Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

El Bab’ın kuşatıldığını söyleyen Erdoğan, “Şu anda El Bab gerek bizim tarafımızdan, gerekse ÖSO tarafından dört bir yandan kuşatılmış vaziyette. Güçlerimiz ÖSO ile birlikte merkeze inmiş vaziyette. Artık DEAŞ güçleri tamamıyla El Bab'ı terk etme sürecine girdi. Bundan sonrası an meselesidir. Planlanan uygulama da yürütülmektedir” dedi.

Referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Bölücü terör örgütü 'hayır' diyor. Dolayısıyla şu anda Kandil'de olanlarla beraber hareket edenler, uzantılarıyla beraber hareket edenler 'hayır' diyor. Öyleyse benim milletim o Kandil'dekilerle beraber, benim 248 şehidimi o şehadete gönderenlerle beraber, benim milletim hareket etmeyecektir. 16 Nisan, 15 Temmuz'un cevabı olacaktır. 'Hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un yanında yer almaktır" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda, üç Körfez ülkesini kapsayan turunun ilk durağı olan Bahreyn'e hareketi öncesi konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

"İki ülke arasında devlet başkanları düzeyinde 7 aradan sonra düzenlenen bu ziyaretle yeni bir dinamizm kazandı. Bu ilişkileri daha da ilerletmek istiyoruz. Altyapı, üst yapı, savunma sanayine yönelik birçok konu ele alınacak. Ticaret hacmimizi daha yukarıya taşımayı istiyoruz. Ülke olarak son 14 yılda el ettiğimiz imkan ve kabiliyetleri paylaşacağız. Türkiye ile Körfez İşbirliği arasında yüksek düzeyli diyalog bulunuyor. Ekim ayında Riyad'da gerçekleştirilen dışişleri bakanları toplantısı kritik bir adım oldu. Dışişleri bakanları toplantısı Bahreyn dönem başkanlığında ülkemizde gerçekleşecektir. Bahreyn ziyaretimiz konsey ile işbirliğimizin güçlendirilmesi bakımından önemli olacaktır.

Bahreyn'in ardından Suudi Arabistan'a geçeceğiz. Çok yakın ve samimi bir işbirliği tesis ettik. Birçok alanlarda münasebetleri derinleştirirken başta Suriye olmak üzere eşgüdüme sahip olduk. Kral Salman'ın ziyareti kırılma noktası oldu. Kurulan konsey ilişkilerimizi yeni bir boyuta taşımıştır. Bu ülke olan ilişkilerimize stratejik bir zaviyeden bakıyoruz. İkili ve bölgesel meseleleri de ele alma fırsatımız olacak. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz ana gündem maddeleridir. Askeri, savunma sanayi de diğer önemli konulardır.

Suudi Arabistan'ın ardından Katar'a geçeceğiz. Bugün Türkiye-Katar münasebetlerine gıpta ile bakılmaktadır. Birçok alanda çok yakın diyağumuz bulunuyor. 2014 yılında tesis ettiğimiz Yüksek Stratejik Komite kritik bir rol oynuyor. Katar Emiri ile yapacağımız istişarelerde stratejik başlıkları ele alacağız. Bölgesel meseleleri de görüşeceğiz. Suriye konusunda dönüm noktasında denilebilecek hadiseler oldu. Akan kanın son bulması için yoğun çaba içindeyiz. Adalet, meşruiyet ve hakkaniyet çerçevesinde tüm taraflarla yoğun temaslar yürütüyoruz. Bu gayretlerin yakında hayırlı sonuçlar vereceğine inanıyorum. Bölgesel ve küresel ölçekte yeni bir dönemin kapılarının aralandığı bu dönemde hayırlar niyaz ediyorum.

RUSYA'NIN "SINIRA ULAŞILDI" AÇIKLAMASI

Şu anda El Bab gerek bizim tarafımızdan, gerekse ÖSO tarafından dört bir yandan kuşatılmış vaziyette. Güçlerimiz ÖSO ile birlikte merkeze inmiş vaziyette. Artık DEAŞ güçleri tamamıyla El Bab'ı terk etme sürecine girdi. Bundan sonrası an meselesidir. Planlanan uygulama da yürütülmektedir.

