Kurban bayramı arifesinde İmralı adasında Abdullah Öcalan ile görüşen kardeşi Mehmet Öcalan, görüşmeye dair ayrıntıları ANF’den Hasan Yoldaş’a anlattı. Mehmet Öcalan, 30-40 dakika geç çıkan Abdullah Öcalan’ın “Sen gelmişsin iyi de benim söyleyeceklerim ağır. Sen bunları kaldıramazsın. Hem kendine, hem bana zarar verebilirsin. Çünkü ağır konuşacağım. Senin yerinde olsaydım gelmezdim” dediğini aktardı.
 
Mehmet Öcalan, 11 Eylül’de yapılan son görüşmeye Öcalan’ın çıkmak istemediğini dile getirdi. Daha önce görüş için adaya gittiği zamanlarda Öcalan’ın ortalama 5 dakika içerisinde görüşe geldiğini belirten Mehmet Öcalan, son gidişinde Öcalan’ın cezaevinin idari amirleri tarafından yapılan görüşmelerin ardından yaklaşık 30-40 dakika sonra kendisiyle görüşmeye geldiğini söyledi.
 
Öcalan’ın yaşananlar karşısında büyük bir öfke duyduğunu dile getiren Mehmet Öcalan, ortada bir sorunun olduğunu geç gelmesinden anlayabildiğini ifade etti. Mehmet Öcalan, Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu sözlerine ekleyerek, bu noktada oluşan kaygıları gidermek için Diyarbakır’da yapmış olduğu açıklamayı yineledi.
 
‘GÖRÜŞE ÇIKMAK İSTEMEDİ’
 
Yaptığı görüşmeye dair ayrıntıları aktarmaya devam eden Mehmet Öcalan, “Başkan’ın görüşe çıkmak istemediğini tahmin ettim. Benim yapabileceğim bir şey yok. Cezaevi yönetimi falan Başkan ile görüşmeye gitti. 30-40 dakikada ancak ikna edilebilen Başkan, sonrasında görüşe çıktı. Yoksa görüşe çıkmayacaktı. Görüşe gelen Başkan ile merhabalaştıktan sonra bana ‘Sen gelmişsin iyi de ancak benim söyleyeceklerim ağırdır. Sen bunları kaldıramazsın. Sen hem kendine zarar verirsin, hem de bana zarar verebilirsin. Çünkü ben ağır konuşacağım. Gerçekleri sana aktaracağım. Ben senin yerinde olsaydım gelmezdim’ dedi. Neden diye sordum. Ben halkın istemi üzerine geldim dedim. ‘Bunu biliyor ve anlıyorum’ dedi bana” diye aralarında geçen diyalogu aktardı.
 
‘BAŞKAN’I HİÇ BU KADAR SİNİRLİ VE ÖFKELİ GÖRMEDİM’
 
Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan’ın kendisine; “Ben demokrat ve devrimci bir insanım. Ben onlarca yıl daha burada tek başıma kalsam, hiçbir zaman ne devlete teslim olurum ne de bir başkasına teslim olurum. Yaşamımın sonuna kadar da bu şekilde devam edebilirim. Of bile çekmem. Ben netim. Herkes bunu çok iyi bilsin. Ancak, gerçeği istersen gelmemeliydin ama bir kere emek de vererek gelmişsin. Bunu çok iyi biliyor ve anlıyorum” dediğini ve hemen hemen her konu üzerine düşüncelerini paylaştığını belirterek şöyle devam etti; “Başkan bana ‘Beni dinle’ dedi. Yaklaşık 50 dakika boyunca aralıksız bir şekilde benimle öfkeli bir şekilde konuştu. Kişiler üzerine hiçbir şey demedi. Tüm Kürt Hareketi ve devlete ilişkin konuştu. Bana ‘Bak bunlar doğru şeyler değil. Hem devlet hem de Hareketimiz sıkışınca benim yanıma geliyorlar. Bu kabul edilemez’ dedi. Başkan, çok sinirli ve öfkeliydi. Başkan’ın esir alındığından bu yana düzenli olmasa da 15 yıl boyunca adaya giderek kendisiyle görüştüm, geldim. Ama hiçbir zaman Başkan’ı bu kadar sinirli, tepkili ve öfkeli görmedim” dedi.
 
“SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİKÇE DARBELER DEVREYE GİRER”
 
Öcalan’ın 15 Temmuz’da girişilen askeri darbeye ilişkin de görüşlerini paylaşan Mehmet Öcalan, “Başkan ‘Ben defalarca bu sorun çözülmez ise her zaman darbeler yaşanır dedim. Kürt sorunu çözülmez ise ve demokratik bir Türkiye inşa edilmez ve bu sorunların önü kesilmez ise darbelerin önü hep açıktır. Bu tür girişimler her zaman için beklenir. Ben bunu her zaman söyledim. Bir boşluk kalırsa dahi bugün darbeci bu kişi değil de şu kişi olur. Türkiye’de bu şartlarda ortam her zaman darbelere müsait. Ben bunu yetkililere defalarca söyledim. Eğer bu sistem bu şekilde devam ederse darbeler de olmaya devam edecektir. Bunu bugün bu kişi yapmaz şu kişi yapar. Ama sonuçta darbe mekaniği her zaman için devrede olmuş olur’ dedi” diyerek Öcalan’ın darbeye ilişkin görüşlerini aktardı.
 
