Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin Cizre İlçe Örgütü tarafından abluka sırasında katledilen Cizre Halk Meclisi Eş Başkanı Mehmet Tunç ve yaşamını yitiren diğer yurttaşların aileleri için verilen iftar yemeğine katıldı. 

Mem û Zîn Kültür Merkezi'nde verilen iftar yemeğine Yüksekdağ ile birlikte HDP'li milletvekilleri, Cizre Belediyesi Eşbaşkanları, HDP Şırnak İl Eş Başkanı Segvan Kılınç’da katıldı.

Figen Yüksekdağ, iftardan sonra konuşma yaptı. Konuşmasında Cizre halkının devlet güvenlik güçlerinin saldırılarına karşı direndiğini ve bununla birlikte acılı günler geçirdiğini söyleyen Yüksekdağ, "Cizre üzerindeki kara bulutlar dağılmış değil" diyerek devlet güçlerinin devam eden abluka ve kuşatmasına rağmen, halkın yaşamı sürdürdüğüne işaret etti. 

Cizre halkının saldırılar karşısında gösterdiği onurlu direnişi bugün hala sürdürdüğünü söyleyen Yüksekdağ, "Bu sofrada birbirimize sıkı sıkı sarıldık. Bu inanç bize her zaman güç verdi. Kentlerimizi abluka altına alıp, bize kimliksizliği dayatanlar karşısında, savaştan nem alanlar karşısında gücümüz her zaman var oldu. Yaşama inancımızda tek dileğimiz şudur; Allah mazlumun ve Kürt halkının hakkını onlara bırakmasın" dedi. 

'SARAY BARONLARIN TEK DERDİ KÜRT HALKINA DİZ ÇÖKTÜRMEKTİ'

Cizre halkı ile birlikte mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizerek konuşmasını sürdüren Yüksekdağ, "Halkımıza zulmü reva görenler karşısında değerlerimize sarılmaya devam edeceğiz. Bugün Şırnak’ta ölüm ve savaş saldırganlığı sürüyor. Operasyonlar bitmiş olmasına rağmen, tıpkı Yüksekova’da olduğu gibi ablukayı sürdürüyorlar. Abluka ile halkın evini yakıp yıkıyorlar. Halkın yaşam alanlarını yok ediyorlar. Onların derdi hendek ve barikatları kaldırmak değil, onların derdi Kürt halkının özyönetim talebini yok etmek değil. Onların derdi, Kürt kentlerinde kendi kendini yönetmek isteyen Kürt halkını, Saray'a biat etmesiydi. Ancak Kürt halkı saraydaki padişah bozuntusuna boyun eğmedi. Sarayın savaş baronlarının tek dertleri ve hedefleri Kürt halkına diz çöktürmekti. Sarayın kapısına kul olmuş bir halk istediler. Ama Kürt halkı bunu ret etti. Halklarımız bu saldırıyı reddetti" ifadelerini kullandı.

'SARAY'IN KAPISINDA KUL OLMAYANLARA KARŞI KİRLİ SAVAŞ YÜRÜTÜLÜYOR'

Yüksekdağ, Kürt halkına yönelik yürütülen savaş ile birlikte halkların iradesi olan HDP'li vekillere yönelik süren saldırılar üzerinde de durdu.

Yüksekdağ, "Bir yıldan bu yana Saray'ın kapısında kul olmayanlara karşı kirli savaş yürütülüyor. Çatışmaların bitmiş olması bir şey değiştirmiyor. Onlar Kürde düşman. Çatışmalar bittiği zamanda, operasyon ve saldırıları kesintisiz sürdürüyorlar. Yüksekova’da 38 gün boyunca YPS güçleri ile karşılıklı çatışmalar sürdü. Ancak 40 gündür çatışan, silah kullanan kimse olmamasına rağmen tek taraflı yıkım operasyonlarını sürdürdüler. Herkesin evini başına yıktılar, bu yolda şahadete ulaşan ve tutsakların evini barkını yıktılar. HDP'ye verilen oy oranlarını hesaplayarak halkın evini yerle bir ettiler. Kürt düşmanlığı ile gözü kararmış bir saldırganlık var karşımızda. Bizler bunlarında karşısında insanlığı savunuyoruz" dedi.

