“Dini değerleri aşağılamak” suçlamasıyla yargılanan yazar, dilbilimci ve turizmci Sevan Nişanyan’ın davası, 25 Ekim 2016 Salı günü Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülecek. İstanbul 70. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan davanın beşinci duruşması saat 11:45’te başlayacak. 

2012 yılında kendi blog sayfasında yazdığı bir yazıda kullandığı ifadeler nedeniyle Sevan Nişanyan hakkında İstanbul, Bursa ve Konya’da ayrı ayrı davalar açılmıştı.

Türkiye Ceza Kanunu’nun (TCK) 216’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak” suçlamasıyla yargılanan Sevan Nişanyan’a İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 13 buçuk ay hapis cezası verilmişti. Nişanyan’ın avukatı Ergin Cinmen davayı temyize götürmüş ve Yargıtay 8. Dairesi, Nişanyan’la ilgili farklı illerde açılmış olan davaların birleştirilmesine karar vermişti.
 
“YASA TAM TERSİNE UYGULANIYOR”

Temyizin ardından beşinci duruşması yapılacak olan davaya ilişkin olarak Demokrat Haber’in sorularını yanıtlayan avukat Ergin Cinmen, TCK’nın 216’ncı maddesinin savcı ve hâkimlerin kendi kişisel sosyal, siyasal izdüşümlerine dayanarak karar almalarına imkân tanıdığını söyledi.

Modern hukukta 216’ncı maddeye benzeyen yasalar olsa da, Türkiye’de bu kanunun uygulamasının tam tersi bir istikamette olduğunu belirten avukat Cinmen, “Mevcut yasalara göre, tam tersi bir şekilde Sevan Nişanyan’ın düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması gerekiyor. Fakat asıl sorun bu yasaları uygulayan kafalarda” dedi.
 
AYNI SUÇLAMAYLA YARGILANAN FAZIL SAY’A BERAAT

Nişanyan hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi halinde yeniden temyiz hakkını kullanacaklarını ve davanın yeniden Yargıtay’a taşınabileceğini belirten Ergin Cinmen, twitter hesabından din ve İslamiyet ile ilgili yaptığı paylaşımlar nedeniyle aynı suçlamayla yargılanan piyanist ve besteci Fazıl Say’a verilen 10 ay hapis cezası kararının Yargıtay tarafından bozulduğuna dikkat çekti. Cinmen, bu kararın emsal niteliğinde olduğunu söyledi.  

HRW: NİŞANYAN SİYASİ GÖRÜŞLERİ NEDENİYLE HEDEF ALINDI 

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) de Sevan Nişanyan’ın tutuklanarak cezaevine konduğu yıl yayımladığı raporunda, Nişanyan’ın siyasi görüşleri nedeniyle hedef alındığını kaydetmişti. 

“Türkiye’nin İnsan Hakları Alanındaki Gerilemesi ve Reform Önerileri” başlıklı raporda, Fazıl Say’ın twitter hesabından İslamiyet ile ilgili yaptığı paylaşımlar nedeniyle on ay hapis cezası aldığı, fakat cezasının ertelendiği kaydedilirken, aynı suçlamayla yargılanan Sevan Nişanyan’ın ise “imar kanunuyla ilgili işlediği iddia edilen suç” gerekçe gösterilerek tutuklanmasına ve cezaevine konmasına dikkat çekildi.

Raporda, Sevan Nişanyan’ın tartışma yaratan yazıları ve siyasi görüşleri nedeniyle hedef alındığına ilişkin delillerin olduğu kaydedildi.  

TCK 216/3 İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE ENGEL OLUYOR”

Kamuoyunda tartışmaya neden olan 216’ncı maddenin 3’üncü fıkrasında yer alan, “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” ifadesinin kaldırılması için kampanya da başlatılmıştı.

Ateizm Derneği tarafından başlatılan kampanyada, bu maddenin, “ateist, agnostik, deist, panteist ve dinlerden kendini soyutlamış kişilerin kendilerini özgürce ifade etmelerinin karşısında duran en büyük engel olduğu” vurgulanmıştı. 

Dinsiz kişilerin medya veya sosyal medyada dinlere eleştiri getirdiklerinde, ya da dinleri açıkça reddettiklerinde bu maddeye göre dindarlara hakaret etmiş sayıldıkları belirtilen kampanya çağrısında, “Bu maddenin muğlak ifadeler içermesi ve subjektif (kişiden kişiye değişen) özellikte olması savcı ve hâkimlerin kendi kişisel yargılarına göre karar almalarına imkân tanıyor” denilmişti.

