Bizim devlet geleneklerimizde,12 yaşında bir çocuğun 13 kurşunla katletmek var, cezaevinde devletin tutuklusu olarak kalan insanların hücrelerine helikopterlerle bomba atmak, kimyasal gaz atmak var, aynı anda hem Ermeni olup hem de yazı yazdığı için sokak ortasında katletmek var, 13 yaşındaki N.Ç’ye 26 erkeğin tecavüz etmesi var… Bizim devlet geleneklerimizde olmayan şey hırsızlık! Devletimiz hırsılara göz açtırmaz, örnek mi? 13 yaşındaki A.Avcı bir dilim baklavayı izinsiz aldığı için 6 yıl cezaya çarptırıldı.28.12.2011 tarihinde karınlarını doyurmak için katır sırtında soğuktan donmak pahasına belki 50 lira için sınırdan geçen 17’si çocuk 35 insan füzelerle vurularak öldürüldü. Devletin hırsızlığa tepkisi bu kadar net yani.

Devletin hırsızlık karşısındaki bu tavrını görünce, 17 Aralıkta gerçekleştirilen büyük hırsızlık operasyonuna adı karışanların ellerinin –kollarının falan kesilmesi gerekiyordu herhalde. Ama kaçırdığımız bir şey var onlar devletlu.

Hırsızlığa adı karışan bakanların istifası nihayet geldi ama istifa edenlerin biri, Erdoğan Bayraktar, giderken hem suçlamaları kabul etmiyor hem de Başbakanı da işaret ediyordu. Zira Başbakan hırsızlıkla bu denli savaş halinde olan bir devlet geleneğinin adının bu tarz bir operasyonla kirletilmemesi için adı anılan bakandan istifa ederken kendilerini rahatlatacak ve aklayacak bir deklarasyon yayınlamasını istemiş. Bakan deklarasyon yayınladı ama Başbakanı değil yurttaşları rahatlattı yayınlanan deklarasyon.

Biz de Başbakanı rahatlatacak bir deklarasyon yayımlayalım: Sizi ve tüm Türkiye Halklarını rahatlatacak bu deklarasyon istifa etmenizi gerektiren sebepleri size bir kez daha hatırlatmak üzerine kuruludur.

İstifa etmelisiniz çünkü;

1)      11 yıllık iktidarınız boyunca ülkeyi üstü açık bir halklar hapishanesine çevirdiniz. Cezaevlerinde 12 Eylül günlerini arattırmayacak rakamlara ulaştık sayenizde.

2)      İnsan olmaktan kaynaklanan haklarını talep eden Alevilere camileri, Kürtlere dağları, kadınlara evlerini, işçilere kapıyı gösterdiniz.

3)      Yüzlerce insanın kanını elinize bulaştırdınız.90’lı yıllarda sokak ortasında vurulanların “failleri belli değildi”, siz hem sokak ortasında vurdunuz hem de üstünde durup poz verdiniz. Sakat bıraktıklarınız vuranlardan daha fazla ceza aldı.

4)      Adalet Tanrıçası Themis’in elindeki kılıcı halkların gözüne sapladınız, gözündeki bağı sırf sizi görsün diye açtınız. Sonra yine gözlerini bağlayıp Themis’e tecavüz ettiniz.

5)      Mezardaki ölüleri savunan insanları cezaevlerine topladınız, adalet deyip, bin operasyonla binlerce insanı katledenleri tatile gönderdiniz.

6)      Fukara Müslümanların yumuşak karınları üzerine camiler inşa ederken, yoksulların kondularını ellerinden zorla alıp, kabilelerinize dağıttınız.

7)      Suriye’de yüz binlerde insanı ülkeye alıp insanı yardım yaptığınızı söylerken, arkada kalan milyonların katledilmesi için silah ve insan akıttınız Suriye’ye.

8)      40 günlük Azra bebek soğuktan donarak ölürken siz milyonları ayakkabı kutusunda saklayanların avukatlığını yaptınız.

9)      Binlerce çocuk işçinin ve yüzlerce çocuk mahkumun olduğu Türkiye’de siz, bakan çocuklarının sabah erken saatte göz altına alınmalarının “dramını” paylaştınız.

10)   Özetle milyonlarca insanla ve akıllarıyla dalga geçtiniz.

Şimdi, “Ananı da al git” dediğiniz yoksullar, analarını da alıp sokaklara çıktı, ”ibne” dediğiniz LGBT bireyleri ibneliklerini de alıp geldiler, dağlara gönderdiğiniz Kürtler, dağlardan da vazgeçmedi, sokaktan da, Camiye gönderdiğiniz Aleviler, Ali’leriyle birlikte geldi, Evlere gönderdiğiniz kadınlar, tencere tavalarıyla geldi. Geldiler, Gezi’de geldiler, anlamadınız yine geldiler, yine gelecekler.

90 yıllık Cumhuriyette neredeyse tüm iktidarların yurttaşa reva gördükleri pozisyon kulluk ya da reayalık oldu. Ama büyü bozuldu, hırsızlık, katliam, işkence artık minare kılıflarında saklanacak gibi görünmüyor.

Özetle, sizi rahatlatacak şey Bayraktar’ın suçu üstlenmesi değildi, sizi esas rahatlatacak şey rüyadan uyanmanız olacak. Sizi rahatlatacak şey Sultan olma rüyasının halk bariyerine çarptığını anlamak ve ona uygun hareket etmek olacak. Ha bu arada istifanızın yanın da sizi rahatlatacak başka bir konu daha;

Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık gibi konular söz konusu olduğunda, Türkiye’de neredeyse her siyasi iktidar geleneği bozmayarak azami ölçüde çalmaya dikkat etmiştir. Fakat kimileri salt çalmakla yetinirken, kimileri bir yandan çalıp bir yandan da dağıtıyormuş gibi bir izlenim uyandırmıştır kamuoyunun gözünde. AKP’de ikinci grupta nitelendirilebilir. Hem meseleye olumlu bakmakta da yarar var, ne bileyim film falan yapılır birkaç yıl sonra, “Bir İmparatorluğun Çöküşü” diye vs…