Bu hafta Woody Allen, Terrence Malick gibi ustalarla, Örümcek Adam’ın yönetmeni Sam Raimi ile buluşma ve Türkiye için yeni bir yönetmenle tanışma haftası.

UZUN BOYLU ESMER ADAM (YOU WİLL MEET A TALL DARK STRANGER)

Woody Allen sevenlerle sevmeyenleri masa başı sohbetlerde tekrar karşı karşıya getirecek “Uzun Boylu Esmer Adam” oyuncu kadrosu ve yapım ekibiyle uluslararası bir iş.

Antonio Banderas, Josh Brolin, Anthony Hopkins ve Naomi Watts gibi yıldız isimleri kamera önüne getiren yönetmen Woody Allen senaryosunu da yazdığı ‘Uzun Boylu Esmer Adam’ ile yine bir grup insanın hem birbiriyle paralel hem bağımsız varoluş, inanç ve ilişkiler durumunu anlatıyor.

Önceden gösterime giren Paris’te Gece Yarısı, Roma’ya Sevgilerle filmleriyle Avrupa’da dolaşan usta yönetmen Allen’ın her filmi için seçtiği şehirler o şehre Olimpiyat verilmiş gibi heyecan yaratırken bu hafta izleyeceğimiz Uzun Boylu Esmer Adam ile bir Londra hayatına tanık olacağız.

Yönetmenin 4. kez Londra’yı seçtiğini hatırlatarak bu kentin Woody Allen için önemini vurguladıktan sonra filmin Hollywood-İspanya ortak yapımı olduğunu da ekleyelim.

İnanç, mistisizm, din ve metafizik iyimserlik üzerinden mesajlar veren film 2010 yılına ait bir yapım ve 17 Ocak’tan itibaren Avustralya’dan başlayarak salonları dolaşıyor. Allen filmlerinde çok da alışık olunmayan bir özellik olarak 17-18 yaş sınırı uygulanan yapımda cinselliğin ve argo dil kullanımının yoğun olduğu belirtiliyor.

Kimi Batılı eleştirmenler tarafından Allen’ın en iyi 5 filminden biri olduğu görüşü dile getirilen yapım Londra’da geçtiği için olsa gerek Shakspeare’ın Macbeth’inden Zak Orth tarafından seslendirilen Allen repliği ile başlıyor: “Dünya bir aptalın anlattığı saçma bir hikâyeden başka bir şey değil.” Bu nihilist yorum ile Allen’ın inanca dayalı anlatımı birleşince izleyenlerin ciddi varoluşsal fikirlerle salondan ayrılacağı düşünülebilir.

AŞKIN İZLERİ (TO THE WONDER)

En son Hayat Ağacı ile çarpıcı bir hikaye anlatan yönetmen Terrence Malick’in prömiyeri Venedik Film Festivali’nde yapılan Aşkın İzleri filmde Javier Bardem, Ben Affleck ve Olga Kruylenko gibi isimler rolleri paylaşıyor.

ABD’li bir adamla Avrupalı bir kadının aşkına odaklanan yapımda Ben Affleck’in rolü için Christian Bale ismi duyurulmuş idi ancak benim gibi Bale sevmeyenlerin gözünü aydınlatacak şekilde kamera önüne Affleck geçti.

Paris başta olmak üzere birkaç Fransa kentinde çekilen yapım için oyuncuların eline bir senaryo verilmeden girişilen hazırlıklar gibi birtakım deneysel yaklaşımların uygulandığı film için soyut nitelemesi yapılırken Aşkın İzleri’nin diğer Malick yönetmenliklerinden daha arı olduğu söyleniyor.

Jessica Chastain, Rachel Weisz, Amanda Peet, Barry Pepper ve Michael Sheen gibi isimlere ait oyunculukların ise final cut’ta filmden çıkarıldığı iddia ediliyor.

Venedik Festivali’ndeki gösterimi sırasında yaşanan birkaç teknik sorun nedeniyle prömiyer bazı eleştirmenlerce fiyasko olarak nitelense de Mallick’in filmi sadece fragmanı izleyenler için bile çok şey vaat ediyor.

KADINLAR (ELLES)

Yine geç bir yapım (2011) olan ‘Kadınlar’ Juliette Binoche’nin canlandırdığı Elle dergisi editörünün araştırmaları üzerinden Fransa’da bir dönem yaygın olan öğrenci fahişeliğini mercek altına alıyor.

Polonyalı yönetmen Małgorzata Szumowska’nın çektiği filmde Joanna Kulig, Anaïs Demoustier diğer rolleri paylaşıyor.

Büyük bilgi kaynağı Wikipedia’da yer alan bilgilere göre daha çok belgesel yönetmeni olarak adı geçen Małgorzata Szumowska, Roman Polanski ve Krzysztof Kieślowski gibi efsane Polonyalı yönetmenlerin eğitim gördüğü okuldan mezun olmuş.

Szumowska’nın In the Name Of adlı son yapımı kısa süre önce Berlin Film Festivali’nde gösterildi.

Yıllardı birbirinden ilginç kadın rollerine hayat katan Binoche’nin en son başrol aldığı Aslı Gibidir’den sonra tekrar başrolde beyaz perdeyi süsleyeceği ‘Kadınlar’ için en güçlü referans kaynağı yine kendisi kuşkusuz.

MUHTEŞEM VE KUDRETLİ OZ (OZ THE GREAT AND POWERFUL)

Çok alışık olmadığımız şekilde siyah-beyaz sahnelerin de ağırlıkta olduğu animasyon filmi Muhteşem ve Kudretli Oz 1900 yılına ait bir L. Frank Baum romanından uyarlandı.

James Franco, Mila Kunis, Michelle Williams ve Rachel Weisz’in başrolleri paylaştığı film ta 1930’lu yılların sonlarından itibaren Walt Disney’in perdeye yansıtmayı planladığı ve oldukça iyi olduğu vurgulanan bir hikâye.

1939, 1954 ve 1985’te farklı yapımcılarca farklı şekillerde ve formatlarda izleyiciyle buluşan Muhteşem ve Kudretli Oz, Sam Raimi tarafından 2011’de çekilen ve bu hafta izleyeceğimiz en son örneğiyle Harry Potter kuşağı yeni nesli olduğu kadar Türkiye’de 1970’lerden beri sinemaya ilgi duyan birçok yetişkini de salonlara koşturacak kadar iddialı.

Herkese iyi seyirler.