Yekta Yaylaçiçeği’ni övmenin ya da yermenin bana bir getirisi yok. Çabam yakınında olmuş bir insan, birçok olayı birlikte yaşadığımız bir arkadaşı olarak anılarını, kişiliğini kalıcılaştırabilmek. Dersler çıkarılması olanaklı olan bu yaşanmışlıklar üzerinden O’nu çocuklarına, torunlarına, arkadaşlarına, yakınlarına, bir parça daha yakından tanıtabilmenin benim için bir görev olduğunu düşünüyorum.

Sözlerin uçup gittiği, yazıların kalıcı olduğu bir dünyada, birlikteliklerimizi kalıcı duruma getirmek gerektiğini düşünerek ölümünün arkasından ikinci kez yazmayı gerekli gördüm.

İki yazıda da hiçbir abartı, ekleme, çıkarma yok. Bunu yapmanın gereği de, anlamı da yok. Olayları bilmeyen ya da kötü niyetli karalama çabasında olanların tepkileri gerçek dışı.

1966 Perşembe İlköğretmen Okulu’nu bitirenlerin bir araya geldikleri en son Ordu buluşmasından 2 gün sonra, 08.10.2018 tarihinde ikimiz de Altınordu’da bulunuyorduk. Telefonla aradı. İşin var mı? diye sordu. Olduğunu söyledim. “Gel köye gidelim” dedi. Yine kıramadım. İşlerimi ayarladım. Buluştuk. Taksi tutmuştu. Taksiyle Altınordu Hürriyet Köyü Mahallesi’ne gittik. Babasının, amcalarının, başka yakınlarının gömülü oldukları yere vardık. Belli ki babasına, annesine, amcalarına, yakınlarına değer veriyordu.. Babasının, öteki yakınlarının mezarlarının başında, “Ey ahalı! Sizin rahat içinde uyumanızı dilemek için geldim. Huzur içinde uyuyun” diye Türkçe olarak seslendikten sonra oradan ayrıldık. Evlerini, yerlerini gördü, bana gösterdi. Dönüp birlikte Altınordu’ya geldik.

Saadet Partisi’nin kuruluş çalışmalarının yapıldığı günlerdi. Beni arayarak, “Hemşehrimiz Numan Kurtulmuş parti kurma çalışmaları yapıyor. Topkapı’da toplantısı var. Birlikte gidelim” dedi. Birlikte gittik. Eşi Nurşen Yaylaçiçeği, yanlış anımsamıyorsam iki baldızı da vardı. Fatih Belediyesi’nin Topkapı Sosyal Tesisleri’nde, iftar yemeği de verilen bir toplantıydı. Numan Kurtulmuş, birkaç kişi konuştu. Yanımıza gelen bir öğretmen “Tebliğ için kurulduklarını” anlatmaya çalıştı. İslam Dini’ni insanlara anlatacak bir siyasal parti kurmaya çalıştıklarını dile getirmeye çalışıyordu. Toplantı sonrasında, “Bu girişim içinde hemşerilerimiz var. Ancak görüşlerimiz çok farklı. Bunlarla uyuşamayız” görüşüne vardık. Bir daha ikimiz de yanlarına uğramadık.

CHP’ye birkaç kez gittiğini, yeterli ilgiyi görmediğini, işleyişlerini beğenmediğini, bu nedenlerle uzaklaştığını anlatırdı.

Ordu Dernekler Federasyonu’nun düzenlediği, Federasyon Başkanlığını sonrada İçişleri Bakanı olan İdris Naim Şahin’in yaptığı bir toplantıda Recep Tayyip Erdoğan da konuşmacı olarak çağrılıydı. Birlikte gittik, dinledik. Bağcılar Kültür Merkezi tıka basa doluydu. Sanırım gelen insanların çoğu umut dolu günler bekleyerek, biz gelecekten umutsuz olarak oradan ayrıldık.

