Türkiye’de iktidarın ürettiği şiddet son iki yıldır katlanarak devam ediyor. Baskı ve şiddetin bu kadar katlanmasının temel bir nedeni hiç şüphesiz ‘barış içinde bir Türkiye mümkündür’ diyenlerin 7 Haziran 2015 gecesi yaşadıkları coşkuydu. AKP/devletin ürettiği bütün baskı ve şiddete rağmen sokakları terk etmeyen yüzbinler onların o kadar kutsadıkları sandıklarda da, yani onların sahasında da onlara büyük bir gol atmış oldular.

7 Haziran 2015 tarihinde “adalet, eşitlik ve barış” diyen yüzbinler/milyonlar HDP şahsında “bütün farklılıklarımızla bir arada ve güçlüyüz” demişlerdi. Irkçı militer sistem bundan sonra bir kez daha en yoğun baskı ve şiddet hallerini devreye soktu. Topyekûn bir baskı sürecine girdi.

Baskı ve şiddet uygulanmadığı hemen hemen hiçbir alan bırakılmadı.

Bu baskı ve şiddeti daha önceki zamanlara göre katlanarak yaşayan bir kesim de bir şekilde zorunlu askerlik zulmüne boyun eğmeyerek askere gitmeyenler ve de kendilerini açık ederek vicdani reddini yapanlardır.

Onca baskı ve şiddete rağmen “ürettiğiniz şiddete ve baskılara boyun eğmeyeceğiz, kendi iktidarlarınız için ürettiğiniz savaşların bir parçası olmayacağız” diyerek vicdani retlerini yapmaya devam ediyorlar.

Kemal Katırcı ve Aygün Temirak da bunlardan ikisi.

Savaşlar ve şiddet sürdükçe bunu kabul etmeyenler, direnenler, buna karşı vicdani retçiler olamaya devam edecektir.

İşte onların vicdani ret açıklamaları:

KEMAL KATIRCI (ANKARA): Hiçbir şekilde “kahramanca” ölmek ya da öldürmek eylemi üzerine eğitim almak istemiyorum. Hiçbir devlet beni buna zorlayamaz. Bedelli askerliği de adaletsizliğin bir biçimi olarak görüyor ve doğru bulmuyorum. Dünyada özellikle de yanı başımızdaki savaşlarda sürekli ölen insanları görüyorum, bunu herkes görüyor. Bundan dolayı savaşlara ve savaş eğitimi almaya karşıyım. Bu yüzden vicdani reddimi açıklıyorum. Tüm vicdani retçileri ve savaş karşıtlarını destekliyorum.

***

AYGÜN TEMİRAK (PARİS): Dünya üzerindeki canlı ve insan yaşamını tehdit eden silahlanma çılgınlığından nefret ediyorum. Ben sınıfsız, sınırsız, savaşsız, şiddetsiz bir dünya istiyorum. Bu nedenlerden dolayı kimseyi öldürmeyeceğim, kimsenin askeri olmayacağım. Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri olmayı reddediyorum. Bundan da gurur duyuyorum. Vicdani reddimi beyan ediyorum.