“MEHMET TUNÇ’U NEDEN KURTARAMADINIZ”
 
Öcalan’ın görüşmede verdiği mesajları halktan çok Kürt kurum ve kuruluşları ile devlet odaklı verdiğini söyleyen kardeşi Mehmet Öcalan, herkesin de bu çerçevede verilen mesajları değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
 
Özyönetime dair Öcalan’ın verdiği mesajlar sorulan kardeşi Mehmet Öcalan, bu konuda çok detaylı konuşamayacağını belirterek, şunları söyledi: “Başkan’a Kürt kentlerini yakıp yıktılar, bunun için senin düşüncen nedir diye sordum. Başkan, özyönetimler bir gerçekliktir dedi. Geniş değerlendirmelerde bulundu ve eleştirileri de vardı. Başkan, Kürdistan’da, Türkiye’de, Ortadoğu’da ve dünyada yaşanılanları bizden çok dahi iyi takip ediyor. Hem süreci hem gündemi elindeki olanaklar kapsamında bizden çok daha iyi takip ediyor ve değerlendiriyor. Kim ne yapmış ise onları çok iyi biliyor. Başkan şunu söyledi; ‘Mehmet Tunç’un çağrıda bulunduğu çevrelerinin sarıldığını, ablukaya alındıklarını ve çok az bir zamanlarının kaldığını söylediğinde, neden Mehmet Tunç’u kurtaramadınız dedi.”
 
CERABLUS
 
Mehmet Öcalan, “ABD birkaç hafta önce Türk devletini de Rojava’ya davet etti Cerablus üzerinden. Başkan, bunun çok iyi analiz edilmesi gerekiyor dedi. ‘Tahmin ediyorum ki ABD hem Kürtleri hem de Türkleri bu noktada daha da zayıflatmak adına böyle bir strateji izledi. ABD istemeseydi Türkler Cerablus’a giremezdi. Amaç burada her iki gücü çarpıştırmak’ dedi” diye konuştu.
 
BELEDİYELER
 
DBP’li belediyelere kayyum atanmasına ilişkin de Öcalan’ın görüşlerini paylaşan Mehmet Öcalan, “Belediyelerinizi teslim etmeyin. Binler ile belediyelerinizin önüne gidin ve sahip çıkın. Elinizden gittikten sonra yapabileceğiniz bir şey olamaz. İradenizi elinizden alıyor, siz de halk ile bütünleşemediğiniz için ancak bakarsınız elinizden kayıp gidişini’ diye konuştu” dedi.
 
DOLMABAHÇE
 
Kürt sorununun çözümü için başlatılan sürecin bitirilmesine ilişkin Öcalan’ın görüşlerini paylaşan Mehmet Öcalan, “Başkan, ‘28 Şubat’ta Dolmabahçe’de yapılan mutabakat sonrasında devlet süreci bitirdi. Masayı deviren devlet oldu. Şimdi devletin başı ise Erdoğan ve AKP’dir. Biz yapmadık. Devletin heyeti en son benim yanımdan ayrıldığında bana 15 gün sonra yeniden geleceklerini söylediler. Dolmabahçe’de açıklanan mutabakatın ardından yeniden adaya gelerek benimle görüşeceklerini söylemişlerdi. Ama masayı Dolmabahçe’de yapılan mutabakatın açıklamasının ardından devirdiler. Bekledim gelmediler. Süreci devlet bitirdi. Süreçte bizim hiçbir eksikliğimiz yoktu. Biz her şeyi yapabilirdik. Eğer devlet ‘Evet’ deseydi biz de üzerimize düşen her türlü sorumluluğu bir bir yerine getirecektik’ dedi. Başkan şimdi kendisiyle beraber adada bulunan 3 tutuklu arkadaşı ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini ve görüş alış verişinde bulunduklarını söyledi. Çözüme dair projelerimiz var. Hazırlamışız. Orta noktayı bulmuşuz. Eğer devlet de hazır ise 2 kişiyi adaya gönderir, burada müzakereleri yapabiliriz. Biz bunun için hazırız. Bunun dışında kim ne yapmak istiyorsa yapsın. Ben devletten korkmuyorum. Beni burada infaz edebilir, ama benim irademi teslim alamazlar’ dedi” ifadelerini kullandı. (Kaynak: ANF)