BAHÇELİ'NİN RUSYA AÇIKLMASI

Gerekli açıklamaları yaptık. Yaptığımız açıklama karşılıklı yapılmıştır. Gerek Genelkurmay başkanlarımızın karşılıklı olarak yaptıkları açıklama, bizim yapmış olduğumuz açıklamalar bu işin gerçek boyutudur. Şunu da ifade etmem gerekir... Bu süreç içerisinde bizlerin işleri daha hassas ve dikkatli şekilde götürme gayretlerimiz var. Zira CIA başkanının gelişiyle, bu arada ABD başkanı ile yaptığımız görüşme, bu arzu edilmeyen olay sonrası Putin'le yaptığımız görüşme; hepsi bu hassasiyetin nereden nereye vardığını göstermesi bakımından çok önemli.

Şu anda ben halkımızın cumhurbaşkanlığı sistemini tam olarak anlama konumuna geldiğine inanmıyorum. İyice anlatmamız lazım. Yazılı birçok broşürler halkımıza ulaştırılmaya çalışılıyor.

BÖLÜCÜLER 'HAYIR' DİYOR, 'HAYIR' DİYENLER 15 TEMMUZ'UN YANINDA YER ALIYOR

Bölücü terör örgütü 'hayır' diyor. Dolayısıyla şu anda Kandil'de olanlarla beraber hareket edenler, uzantılarıyla beraber hareket edenler 'hayır' diyor. Öyleyse benim milletim o Kandil'dekilerle beraber, benim 248 şehidimi o şehadete gönderenlerle beraber, benim milletim hareket etmeyecektir. 16 Nisan, 15 Temmuz'un cevabı olacaktır. 'Hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un yanında yer almaktır.

REFERANDUM ANKETLERİ

 Şu anda sağlıklı bir anket döneminde değiliz. Anketler gelmiyor desek yalan olur. Asıl anketlerin bize akışı araziye çıkışla birlikte yoğunlaşacaktır. Ben halkımızın henüz cumhurbaşkanlığı sistemini anlama konumuna geldiğine ihtimal vermiyorum. Bunu iyice anlatmamız lazım. Bu konuda halkımızın hassasiyetine inanıyorum. Şu anda araziye inilmemesine rağmen halkın birçoğu da kapmış, tabiki evet diyor. Sıkıntıları halkımız da hakikaten neler olduğunu, işin ucunun nereye vardığını iyi biliyor. Bir tarafta bölücü terör örgütü var, bölücü terör örgütüyle hareket eden var. Bölücü terör örgütü hayır diyor. Şu anda Kandil'de olanlarla hareket edenler, onların uzantılarıyla hareket edenler hayır diyor. Benim milletim o Kandil'dekilerle birlikte 248 şehidimi, 2 bin 193 gazimi; öldürenler yaralayanlar var, onlarla birlikte hareket etmeyecektir. 16 Nisan'da evet diyerek gereken cevabı verecektir. 16 Nisan 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz'un yanında yer almaktır.

FIRAT KALKANI OPERASYONU

Benim başından itibaren teklif ettiğim 3 başlık var: 1 eğit-donat, 2 uçuşa yasak bölge, 3 güvenli bölge. BM'lerden böyle bir şey çıkmadı diye bir şey yok, mutabıkız. El Bab'dan sonra durmak diye bir şey yok. El Bab bizim nihai hedefimiz değildir. Bizim nihai hedefimiz DEAŞ'tan bu bölgenin temizlenmesidir. DEAŞ'ın asıl merkezi Rakka. Rakka temizlendiği andan itibaren bu bölge terörden arındırılmış bölge haline gelmiş olacak. Bizim Türkiye olarak burada kalmak gibi bir hedefimiz yok. El Bab tamemen DEAŞ gittikten sonra El Bablı yerleşecek. Münbiç'in yüzde 90'ı Araptır, ama oraya kendi halkı yerleşememiştir, YPG işgal etmiştir. Bize verilen söz bunların boşaltacağızdır. DEAŞ'ı, YPG'yi boşalttıktan sonra Rakka'dan da DEAŞ'ı boşalttıktan sonra kendi halkı yerleşecektir. Kendi milli ordusuyla buraları koruma altına aldıktan sonra bizim orada kalmamız çok lüks olur. Onun durumunu o gün değerlendirmek lazım.