Cumartesi Anneleri, 433. kez Galatasaray Meydanı'nda buluştu, Taksim direnişinde öldürülen gençleri andı, 1996 yılından bu yana kendisinden haber alınamayan İsa Efe'nin dosyasını açıkladı.

Eylemde ilk olarak söz alan kayıp Kenan Bilgin'in ağabeyi İrfan Bilgin, Başbakan'ın Bingöl mitingindeki konuşmasına değinerek, "Başbakan dün Bingöl mitingi'nde, 'Dağlarına ovalarına bahar geldi memleketimizin, artık analar, babalar, kardeşler ağlamıyor, ölümler olmuyor' dedi. Bir ay içinde demokratik taleplerini dile getirdikleri için 5 insan senin polislerin, askerlerin tarafından yaşamını yitirdi. Bunların anneleri, babaları ağlamıyor mu?" diye sordu.

'OYLARINIZI POLİS İNSAN ÖLDÜRSÜN DİYE Mİ VERDİNİZ'

Çözüm sürecine dikkat çeken Bilgin, şöyle konuştu: "Başbakan 'barış' diyor sanki kendi yapmış gibi. Bu süreç, Kürtlerin 30-40 yıldır verdikleri mücadele sonunda oldu Başbakan. Senin istediğinle olmadı. Sıkıştın, mecbur kaldın diye oldu. Yoksa senin pek sevindiğin bir süreç değil. AKP'ye oy veren yüzde 50'ye de seslenmek istiyorum. Siz oylarınızı polis insanları öldürsün diye mi verdiniz? Verdiğiniz vergilerin insanları öldüren polislere ikramiye olarak dağıtılması için mi verdiniz? Elinizi vicdanınıza koyun artık yeter."

'BEDEL ÖDEMEK GEREKİYORSA BENİM CANIMI AL'

İrfan Bilgin'den sonra konuşan Cemil Kırbayır'ın kardeşi Fatma Kırbayır da Başbakan'ın Berfo Ana'ya verdiği sözü hatırlattı, "5 ay oldu annemi mezara koyduk, Başbakan sözünü tutmadı. Kenan Evren yerinde duruyor. Cemil Kırbayır'ın kemikleri bulunmadı. Anneme verilen söz tutulmadı" dedi.

"Yeter artık! Aileden kimse kalmadı, annemi de kaybettik! Neden vermiyorsunuz kardeşimin kemiklerini?" diye sitem eden Kırbayır, Başbakan'a seslendi: "Ailemi bitirdin Başbakan. Ailemizden kimse kalmadı. Yeter artık ver kemiklerimizi. Eğer bedel istiyorsan, benim canımı al, kardeşimin kemiklerini ver. Canım yanıyor, canımdan parça gitti. Umarım kardeşimin kemiklerini vermeyenlerin kardeşleri de benim gibi olur."

'YA OĞLUMU VERİN YADA BENİM DE CANIMI ALIN'

2001'de kaybedilen Engin Kaplan'ın Annesi Melek Kaplan ise 12 yıldır oğlunu aradığını belirterek, "Yeter artık oğlumu verin, dayanamıyorum. Öldürdüyseniz kemiklerini verin" dedi.

Anne Kaplan, "12 yıldır gözlerim kapıda, pencerede. Belki gelir diyorum. Ya oğlumu verin yada benimde canımı alın. Artık dayanacak gücüm kalmadı" diye konuştu.

'UTANMADAN 70 MİLYON'A YALAN SÖYLEDİNİZ'

Rıdvan Karakoç'un Ağabeyi Hasan Karakoç ise 18 yıldır Galatasaray Meydanı'nda toplandıklarını bazen ağladıklarını, bazen de katillerin yüzlerine tükürdüklerini söyledi. Karakoç konuşmasının devamında, "Bugün yeniden sesleniyorum! Yok mu bu anaların acılarını dindirecek kimse? Kaybettiğiniz gençler bu ülkenin çocukları. Yıllardır kaybettiğiniz gençlerin mezarlarını açıklayın, faillerini açıklayın" dedi.

