Partizan maçı öncesi Bilic, Emre'nin basın toplantısı ile ilgili bir açıklama yaptı. Emre'nin, "Bilic'e söylediğim söz küfür değildi" açıklamasına Hırvat teknik adamdan destek geldi.  Slaven Bilic, Emre'nin kendisinin gözünün içine baka baka küfretmediğini, ayrıca söylediği sözü de futbol sahalarında küfürden saymadığını söyledi.



Belirli bir noktada kaldığı sürece kendisinin üzerinde durduğu noktanın küfür olmadığını, Emre hadisesinde de durumun öyle olduğunu belirten Bilic "Benim orada verdiğim mesaj hakemlere ve federasyonaydı. Ben dedim ki, 'Bizim oyuncularımız neden farklı muameleye maruz kalıyorlar? Ben bunun üzerinde durdum" dedi.

Bilic'in Fenerbahçe maçı sonrası çıkışı anlaşılıyor ki Emre'yi basın açıklamasına zorlamak içinmiş biraz. Sanırım Emre'nin yapacağı açıklama üzerinden, hakemleri ve Federasyonu kamuoyu önüne çıkartmayı hedefledi, ki bence başarılı da oldu. Zira Emre açıklamasında, ‘’Bu kelimeyi kulanmadım’’ demiyor, ‘’Bu küfür değil’’ diyor.

Ancak Bilic'in de dediği gibi asıl mesele bir hafta önce K.Erciyes maçı öncesi Gökhan Töre'nin aynı nedenden kırmızı kartla oyun dışı kalıp 3 maç ceza alırken, bir hafta sonra aynı eylemi Emre Belezoğlu’nun  gerçekleştirmesi ve sahadaki altı hakemin de bunu duymaması, duymaktan ziyade hakemlerin Emre’ye "Emre'cim" şeklinde hitap etmesi edebilmesi. Hitap, iktidar ilişkilerinin anlaşılmasında önemli bir ipucudur. Hakemlerin bu bakımdan da kendilerine adil bir standart belirlemesi isabetli olur.

O maçla ilgili sorun keşke Bülent Yıldırım'ın Emre'nin söylediklerini duymaması olsaydı.Üç  gün önce Bülent Yıldırım'ın FIFA kokartı alınıyor. Ardından derbi maçına veriliyor ve berbat bir maç çıkartıyor. FIFA kokartının alınmasının üzerine bir de Aziz Yıldırım'ın diline düşmek var işin ucunda. Emre Belezoğlu da bunu biliyor, onun bilinciyle bir hafta önce cezalandırılan bir vakayı gönül rahatlığıyla tekrarlayabiliyor.

Bütün bunların sonunda ara ki sahada hakkaniyet bulasın... Fikret Orman ise bu olan bitenlerin ardından maç öncesi "Gözümüz üzerinizde" açıklamasını yutmamak adına maç sonrası "Biz de artık tarzımızı değiştireceğiz" demek zorunda kalıyor. Gerginlik giderek yükseliyor. Kaldı ki bu yükselen gerginliğin bir yaptırımı da yok.

Oysa Bilic ne yapıyor?... Topu önce Emre'nin önüne bırakıyor, sonra sakince Emre'nin açıklamasını bekliyor. Emre her şeyi söylüyor zaten… Bu dakikadan sonra düşünmesi gerekenler Hakemler ve Futbol Federasyonu.

Fikret Orman bir üslup ya da tarz arıyorsa bence Bilic’e bakmalı. Masaya yumruğunu vuran adam üslubu Beşiktaş’ta dikiş tutmaz.

Partizan maçından, Başakşehir maçına

Partizan maçına bakalım… Partizan maçı Siyah-Beyazlılar için geri dönüş maçıydı, Fenerbahçe maçının moralsizliğini bu maçla atlatması mümkündü hatta şöylede düşünebiliriz Fenerbahçe maçının ardından Partizan maçının hemen gelmesi aslında fikstür şansı. Zira takımın iyi futbol oynadığını göstermek için ikinci bir şans yakalaması demektir bu. Nitekim bu şansı değerlendirdi siyah beyazlı ekip.

Bu maçın ardından Beşiktaş Başakşehir ile çok önemli bir maça çıkacak, puan kaybı elbet bir son değilse de lige yeniden irade koymak için çok önemli. Ancak karşılarında zor bir ekip var ve Beşiktaş’ın eksiği çok. Bu maçta Olcay, Veli, Mustafa ve Gökhan Töre olmayacak. İsmail’in yeri Serdar Kurtuluş sakatlıktan dönene kadar garanti gibi zira en azından kanatta oynamanın gereklerini biliyor.

Bilic’e kadro değişikliği konusunda oldukça tutucu bir teknik direktör diyebiliriz. Bunda ısrar edişi uyumlu bir onbir için devamlılık gerekmesi ve bir takım kimliği sağlamaya çalışması. Ancak sakatlıkları ve cezaları bol bir lig olduğumuzu düşündüğümüzde bekleyen oyuncuları da küstürmemek gerekir. Bilic’in bu konuda hassas olduğunu, geniş kadrodan hoşlanmamasından anlayabiliyorum, oyuncuyu kırmak istemiyor zira.

Bu maç kadroyu dar tutma nedeninin tam karşılığı gibi… Cenk, Uğur, Kerim Frei, Necip gibi oyuncuların bu takımın bir parçası olduklarını gösterebilecekleri ideal bir maç gibi… Bilic bu maçı bu oyuncularla kazanırsa hem artık kendini daha rahat hissedecek hem de lige tutunmak adına çok önemli bir avantaj elde etmiş olacak.