Suriyeli ve IrakKürtleri birbirinden ayıran sınıra Barzani yönetimi tarafından kazılan hendekler bölgede tartışma yarattı. KDP yönetimi 'çetelere karşı önlem' aldıklarını öne sürüyor. IŞİD saldırısı altındaki Rojava Kürtleri ise kendilerine uygulanan ambargonun güçlendirildiği görüşünde.

Radikal’den Mutlu Çiviroğlu İlham Ahmed’e gelişmeleri, sordu:

Rojava'nın Dêrîk ilinin Koçeran Bölgesi’nde kazılan hendeklerden dolayı bir hafta önce başlayan gerginlik giderek atıyor. Irak Kürdistan Bölgesi sınırlarında kazılan hendeklere karşı halktan gelen tepkiler devam ediyor. Bölge sakinleri günlerdir düzenledikleri eylemlerle hendekleri durdurmaya çalışırken, konunun tarafları, krize neden olan hendeklerle ilgili farklı görüşler ileri sürüyor.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) yetkilileri, hendeklerin Kürtlere değil, teröristlerin geçişlerine karşı kazıldıklarını belirtirken; krizi Radikal’e değerlendiren Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Konseyi Üyesi İlham Ahmed, KDP'ye sert eleştiriler yönelterek, "Kazılan hendekler Rojava halkına karşı kazılmıştır ve amacı da mevcut ambargoyu güçlendirmektir. KDP'nin tutumunun Kürtlere bir faydası yoktur" dedi.

Irak Kürdistan Bölgesi ile Rojava arasında kazılan hendekler bir süredir kamuoyunu sıkça meşgul ediyor. Sizce bu hendekler neden kazılıyor?

İlham Ahmed: Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tarafından kazılan bu hendekler aslında onların daha önceden yürüttüğü bir siyasetin sonucu oldu. KDP, Kürt siyasal güçlerini birleştirmek adına Rojava’da sürekli belli bir tarafa destek verdi. Bu yaklaşım var olan ittifakın parçalanmaya yol açtı. Birkaç gün öncesinde Suriye Kürt Ulusal Meclisi (ENKS) partileri arasında da aynı parçalanma yaşandı. Erbil’deki PDK-S kongresinde de aynı şey yapıldı. Tüm bunlar Kürt siyasal güçlerini birleştirmek adı altında yapılıyor. Bu şekilde yürüttükleri siyaset ile Rojava’da kendi iktidarlarının sözü geçsin istiyorlar.

Fakat Kürt halkı Rojava’da iradesine sahip çıktığını gösterdi. Halk kimi seçeceğini gösterdi, hangi siyasetin peşinden gideceğini herkese gösterdi. Demokratik Özerklik yönetimin kurulması ile hem proje gerçekleşmiş oldu hem de Kürtler burada özerkliklerini ilan etmiş oldu. Tüm bu gelişmeler KDP’yi çokça rahatsız etti. Bütün taraflardan, bütün partilerden önce KDP, Kanton yönetimlerine karşı tepki gösterdi ve bu kantonları, bu sistemi kabul etmediğini, tanımadığını ilan etti. Herkesten önce KDP Rojava’daki kazanımlara tepki gösterdi. Bu da yetmezmiş gibi, şimdi de halkımızın eline geçmiş, iradelerini kabul etmedikleri YPG tarafından korunan Rojava sınırında hendek kazdılar. Sözde teröristlerden, IŞİD’den korunmak için kazmışlar ama bunu bahane olduğunu herkes biliyor. Çünkü çetelerin geçtiği bölgeler açık ve orada herhangi bir hendek kazmamışlar. Nerede kazmışlar hendekleri? Sakin, huzurlu yerlerde yani Kürt güçlerin elinde olan yerlerde!

KDP’nin resmi açıklamasına göre bu hendekler Kürtlere karşı değil, Arapların yine aynı şekilde teröristlerin geçişine karşı kazılmış hendekler. Fakat yine Sayın Barzani’nin Rojava siyasetinden sorumlu danışmanı Hamid Derbendi de halk Rojava'yı terk etmesin diye bu hendeklerin kazıldığını söylüyor. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

İlham Ahmed: Eğer biraz geriye dönüp bakarsak KDP’nin yürüttüğü siyasetin Kürt halkının çıkarları için olmadığı görülür. Rojava boşalmasın diye değil, tam aksine Rojava boşalsın diye böyle bir siyaset yürütüyorlar. En bilinen, herkesin bahsettiği, gözler önündeki örnek de bölgeye uyguladıkları ambargo. Sadece insani yardımların geçtiği tek bir kapı vardı, KDP onu da kapattı, içinden bir tek şey geçsin istemiyorlar. İnsanları aç, perişan bir şekilde bırakıp iş olanaklarından yoksun bırakmak istiyorlar. İnsanlar mecbur kalıp yaşadıkları yeri terk etsin istiyorlar ve Güney Kürdistan’a geçip, onların hakimiyeti altına girsin istiyorlar. İnsanları kendi gözetimleri altında, kendi siyasetleri doğrultusunda kullanma için böyle yapıyorlar. Yürüttükleri siyasetin temelinde bu var.

