Şırnak valisinin aldığı bir karar haberleştirilmiş.  Şırnak valiliği belli tarihlerde 9 geçici güvenlik bölgesi ilan ediyor. Valilik bir iki gerekçe sıralıyor ki birçoğu klasik gerekçeler, fakat öyle bir gerekçe var ki, işte onun üzerinden atlanamaz, halk için büyük önemi olan gerilla mezarlıklarına saldırıyı içeriyor.

Herkes gerilla mezarların Kürt halkının en kutsalı olduğunu bilir. Büyük ihtimal ile merkezi planlanmış bir provokasyon, Şırnak valisine de bunu uygulamak kalacak. Eğer mezarlıklara  saldırı olursa sonrası halk ile arasındaki hukuk sona erecektir. Mezarlarına yani kendi manevi değerlerine saldıran kim olursa olsun iyi bakılmaz, nereye giderseniz gidin bu iş böyledir. Fakat gözüken o ki bu yapılacak büyük provokasyondan önce vali valizlerini hazırlamaya başlamıştır. Yoksa bir ilde kalıcı olmak isteyen bir mülki amir bu tür şeylere kalkışılmayacağını bilir. Bilmiyorsa şimdiden bunun hesabını yapması lazım, bu provokatif görevi yürütmemesi gerekir. Geçtim burada kalmayı, bu yapılan davranışın sonucu savaş suçu ile yargılanmak da var unutmamak lazım.

İstedikleri şey ihtiyaçları doğrultusunda Türkiye kamuoyunda 90'lar algısı yaratmak, bu nasıl olacak, halkı mobilize edecek sağlam bir provokasyon dinamiği ile. Suruç katliamı sonrası, seçimlerden beri yapılan provokasyonlara , PKK'nin savaş ile karşılık vereceği hesaplanmış, tüm hesaplar ona göre yapılmıştı ki, PKK Hükümet adına çalışanları boşa çıkardı. Tüm saldırılara nerede ise sıfır cevap verdi.

Böyle olunca yaptırdıkları anketler de gösterdi ki bu provokasyon boşa çıktı. HDP’nin oyları etkilenecek kadar bir değişiklik ortaya çıkmadı. Öyleyse batı kamuoyunda PKK'nin kendiliğinden harekete geçtiğini gösterecek yeni oyunlar gerekiyor. Batı kamuoyu onların anladığı dille söylersek tekrar 'terör' (halk hareketlenmesi yeterli )başlar ise o zaman, tüm çelişkileri unutarak AKP ne yaparsa destek verecek.

O zaman ne olacak, sadece Kürt halkı üzerinde değil Türk halkı üzerinde etkisi bulunan HDP'de siyaset yapan vekilleri -başta Selahattin Demirtaş- devre ya da daha doğru ifade etmek gerekirse siyaset dışı bırakacaklar.

Bu provokasyon dinamiği şu an devreye sokuldu. Sevgili Selahattin Demirtaş hakkında, birçok fezleke meclise gönderilmeye başlandı. Demirtaş'ın 6-8 Ekim Kobani eylemleri üzerindeki etkisi tekrar işlenmeye başlanacak, bölgede mezar yıkma benzeri büyük provokasyonlar gerçekleştirilerek, Türkiye kamuoyunun sağlıklı düşünmesinin önüne geçilecek ve o zaman, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti, kendisini başkanlıktan eden en büyük rakibine verebildiği kadar zarar vermeye çalışacak.

Sayın Öcalan bir kere daha haklı çıktı, bir darbe dinamiği devreye sokuldu. AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece iktidarı için artık mücadele vermiyor, eğer düşerse kaybederse, hem burada yargı, hem de uluslararası ceza mahkemesi onları bekliyor. Bu söylediğim şeyler, her türlü çılgınlığı bu ekibe artık yaptırabilir.

Bence devlette memur olanlar, her ne yapıyorsa bu dediklerimi düşünmeden hareket etmesinler. Bu modern darbeciler etrafındaki birçok kesimi, daha kendi bataklığına çekiyor.

Bir provokasyon yapılırken, bununla birçok şey hedeflenir. Küçük Güney Kürdistan, ya da şimdiki adı ile Rojava için de hazırlıklar son hızla devam ediyor. Kontra bir sözde Türkmen ordusu hazırlanıyor. Bu hazırlanan ordunun, bizim için Işid teröristlerinden daha etkili olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum. Selefi-Vahabi olan Işid teröristleri belli bir etki alanı burada var etse de, kamuoyunu istenilen düzeye getirecek bir güce ulaşamadı. Böyle olunca Türkiye devleti Rojava' nın etkili bir güç olmasını engelleyemedi . Fakat bizim coğrafyamızda körü körüne bir ırkçılık var, o düzeyde ki durumları, Çinli diye dövmedikleri insan kalmadı. Eğer bu kontra Türkmen gücünü harekete geçirir ve belli bir güç olmasını sağlarlar ise o zaman, tehlikeli bir durumun içerisine girilir.

Rojava devrimini de, Kuzeydeki (Türkiye Kürtleri) devrimi bastırdıkları aynı dinamik ile çözmeyi deneyecekler, oradaki en ufak gelişme de Kontra Türkmenleri bahane ederek, burada sokağa çıkarak algı oluşturacaklar.

Tüm çözüm sürecini hatırlayın, devlet başından itibaren Kürt karşıtı gücü örgütledi. Bu güç başarısız (istedikleri düzeyde olmadı ) olunca, o içine girdiği pislikten şimdilerde Amerika’nın verdiği destek ile çıkmaya çalışıyor. İçeride yeni başlattığı provokasyon dinamiği ile savaş tetiklenecek, belki HDP'ye güçlü bir saldırı ile yönelinecek, belki bazı siyasetçilere yasak getirilecek, tüm bunlar içeride olurken, bu sefer içeride biz bu durumu çözmeye çalışırken, Türkmen Kontra gücü orada örgütlenecektir.

O yüzden kısa vadeli düşünmelerin yanında, asıl uzun vadeli saldırılara karşı da mutlaka hazır olunması gerekir. Geçen sefer çözüm süreci ile Rojava’da kontra (Işid ve El-Nusra )örgütleyenler, bu sefer iç savaş dinamiği ile bir çalışma içerisine girecektir. Uluslararası çeteler (devletler) bu durumu seve seve kabul edeceklerdir. Çünkü Işid benzeri örgütler, layıkı ile görevlerini yerine getirmiş olup yeni dinamiklerin devreye sokulması lazım.

Kısa vadede seçimleri hedefleyenler, uzun planda da Rojava'yı hedefleyenler, halkın en mahrem alanı olan mezarlarına el attılar. Halkın mezarlarından elinizi, gözünüzü, dilinizi çekin, yoksa ortaya çıkacak tepkinin sonuçları hepinizi çok şaşırtabilir.