Murat Hazinedar’ın Beşiktaş Belediye Başkanlığı’na adaylığını açıklama çalışmaları içinde olduğu bir gün, İstanbul Anakent Belediyesi’nin Sütlüce Tesisleri’nde sabah kahvaltılı bir toplantı düzenlenmişti. Çağrılılar İstanbul’da oturan Ordululardı. Birlikte gittik. Gelenler içinde ikimizden daha deneyimli, eğitimli, donanımlı kimse yoktu. Murat Hazinedar, bizim masamıza oturarak kahvaltı yaptı. ikimizle yakından ilgilendi. Kendisine destek vermemizi istedi. Beşiktaş Belediye Başkanlığına adaylığının açıklanması kesin gibiydi.

Murat Hazinedar’ın Belediyecilik anlayışını öğrenmeye çalıştık. Yanına sokulabilirdik. Beşiktaş Belediyesi’nin bir yerlerinde bir köşe kapabilirdik. Bunu hiç düşünmedik, denemeye girişmedik.

Murat Hazinedar, 30.03.2014 tarihinde %77 oyla Beşiktaş Belediye Başkanlığı’na seçildi. 04.01.2018 tarihinde, “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan yürütülen soruşturma ile rüşvet ve yolsuzluk”, "Görevleri sırasında haksız mal edindikleri", "Mal bildiriminde beyan ettikleri malların gerçeği göstermediği", "Gerçek mal varlıklarını sakladıkları" gibi gerekçeler ileri sürülerek görevden alındı.

Toplantıdan sonra 3 saat dolayında Yekta Yaylaçiçeği’yle değerlendirme yaptık. Bu oluşuma da bir daha uğramadık. Murat Hazinedar’ın görevden alınmasından sonra buluşmalarımızda, öngörülerimizde yanılmadığımızı, bu süreçlere katılmamakta doğru kararlar aldığımızı paylaştık.

İlimizle ilgili etkinliklere birlikte katıldık. Eyüp Odu Günlerinde, Yenikapı Ordu Günlerinde birlikteydik. İlimiz, yöremizle ilgili tüm etkinliklere birlikte katılmaktaydık.

Ertuğrul Günay, Yekta Yaylaçiçeği’nin çocukluktan arkadaşı. Kültür ve Turizm Bakanı olduğu günlerde bile telefon açıp kendisiyle konuşuyordu. İstese kendisinden çok yararlanabilirdi. Bunu yapmadı. Oğlunun bir otelde iş bulmasını istediğini söylerdi. Bunun dışında bir istekte bulunduğunu duymadım.

İdris Naim Şahin’le de görüşüyordu. İstese çok yakın ilişkiler kurabilirdi. İçişleri Bakanı olduğu süreçte kendisinden yararlanabilirdi. Böyle bir girişimine tanık olmadım. Siyasal kişilere uzak durdu.

Kendisinin siyasal oluşumlardan birinde, sivil toplum kuruluşlarında olmasını önerdim çoğu kez. Bilgisini, birikimlerini insanlarla paylaşması gerektiğini dile getirdim. Çalışmak, paylaşmak istemediğinden değil, kafasına uygun, düzgün çalışan yapılanmalar bulamadığı için buralardan uzak durdu. Buralar karnından konuşulan, her türlü düzenbazlığın işlediği yerlerdi. Yekta Yaylaçiçeği, hemen her koşulda sözünü esirgemeyen, açık sözlü, çift kişilikler taşımayan, dürüst, düzgün bir insandı. Buralarda barınamayacağını biliyordu.

Birikimli, dürüst insanların toplumsal yapılanmalarda olamayışının, toplum adına büyük bir kayıp, buralardan yarar sağlayanlar için bir kazanım olduğu bir ülkenin aydını olmanın olumsuzluklarını yaşadı.

Yöre köylerimizi bir araya getirecek bir dernek kurma çabalarında yine birlikteydik. Bir süre bu işe kafa yorduk. Sonunda olamayacağı, işleyemeyeceği kanısına vararak çekildik. Denenmiş, başarıya ulaşamamış örnekler vardı önümüzde. Biz bırakınca bu girişim oluşum aşamasında dağıldı.

Yekta Yaylaçiçeği, yararlı olabileceği birçok oluşumdan, işleyişleri uygun olmadığı için geri kalmasını bildi. Toplumun işleyen gerçekliği bunu dayatıyordu insanlara. İstese toplumsal, siyasal yaşamın çok önemli yerlerinde olabilirdi. Bu işlere soyunmadı. İnsan kalma yolunu seçti.