Til Hamis’de, Til Maruf’da ve Rojava’daki birçok saldırıyı düzenleyen IŞİD ve diğer çeteler onların taraftan gelmişler. Bu IŞİD çeteleri ve Güney’den katılan Kürtlerin geçtikleri bölgeler bu kazılmakta olan hendekle alakası olmayan yerler! Eğer samimi olsaydılar, çetelerin kendi taraflarından bu tarafa geçtiklerini, Rojava’da Kürt halkının öldürülmesini istemediklerini, bu nedenle de gerçekten de çetelerin geçiş yaptıkları bölgelere hendekler kazarlardı. Biz de bu kararı anlamlı bulup, saygı gösterirdik.

Ama KDP, tam aksine, çetelerin Suriye’den gelip, Kürdistan Bölgesi’ni geçtiklerini ve bölgenin güvenliğini tehlikeye soktuklarını iddia ediyor. Çetelerin gerçekten gelip geçtiği, kullandığı yerlere ise hendek kazılmamış! Hendeğin kazıldığın yerler sakin, huzurlu ve problem olmayan yerler. Bu bölge, insanların kendi ihtiyaçlarını karşılamak için gidip geldikleri, hastaların tedavi olmak için sınırı geçtikleri yer çünkü resmi bir kapı yok. Bölge insanın bu kadar masumca ihtiyaçları için kullandığı yerlere hendekler kazılıyor. Burada bir soru akıllara geliyor; acaba kazılan bu hendekler gelecekteki bir plan ya da projenin hazırlığı mı?

Nasıl bir plan ya da projeden bahsediyorsunuz?

İlham Ahmed: Bilmiyoruz çünkü şu an saldırı altındayız. Hem Kobanê bölgesinde IŞİD tarafından, hem de Cezire bölgesinde halkımıza karşı saldırılar var. Acaba bir gün halkın başına büyük bir felaket gelirse ve insanlar kaçıp, kurtulmak için o tarafa gitmesin diye mi kazılıyor bu hendekler?

Fakat KDP neden böyle bir şey yapsın? Yani, KDP’nin nasıl bir çıkarı var ki sınırın öbür tarafındaki kardeşlerine karşı böyle bir şey yapsın?

İlham Ahmed: Yani bu çıkarlar siyasi çıkarlardır, iktidar çıkarlarıdır. Çünkü KDP bu halka iktidarını dayatamadı. Bu halk ki bugün burada örgütlenmiş, kendisini savunmuş ve şimdi özgür iradesiyle yaşamakta ve artık demokratik olmayan hiçbir iktidarı kabul etmemekte. Bu millet demokrasiyi öğrenmiş ve herkes KDP’nin kazdığı bu hendekleri de hangi sistem, siyaset ve zihniyet kazdığını biliyor. Bugün Rojava halkına karşı sergilediği düşmanca tutum da Rojava’ya dayatamadığı iktidardan dolayı bir tepki. Fakat sergilemiş oldukları bu tutum Kürt ulusal birliğine karşı bir tutumdur.

Bazı çevreler de PYD’yi eleştirmekte ve PYD’nin diğer partilere söz hakkı tanımadığını ve kendi iktidarını millete dayattığını iddia ediyorlar. Yine aynı şekilde hendeklere karşı gösterilen tepkinin de sadece PYD’nin ve PYD’ye yakın çevrelerin tepkisini olduğunu, bütün Rojava halkının tepkisi olmadığını belirtmekteler. Bu konuda ne diyorsunuz?

İlham Ahmed: Yani Rojavalı bütün partilerin burada siyasi büroları açık, çalışmalarını sürdürebiliyor toplantılarını yapabiliyorlar. Eğer burada siyasi bir çalışma yürütebilecek güçleri yoksa bu ne PYD’den ne Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM)’den ne de başka birinden kaynaklı bir şeydir, bu o partilerin kendi yetersizlikleridir. Bu artık onların bahanesi olmuş, bir iş beceremeyen partiler PYD’nin izin vermediğini söylüyorlar. Onlar çalıştığında da biz gördük, eylem yapmak istediklerinde de biz gördük. Fakat bunların hepsi gerçekten de bahane! Rojava’da değil de Erbil’de ya da başka bir yerde kalmak için uyduruyorlar böylesi şeyleri.

Peki halkın tepkisi nasıl? Bu tepkilerin PYD’den, TEV-DEM’den ibaret olduğu iddialarına ne diyorsunuz?

İlham Ahmed: Dün yaralanan genç El- Parti üyesi bir ailenin oğlu ve gitmiş eyleme katılmış. Ve onun gibi onlarcası, yüzlercesi var. Yani bu tepki sadece PYD’nin ya da TEV-DEM’in değil toplumun tepkisi. Çünkü burada yaşayanlar sadece PYD'liler değil. Bütün bir toplumun tepkisi söz konusu…