‘Bölgede’ öldürülen gazetecilerden ‘28 Şubat’ dersi

M. Serdar Korucu

15.04.2012 - 11:08 Yayınlanma

“O tarihte en güçlü kurum askeriyeydi. Türkiye'nin 700 bin mevcutlu ordusu var. Tankları, topları var. Basının onlarla mücadeleye girecek gücü yoktu. Şimdi uydurmasyon olduğunu öğrendiğimiz haberleri yayınladı. Ama insaflı sorduğumda yapabilir miydik diye, belki cesur davranabilirdik doğrusu."

Bu sözler 28 Şubat sürecinde darbenin başını çeken gazetelerden Sabah’ın eski patronu Dinç Bilgin’e ait…

Bilgin açıkça itiraf ediyor yalan haberler yazdıklarını. Peki kim kaleme aldı bunları? Meslektaşlarımız. Neden karşı durmadılar, duramadılar? Tanklar mı basacaktı evlerini?

Belki onlara da hak vermek lazım.

Kaybedecek çok şeyi olan insanlar daha çabuk saf değiştirebiliyor, kalemini “esnetiveriyor”.

Eğer merkez medyadaysanız, sağlam bir yeriniz varsa, plazanızda elinizde kahvenizle çalışıyor, maaş korkusunu yaşamıyorsanız çok daha kolay “satılabilir” oluyor idealler.

28 Şubat süreci de bize bunu gösteren son dönemeçlerden.

Ama ne olursa olsun durdukları yeri değiştirmeyenler de vardı medya dünyasında.

Üstelik 28 Şubat’ın hemen öncesinde…

Çok daha kanlı bir ortamda…

Sadece Sincan’da gövde gösterisi yapan tanklar görmüyorlardı onlar.

Faili meçhuller, derin operasyonlarla karşı karşıyaydılar.

Ama ne TSK’den ne gizli güçlerden çekindiler.

İçlerinde endişe olsa da kalemlerine yansıtmadılar asla.

Hep doğruyu, olanı biteni yazdılar, gerçekleri halka anlatmaya çalıştılar.

Bu cesaretlerinin nedeni belki Batı’daki meslektaşları kadar çok şeye sahip olmamalarıydı. Ve sonunda canları ile ödediler bu dik duruşlarını.

Dinç Bilgin’in sözlerini duyunca bir kez daha onları anmak geldi içimden.

Bugünkü süreci de göz önünde bulundurarak meslektaşlarımızdan öğrenilecek daha çok şey var. İşte “kurşunla tekzip” edilen bölgedeki gazeteciler: