İstanbul'da yürütülen "KCK" operasyonlarında 120 gündür tutuklu bulunan yayıncı Ragıp Zarakolu, avukatları aracılığıyla AİHM'e başvurdu. Yapılan başvuruda gözaltı ve tutuklama süreçlerinde yaşanan hak ihlallerine değinilirken, 120 gündür "gizlilik" gerekçesiyle avukatlara dosya ile ilgili belgelerin verilmemesinin de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna dikkat çekildi.

 

İstanbul'da 28 Ekim 2011 tarihinde "KCK" adı altında gerçekleştirilen operasyonlarda aralarında yayıncı-yazar Ragıp Zarakolu ve Prof. Büşra Ersanlı'nın bulunduğu 23 kişi tutuklanmıştı. 4 ayı aşkın bir süredir Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde tutulan Zarakolu adına avukatları Özcan Kılıç ve Azize Deniz Taşdemir, yaşanan hak ihlallerine ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Yapılan başvuruda, Zarakolu'nun gözaltına alınışı ve uzun süreli gözaltı süresinde yaşanan hak ihlallerinin uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtildi. Tutuklamanın ardından 120 gün geçmesine rağmen dosyada hala "gizlilik" gerekçesiyle hiçbir belgenin Zarakolu ve avukatlarına verilmemesinin de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunun kaydedildiği dilekçede, BDP gibi siyasi bir partinin tüzüğünde yer alan bir Siyaset Akademisi'nde ders verdiği için Zarakolu'nun tutuklanmasına yapılan itirazların da 13 gün sonra ret edildiğini hatırlatıldı.

 

Hukuki ve yasal açıdan Zarakolu'nun tutuklanmasının temelsiz olduğuna dikkat çekilen dilekçede, iç hukukta yer alan kefaletle serbest bırakma, güvenlik tedbirleri, adli kontrol altında tutma, yurtdışına çıkış yasağı gibi önlemlerin uygulanmamasının AİHM sözleşmesine aykırı olduğuna vurgu yapıldı. Zarakolu'nun cezaevi girişlerinde "ince arama" gerekçesiyle onur kırıcı uygulamalara maruz kaldığının da dilekçede altı çizilerek, "Yasal bir toplantıya katılarak burada yaptığı konuşma ve açıklamaların uygulamaların gerekçesi olarak gösterilmiş olmasının, ifade özgürlüğünü kısıtlanması ve ortadan kaldırılması. Bu uygulamalara karşı, iç hukukta etkili, elverişli ve yeterli başvuru yollarının bulunmaması nedeniyle Sözleşmenin 13. Maddesinin ihlaline neden olduğunu ileri sürmekte ve mahkemeye başvuru yapmayı gerekli görmektedir" denildi.

 

Dilekçede, Zarakolu'nun KCK'nin hiçbir alanında yer almamasına rağmen örgütün almış olduğu kararlar ve yaptığı çalışmalardan sorumlu tutulması, örgüt eylem, işlem ve kararları gerekçe gösterilerek suçlanmasının "suçların kişiselliği" ilkesine aykırı olduğuna dikkat çekildi. (anf)