Sözlerinin devamında AKP ve Saray tarafından din üzerinden kirli savaş politikalarının sürdürüldüğünü kaydeden Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

‘HALKIN DEMOKRASİ MÜCADELESİ İLE PAZARLIK YAPILAMAZ’

"Allahın adını dilinden düşürmeyenler, yarın ahrette nasıl hesap verecekler. Oruç tutmakla Müslümanlık olmaz, can almayacaksın. Kendin için ne istiyorsan kardeşin için de isteyeceksin. Ama onlar Kürdü kardeşi gibi görmediler. Kendileri için reva gördüklerini onurlu Kürt halkı için istemediler. İbadetin şovunu yapanlar, Allah'ı kandıracaklarını sanıyorlar. Onların bütün gövdesi haramın içinde. Onlar ahlaksızlığın ve savaşın bataklığı içerisindeler. Hangi şartlar altında olursak olalım, onurumuzu asla teslim alamayacaklardır.

"Halkın demokrasi mücadelesi ile pazarlık yapılamaz. Onlar gibi saldırı tehlikesi ile karşı karşıya kalıp kaçanlardan değiliz. İnandığımız değerlerin yanındayız. İster kirli savaş baronlarını tekrar karşımıza çıkarsınlar, onurumuzu ve kimliğimizi teslim etmeyeceğiz. Cizîr halkının da tek suçu budur. Bizler barış demenin, demokratik Türkiye demenin bedelini ödüyoruz. Bunu diyerek kazandığımız için bize savaş açtılar. Bu darbenin karşısında direnen Cizîr halkı var. Bizim kahramanlarımız var, kahramanlar sadece şahadete ulaşan kahramanlar değil. Hepimiz onlar gibi direnmeye hazırız. Kazanmaktan vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir saldırganlıkla bizi yıldıramazlar."

'HALKIN BARIŞA SEVDASI SARAY'DAKİ ZATA KIYAMETİ GÖSTERECEKTİR' 

Mücadelenin zafere taşınması için ve savaş iktidarına karşı direnişi yayacaklarını da vurgulayan Yüksekdağ, bugün yakmaktan, yıkmaktan başka bir şey bilmeyen devletin hiçbir meşruluğunun kalmadığını söyledi.

"Devletin varlık anlamı kalmamıştır, bu savaşın sahibi Saray'dır. Saray ile işbirliği yapan darbeci güçlerdir" diyen Yüksekdağ, devamında "Asker, Ergenekonlar, Saray ile kol kola girmiş, savaşı kıyamete kadar sürdüreceğini sanıyor. Saraydaki zat 'bu savaş kıyamete kadar sürecek' diyor. Halkın barışa sevdası Saray'daki zata kıyameti gösterecektir. Savaşta ısrar eden bir iktidar varsa, bizlerde bunun karşısında direnerek kazanmayı biliriz. Savaşın sonunu getirdiğimiz için ve kıyamete kadar sürmeyeceğini gösterdiğimiz için bize saldırıyorlar. Onlar bu topraklara barış ve demokrasiyi getirmeyi engelleyemeyecektir. Bizler yaşatmak için direndik ve direneceğiz. Özgürlük ve demokrasi ile yeni yaşamın boy vermesi için direnişi sürdüreceğiz" diye konuştu. 

Konuşmasının sonunda kamuoyuna, Kürt halkı ile yeni yaşamın inşası noktasında dayanışma çağrısında bulunan Yüksekdağ, "Gün insanlığın halkımıza sahip çıkma günüdür. Cizre’den Sur'a, Yüksekova’dan Şırnak’a halkımız ile dayanışmak için el ele verelim. Gücümüzü dayanışmamızı büyütelim. Direnenler bir birine sımsıkı sarılanlar ve başını yere eğmeyenler kazanacaktır" dedi. 

Kaynak: DİHA