Kars’ta düzenlenen İl Koordinasyon Kurulu toplantısında Vali Ahmet Kara, Ermenistan'da olduğu için toplantıya katılmayan Devlet Su İşleri Bölge Müdürü Hayati Çelenk için, “Ermenistan’a ne halt etmeye gitti? Gitmesine gerek yoktu. Gelsin izah etsin. Ermenistan daha önemliyse gelsin bir izah etsin bakalım, Ermenistan'a ne halt etmeye gitti. Gitmesine gerek yoktu. Ermenistan ile mühendisler görüşür, bölge müdürünün görüşmesini gerektirecek bir konu yoktur. Seni dinlemek istemiyorum. Sorularıma sen yanıt veremezsin. Neyse anlat bakalım” dedi.

Doğaldır. Bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı ne ‘halt’ etmeye Ermenistan’a gider ki? Nasılsa daha fakir geri kalmış bir ülkedir Türkiyeliler için Ermenistan. Öyle görülmesi gerekmektedir, yoksa aman TC vatandaşları Ermenistan’a gitmeye başlarsa, al başına belayı.

Azerbaycan ile aralar kötüydü şimdi bir de Ermenistan’a turist yönlendiriyor diye daha da beter olur işler.

Türkiye’nin kimlik köklerinde bir Ermeni korkusu varsa bir de Ermenistan korkusu var.

Ermenistan’a giden gelmemekte zira.

Biz/siz Aksaray’daki Emniyet Garajı’ndan her hafta Çarşamba günleri 120 dolar verip otobüse binip 36 saat Ermenistan’a gitmeye çalışanların sadece Ermeni ‘fakir’ göçmen işçiler olduğunu düşüne duralım.

En az 10 yıldır Ermenistan ile iş yapmaya giden Türklerin sayısı hiç de az değil.

Yerevan’daki ilk kebabçıyı bir Türk açtı. İlk lokum fabrikasını, ilk un fabrikasını, deri fabrikasını Türkiyeliler yaptı.

Geçen gün Bakü’deki Türkiyeli firmaların Dağlık Karabağ’da yapılan havaalanına malzeme sattığı ortaya çıkınca Azerbaycan yönetimi hayli kızmış, olay sonrasında Türkiye tarafından yalanlanmaya çalışılmıştı. Ben inanmadım ama inanmak isteyenler inanabilirler.

Zira dediğim gibi yukarıda saydığım örnekleri çoğaltabilirim. Kapitalizmin hakim olduğu dünyamızda Türkiyeli işadamlarının Ermenistan ile iş yapmasını hangi kuvvet engelleyebilir ki.

Paravan şirketler ve sınır kapıları kapalı olsa da kulağını tersten tutup mal satabileceği yöntemler geliştirmekte Türkiyeli işadamlarının sütüne yoktur.

Evet Ermenistan büyük bir pazar değil ama isteyen istediği işi yapabilir. Bunun önüne ne devlet, ne hükümet, ne de başka bir ülke geçemez. Zira kapitalizmin sınırları yok.

Evet Dağlık Karabağ’daki havaalanının yapımına malzeme sağlayan şirketlerden biri de Türkiyeli ortaklara sahip. Öte yandan şaşırabilirsiniz ama ABD’nin Yerevan’daki koskoca konsolosluk binasının yapımında da Türkiyeli işçiler çalıştı. Halen Ermenistan’ın başkentindeki birçok inşaatta Türkiyeli işçiler var.

En çok satılan çocuk bezleri Gürcistan üzerinden Ermenistan’a giriyor. Çekirdek, diş macunu ve daha niceleri, kapitalizmin sınırlarda bıraktığı deliklerden geçerek ülkeye giriyor.

Ve biliyor musunuz her ne kadar şikâyet etmem gerekirse de, kapitalizmin kurduğu bu bozuk ilişki şekli bile şu anki Türkiye Ermenistan diplomatik ilişkilerinden daha üstün bir seyirde.

Ermenistan’da insanlar Türkiye’den gelen malları ve işadamlarını Türkiyelilerden daha önce tanımaya başladılar. Tekstil ürünlerini, beyaz eşyayı vs.

Kaldı ki havası da suyu da daha temiz bu komşu ülkenin. Dolayısı ile bir de turizmin şimdikinden daha arttığını düşünsenize.

İşte koca bir korku yumağı sunabilirim size Türkiye devletinin rüyalarına girebilecek.

Dolayısı ile Vali bey “Ermenistan’da yiyecek çok halt” var.

Bir de siz gitmeyi deneyin.