Yasadaki maddede belirtilen, “fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması” şartının pratikte uygulanmadığına dikkat çeken Ateizm Derneği kampanyasında, “Bir kişinin bile tepki gösterip savcılığa başvurması ‘fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması’ şeklinde yorumlanıyor. Kişinin kendi inancının şikâyetçinin inancından farklı olduğunu ifade etmesi bile cezalandırılmasını engellemiyor. Bu keyfiyet gün geçtikçe karşımıza daha da sık çıkmaktadır” ifadelerine yer vermişti.

DAVAYA KATILIM ÇAĞRISI, ADALET BAKANLIĞI’NI SORUMLULUĞA DAVET

Cezaevine konmasının ardından entelektüel üretimi sekteye uğrayan Sevan Nişanyan’ın tutukluluk ve yargılanma sürecini, Uluslararası Sevan Nişanyan’a Özgürlük ve Adalet Komitesi ve uluslararası insan hakları örgütleri takip ediyor.

İnsan Hakları, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan tüm birey ve kurum temsilcilerini Sevan Nişanyan’ın davasına müdahil olmaya davet eden Uluslararası Sevan Nişanyan’a Özgürlük ve Adalet Komitesi, 25 Ekim Salı günü İstanbul Adliyesi’nde görülecek olan dava duruşmasına katılım çağrısı yaptı. 

Uluslararası Komite konuya ilişkin olarak yaptığı çağrıda şu ifadelere yer verdi:  

“2013 yılında “dini değerleri aşağılamak” suçlamasıyla açılan davanın ardından, “imar kanunuyla ilgili işlediği iddia edilen suç” bahane edilerek aleyhinde peş peşe dava açılan Sevan Nişanyan, 2 Ocak 2014’ten bu yana cezaevinde. 
Ülkenin resmi tezleriyle barışık olmayan muhalif Ermeni bir aydın olan Sevan Nişanyan, asıl olarak bu nedenle hapsedildi ve üç yıla yakın bir süredir tutuklu bulunuyor. 

Aynı suçlamayla yargılanan piyanist ve besteci Fazıl Say’a verilen ceza kararı Yargıtay tarafından bozulurken, Sevan Nişanyan ise Ermeni kimliğinden ötürü bu davanın muhatabı olarak kalmaya ve yargılanmaya devam ediyor. Sevan Nişanyan bu davanın ardından göstermelik olarak öne sürülen “imar kanunu” bahanesiyle hukuki linçe maruz bırakılmıştır. 

Durum şayet böyle değilse, Adalet Bakanlığı’nı sorumluluk üstlenmeye çağırıyoruz. Türkiye’de “imar kanununa muhalefetten” hapis yatan tek insan olan Sevan Nişanyan için adalet sağlanması doğrultusunda Adalet Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz.    

Uluslararası Sevan Nişanyan’a Özgürlük ve Adalet Komitesi olarak, Nişanyan hakkında verilen hapis cezasını, kitlelerin düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı bağlamında kabul edilemez bir yaptırım olarak nitelediğimizi bir kez daha vurguluyoruz.

Komitemiz, devletin cezalandırma mekanizmasına kurban giden, Türkiye’de çok kültürlülüğü savunan ve yaygınlaşması için çaba sarf eden, bu doğrultuda yaşadığı ülkedeki yurttaşlara değerli bir gelenek sunan bir aydınına sahip çıkılması yönünde tüm Türkiye yurttaşlarına çağrıda bulunmaktadır.

İnsan Hakları, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan tüm birey ve kurum temsilcilerini, 25 Ekim 2016 Salı günü Çağlayan İstanbul Adliyesi’ndeki İstanbul 70. Asliye Ceza Mahkemesi’nde saat 11:45’te görülecek olan Sevan Nişanyan’ın davasına müdahil olmaya davet ediyoruz.

Dostumuz ve arkadaşımız Sevan Nişanyan’ın maruz bırakıldığı “hukuki” linçe ve ayrımcılığa son verilmesiyle talebiyle, yargılandığı ana davanın beşinci duruşmasında bir araya geliyoruz.”

(Hrant Kasparyan / Demokrat Haber)