İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) iki gün sürecek Olağan Genel Kurulu'nda konuşan CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, HDP’ye yapılan operasyona ilişkin açıklamalarda bulundu.

İHD'nin içerisinden gelen birisi olarak İHD'nin anlatamadıkları büyük acılardan geldiğini ifade eden Sarıhan HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte tutuklanan HDP'li 7 milletvekiline ilişkin olarak, "Biraz önce Hişyar arkadaşı dinlerken aslında yüzümün kızardığını ifade etmeliyim. Dünden beri yüzümün çok kızardığını ifade etmeliyim" ifadelerini kullandı.

İHD'nin insan hakları mücadelesinde 30 yılını tamamladığını hatırlatan Sarıhan, 30 yılda daha ileriye gidemeyen Türkiye'de İHD'nin varlığını sürdürebilmiş olmasının aslında Türkiye'deki halkların mücadele kararlılığının, direngenliğinin ilginç bir örneği olduğunu söyledi.

Sarıhan konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Biz İHD okulunun öğrencileriyiz. Tahir Elçi, Vedat Aydın bizim öğretmenlerimizdi. Biz bu okullardan neler öğrendik? Hangi inançtan ve düşünceden olursa olsun, hangi etnik kökenden olursa olsun insanın hakkı olduğunu ve bu hakkın bir onur olduğunu, insanlık onuru için bizim daima haksızlığa karşı mücadelede hazır olmamız gerektiğini öğrendik. Bunun bir bedeli de olduğunu öğrendik elbette."

"Acaba 90 gün işkence gören, sonra bir 90 gün daha işkence gören Metin Bakkalcı bunun için ne diyor? Bugün daha mı zor daha mı kolay? Metin ve Metin'e benzeyenler işkence görüyordu. Bugün ise herkes işkence görüyor. Maddi ya da manevi herkes işkence görüyor. 1402'liklerimiz olmuştu benim kocam gibi. Çocuğumuza 23 Nisan öncesi armağan olarak vermişlerdi görevine son verme kararını. Şimdi binlerce insan var ve önemli bir bölümünün inançları ile biz özdeş değiliz ama haksızlığa uğruyorlar. İnsanlar açlığa ve sokağa bırakılıyorlar, medeni ölü haline bırakılıyorlar."

"TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nda görev alırken, Adalet ve Anayasa komisyonunu tercih etmedim. İnsan Hakları Komisyonu'nda görev alırken büyük hayaller içerisindeydim. Neler yapabiliriz diye düşünüyordum, ama unutmuşum bir şeyi. Orada çoğunluk olamamanın bir varlık gösterememek anlamına geldiğini unutmuşum".

(Kaynak: ANF)