Yokuş aşağı giderken freni patlayan kamyon gibiyiz. 

Aracın ortaklarından bazıları, freni patlayan kamyonu durdurmak için yokuşun sonuna beton bariyerler koymuş! 

Gittikçe artan süratle, aracı durdurmak için koyulan beton bariyerlere doğru yol alıyoruz!

Aracın diğer sahipleri ise, beton bariyerlerin çözüm olmadığını, kamyonun yokuşun sonunda başlayan düz yola girdiğinde yavaşlayarak duracağını söylüyorlar. Ancak bu konuda ortaklar arasında anlaşma olamadığından bir oylama yapılmasına karar veriliyor!

Araç sahiplerinin neredeyse yarısı beton bariyerlerin kalmasını savunurken diğer yarısı da kaldırılması gerektiğine inanıyor.

Yokuşun sonuna koyulan beton bariyerlerin kalmasına “evet” veya “hayır” denecek!

Kamyonun inişin sonuna yaklaşmasına neredeyse saatler kaldı, beton bariyerlerin kaldırılıp kaldırılmamasıyla ilgili tartışmalar hararetlendi, sinirler gergin, bekliyoruz.

15 Temmuz’da freni patlayan aracın ortakları arasında o kadar çok gerginlik yaşandı ki ortaklar birbirini suçlamaya, sorgulamaya, tehdit etmeye başladı. Fren patladıktan sonra, aracın selameti! için alınan tedbirler, ortakların bir kısmını mağdur etti. Beton bariyerlerin kaldırılmasını savunanları diğer ortaklar, konuşmaması ve bariyerlere müdahale etmemesi için, mahkemelere talimatlar vererek tutuklattı. 

Bariyerler konusunda olumsuz düşünen veya düşünecek olan, böyle bir ihtimal taşıyan her gazete, dergi, televizyon, dernek, vakıf ve okullar kapatıldı. Çalışanlar işten çıkarıldı, tutuklandı. Mal ve paralarına el koyuldu.

Yasalar ve Anayasa askıya alındı. Böylesi tehlikeli bir durumda “özgürlük” lükstü! Zamanı gelince uygulanacaktı. Aracın salimen beton bariyerlere kadar gitmesi için, bariyerleri kaldırmaya çalışanlar susturulmalıydı! 

Aracın selametinin böyle sağlanacağına inanıyorlardı.

Bağımsız mahkemeler, tutukladıkları ortakları nasıl yargılayacaklarına, hangi suçla cezalandıracaklarına tutuklama sonrası karar vermek üzere çalışmalar yürütüyor!

Fren patladıktan ve tutuklamalar yapıldıktan aylar sonra hazırlanan iddianamelerde, yargılamaya neden olacak suçlar belirlendi. Bu suçlara ait deliller toplandı!

Yokuş aşağı inişin sonuna koyulan beton bariyerlerin kaldırılması için yapılan yazışmalar, söylenen sözler, verilen tepkiler delil sayıldı. Bariyerlerin kaldırılmasını savunanların bu konuda aralarında yapmış oldukları konuşmalar ve hatta sinirli ortamı yumuşatmak amacıyla yapılan espriler bile delil oldu.

Beton bariyerlerin kaldırılmasını savunmak suç haline getirildi!

Teröristler de beton bariyerleri istemiyordu!

Kamyonun frenini patlatanlar da bariyerleri istemiyordu!

Hatta bizim aracı Avrupa Birliği sınırları içerisine sokmayan, çalışmasını yasaklayan Avrupa Birliği üyeleri de bariyerlerin kalması konusunda “Hayır” diyordu!

Rusya, bir kuşunun kanadını kopardık diye bize olan öfkesini bitirmiş değil.

Suriye’nin kod adı “Esed” olan devlet başkanı Beşşar Esat, başından beri “hayır” diyenleri destekliyor.

Aracımızın frenini patlatan teröristlerin bazılarını himaye eden Yunanistan bile “hayır” diyenlerin haklı olduğunu söylüyor. 

Canı istediği zaman aracımıza yük veren, şoförümüzün sırtını sıvazlayan, yemek ısmarlayan ABD bile bariyer konusuna sıcak bakmıyor. “Endişelerimiz var” diyor. Yurt dışında araç kullanmamıza izin vermiyor, başka kamyon sahiplerini destekliyor, özellikle de Suriye ve Irak’ta üç renkli kasaları olan kamyonlarla birlikte çalışıyor, bizleri çatlatırcasına!

Beton bariyerlerin kaldırılmasını isteyen aracın ortakları, çok iyi biliyor ki o bariyerlere çarpacak olan kamyondan geriye bir şey kalmayacak…

Aslında bu sonu diğer ortakların yönetici olanları da biliyor…

Bariyerlerin kalmasını ve kamyonun çarparak durdurulmasını savunanlar belki de yeni araç alma peşindeler!

Kim bilir!

Umarım, beton bariyerlerin kaldırılmasını savunan, kalmasına “hayır” diyenler diğerlerini de ikna ederek aracın salimen düz yola yetişmesini sağlayacak karar sayısına ulaşırlar.

O bariyerler kaldırılmalı.

O bariyerlerin orada kalmasına “hayır”