vazgeçenlerin, insanlığı ayakları altına alanların memleketi burası...

Toprak için bilinçsizce vahşet yaratanların egemen olduğu bir memleket...

35 günlük bebeklerin "terörist" olduğu, mezarlık yerine cesetlerin buzluklarda istiflendiği bir memleket...

Bir annenin kızının ölü bedeniyle uyuması, o korkunç ölüm gecesinin hüznüyle uyanması... Uyandığı sabah aynı katil ruhların ortalıkta dolaşması, aynı küstahlığın sevimsiz ve sorumsuz haliyle ölüm naraları atması...

Bir anne ölmüş kızının saçlarına kına yakmakta... Ellerine kına yakıp kefenlemekte... Toprağa vermek çok görüldüğünden, buzluğa yatırmakta...

Yüzde 98'i Müslüman olan bir memleketin merhametidir; buzlukta bekletilen o küçük kızın bedeni.

Şüphesiz Filistin değil Cezire elleri. Ölenler Arap, vuranların İsrail değil. Yüzde 98'i Müslüman olan bir ülkenin ne kabahati olabilir! Hiç kimse bu ülke Kürtlere zulüm uyguluyor diyemez; olsa olsa Kürtler gönüllü olarak zulme yatmıştır!

Orası Gazze değil ki... Orası egemen Türk halkının merhamet elini tutmayan, acıya ve zulme müstehak Kürtlerin Cizre’si... Dış güçlerin oyununa gelip; eşitlikten, adil yönetimden, anadilinde eğitim görmekten bahsedenlerin yani bölücülerin memleketi!

Orada Esma ölmüyor, Eymen Aşur ölmüyor, Basil Selim ölmüyor... Orada ölenlerin yeri yurdu gibi isimleri de farklı; Havin, Avaşin, Bawer, Newroz, Delila... Apansız kurşunların hedefi oluyor.

"Biz ki babamızdan miras kalan bir parça arazi için gözümüzü kırpmadan kardeşimizi öldürmeyi göze almışız, Kürtlere toprak mı veririz. And olsun bu uğurda 35 günlük bebeklerin dahi canını alırız!"

Bu uğurda canımızı bile veririz, çünkü toprak uğrunda ölen varsa vatandır. Tabi öncelik fakirlerin... Hayattan bir beklentileri yok nasıl olsa bari "ölerek şehit olsunlar" da ahiretlerini kurtarsınlar!

Bu topraklar yüz yıllardır şehitlerin kanlarıyla sulanıyor, bundan sonra da böyle olacak! Mütemadiyen ölecek bu halk, yeter ki fakirimiz olsun!

Yeter ki fakirimiz bol olsun; çok ölür, çok öldürürüz!

Bir anne ölmüş kızının saçlarına kına yakmakta... Ellerine kına yakıp kefenlemekte... Toprağa vermek çok görüldüğünden, buzluğa yatırmakta...

Çocuklar oyun oynamalı oysa... Aynı kalbi, aynı masumiyeti taşımıyor mu bütün çocuklar! Aynı yangınla kül olmuyor mu anaların yüreği!

O halde Cizre’yi Gazze'den ayırmak vicdan ve akıl yoksunluğu değil midir?

Kürdistan'da öldürülen her insandan, patlayan her bombadan sonra; bırakın duygu sömürüsünü asıl siz Gazze'ye kulak verin diyenler, bu haksız hukuksuz savaşın da sorumlularıdır.

Bu ikiyüzlülüktür yıllardır ülkeyi belaya sürükleyen, ölümü kapımızdan eksik etmeyen.

"Sen Türk evladı değilsin, seni yakacağım" bu sözler 1993'te Lice'yi yakan askerlerin halka söylediği sözlerdi. Derin devletin öldürdüğü Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın bahane edilerek bir kent yakıldı. Binlerce insanın evi, ocağı kül oldu. İnsanlar günlerce aç kaldı. Bebekler susuzluktan çatladı.

22 yıl sonra bu sefer Cizre’de hortladı faşizm. 1915'in hatırasıyla Kürt kırımına niyetleniyorlar. "Cizre sokaklarında polis, “Ermeniler sizinle gurur duyuyor, Ermenisiniz Ermeni, hepiniz Ermenisiniz, Ermeni piçleri” diyerek anons yapıyor." Kana kana düşmanlık bu olsa gerek. Son bulmayan nefret Ermenileri bitirdi, şimdi sıra Kürtlere geldi. O günlerin özlemiyle ölüm avına çıkıyorlar.

Kürt Türk kardeştir diyorlar!

Kürtler de haklı olarak iyi de kardeşlik hukukunda eşit paylaşım var, haklarımızı verin kardeş olalım diyor. Bu sefer ortaya silahı koyup gel de al diyorlar! Size kardeş diyoruz işte bu neyinize yetmez! Sizin için en büyük hak Türk'ün himayesinde yaşamaktır, bundan âlâ hak mı olur!

Ermenilerin topraklarımızda gözü vardı; haklı olarak köklerini kuruttuk, Rumların topraklarımızda gözü vardı; sürmek zorunda kaldık, şimdi de kardeşliğimizle yetinmeyen "nankör Kürtler" topraklarımızı bölmeye çalışıyor. 75'indeki yaşlıdan, 35 günlük bebeğe, çocuğu kucağında anneye kadar bunun için çabalıyor, memleketimizi bölmeye çalışıyorlar.

Toprak diyerek insanlıkla aralarına mesafe koyuyorlar. Bu uğurda ülkeyi Kürtlerin başına yıkacak dirayeti, bebeklere terörist diyecek sefaleti göstermekten geri durmuyorlar.

Bu işin nihayeti ne olur, insanı olmayan topraklar kimi mutlu eder siz söyleyin...