Başbakan Erdoğan her fırsatta şöyle nesil istemiyoruz böyle nesil istemiyoruz diyor ama Alevilik propagandası yapıyor düşüncesiyle çizgi film karakteri Pepe’ye bile tahammül edemeyen acayip bir nesil var karşımızda! Kaldı ki bu nesil daha birkaç ay öncesinde sadece Pepe’ye değil Keloğlan’ın dedesi Bilge Can Dede’ye de karşı olduklarını açıkça beyan etmişlerdi! Zira Bilge Can Dede tam bir Alevi Dedesi’ne benziyordu ve zaten adı da “Can” ve “Dede” den oluşuyordu!

Hal böyle olunca insan ister istemez soruyordu bu acayip nesle! Sonuçta bir çizgi film karakteri olan Pepe ne yapmıştı da söz konusu nesil tarafından Alevilik propagandası yapmakla suçlanmıştı? Peki ama ne yapacaktı Pepe? Televizyonları başında bekleyen çocukların karşısına bacağında şalvar, başında sarık, sırtında heybeyle mi çıkacaktı? Kuzeni Şila’yla oyun oynamak için bahçeye çıktıklarında “Ya Allah Bismillah” diye mi koşuşturacaklardı? Sabahları uyandığında Pepe anne ve babasına “Günaydın ” yerine “Selamünaleyküm” mü diyecekti? Neydi yani Pepe’nin suçu? Nasıl davranmamalıydı da Pepe Alevilik propagandası yapmamalıydı? Ayrıca her türden propagandanın yapılabildiği bir ülkede Alevilik propagandası yapmak suç muydu?

Başbakan Erdoğan fırsat buldukça şöyle nesil istemiyoruz böyle nesil istemiyoruz diyor ama yasalarda bile yeri olmayan bir uygulamayı sanki varmış gibi önümüze koymaya çalışan bir nesil var karşımızda! Çok değil daha 2 sene önce AKP’li Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı Kürt sorununun çözümü için “hasımlık yerine hısımlık” modelini önererek “İkinci eşler doğudan alınırsa tez elden akrabalık ve hısımlık artacağı için önümüzdeki 30 yıla kalmaz bu iş çözülür” demişti!

Dikkat edin birinci değil, üç ya da dördüncü de değil “İkinci eşler doğudan alınırsa” diyordu Rize Belediye Başkanı! Demek ki adamın kafasında üç ya da dördüncü eşlerin yeri de hazırdı! Üçüncü eşler Ermenilerden, dördüncü eşler de Ecnebilerden alınırsa içerde Ermeni kardeşlerimizle dışarıda Avrupa ile olan sorunlarımız tez elden çözülecekti!

Başbakan Erdoğan her fırsatta tinerci nesil istemiyoruz, kafası kıyak nesil istemiyoruz diyor ama milletvekilleri için çıkartılmaya çalışılan “Kıyak yasa” teklifine sesini çıkartmayan bir nesil var karşımızda! Aynı nesil metro istasyonunda öpüşen insanlara “Sayın yolcularımız lütfen ahlak kurallarına uygun hareket ediniz” diye anons yapmayı kendinde hak olarak görebiliyordu sonuçta!

Peki ama asıl görevi yerleri kirletmeyiniz, çöpleri çöp kutusuna atınız, belirtilen çizgiyi geçmeyiniz gibi daha önceden belirlenmiş şeyleri anons etmek olan birisi nasıl olurda kendisini birden ahlak kuralları uygulayıcısı olarak görür? Bu görevi ona kim vermiş, bu anonsu yapma gücünü nerden almıştı?

Nasıl bir nesildi Başbakanın bu sözünü ettiği nesil? Kubilay’ın kafasını kesip sokak sokak gezdirenler kafası kıyak olduğu için bunu yapmamışlardı herhalde! Maraş katliamı mesela tiner ya da içki yüzünden gerçekleştirilmemişti! Nasıl bir nesildi bu istenilen nesil? Biber gazı yiyip köşesine çekilen bir nesil mi? İtaat eden, sormayan sorgulamayan bir nesil mi? Yasaklara ve anti demokratik uygulamalara sesini çıkartmayan bir nesil mi?

Başbakan Erdoğan her fırsatta şöyle nesil istemiyoruz böyle nesil istemiyoruz diyor ama hiç de sağlıklı bir nesil durmuyor karşımızda! Metroda öpüşmenin ahlaksızlıkla suçlandığı bir ortamda yasalarda belirtilmesine rağmen “İkinci eşleri doğudan alın” demek hangi tür neslin sıralamasına giriyor acaba? Metroda öpüşmek ahlaksızlıksa ikinci eşleri doğudan alın demek nasıl bir şey olmalıydı? Allahsız teklif olabilir miydi mesela?