Karakoç, şöyle konuştu: "Biz 18 yıldır kayıplarımızı ararken siz utanmadan 70 milyona yalan söylediniz. Özellikle sen Başbakan! Söz verdin tutmadın. Biz sizden sadece kayıplarımızı ve katillerini istiyoruz, başka da hiçbir şey istemiyoruz."

Karakoç'tan sonra söz alan Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız ise Gezi direnişinde yaşamını yitirenleri anarak, "Öncelikle özgürlükler ve onurlu yaşam için hayatını kaybeden evlatlarımızı anıyorum" dedi.

Başbakan'a seslenen Yıldız, şöyle konuştu: "Adam Başbakan değil, istenmeyen adam. Diyor ki; 2, 3 ağaç için geldiler, geldikleri gibi de gittiler, siz bunlar için üzüldünüz mü? Üzülmeyin. Yani yaşamını yitirenler için, gözü çıkanlar için 'Üzülmeyin' diyor. Kendi yaptıklarına bakmadan da Suriye, Mısır, diyor. Senin yaptığında darbe değil midir? Azınlığın çoğunluk üzerindeki baskısıdır bu yaptığın. İstenmediğin için insanların hayatına kastediyorsun."

İSA EFE NEREDE?

Bu haftaki açıklamayı Cumartesi insanları adına Sıla Gemicioğlu okudu. Gemicioğlu, İsa Efe'nin, 9 Temmuz 1996 tarihinde Tepebağ Jandarma Karakolu tarafından arandığını öğrenince karakola gittiğini, birkaç saat gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakıldığını belirterek, "Aynı gün saat 20.00 civarında köye gelen Üçyol jandarmasına bağlı askerler tarafından evinden gözaltına alınarak Tepebağ Jandarma Karakolu'na götürüldü" dedi.

Gemicioğlu, İsa Efe'nin gözaltına alınması üzerine karakola giden ailesine serbest bırakıldığının söylenmesi üzerine eşi Sevdet Efe'nin 22 Temmuz 1996'da Derik Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak şikayetçi olduğunu kaydetti.

'KAN DAVALISINA PARA KARŞILIĞINDA TESİM ETTİ'

Gemicioğlu, şöyle devam etti:

"Soruşturma esnasında Tepebağ Jandarma Karakolu'ndaki nöbetçi subay Derik ilçe jandarma komutanı Cemal Vural'ın 21.45 sularında yanında yakını olduğundan şüphe duyulmayan iki işi ile birlikte İsa Efe'yi alamaya geldiğini söyledi. Nöbetçi jandarma da İsa Efe'nin serbest bırakıldığı sırada üç kişinin bulunduğu bir aracın nizamiyede beklediğini ve ayrıca olay günü Yzb. Cemal Vural'ın da karakolda olduğunu söyledi. Bir görgü tanığının İsa Efe'nin Yzb. Cemal Vural tarafından kan davalısı ANAP'lı Derik Belediye Başkanı Hasip Necmioğlu ve yeğeni Faruk Necipoğlu'na para karşılığında teslim edildiği iddiası gazetelerde yer aldı. Ailelerin Derik cumhuriyet savcılığına yaptığı şikayet 1,5 yıl sonra şikayetçilerin iddiaları desteklemek amacıyla herhangi bir kanıt sunamadıkları için takipsizlik kararı verildi. İsa Efe'den ise bir daha haber alınamadı. 2004 Yılında Binbaşı rütbesiyle emekli olan Cemal Vural'ın varlıklı insanları kaçırarak, işkence ile senet imzalatan bir çetenin elebaşı olduğu gazetelerde yer aldı. İstanbul'da çete tarafından kaçırılan bir işadamı kendisini teşhis etti." iddiasında bulundu.

(ETHA)