Dünyanın tüm ülkelerinde emekliler, topluma bir yük olarak görülmekte. Bu insancıl bir yaklaşım değil. Toplumların en değerli yurttaşları, deneyim deposu insanları, dayanakları yaşlı insanlar. Böylesine önemli bir birikim kaynağının üstü çizilmek istenmekte.

Bugün 65 yaş üstü olan insanlar, bu yaşlardan önce toplumun üretim, hizmet süreçlerine katılarak, çocuk yaşta olan, yaşlı konuma gelmiş insanların bakımlarını sağladılar. Bu durum bir toplumsal iş bölümü sayılır. Üretenler, üretemeyenlerin, çalışabilenler çalışamayanların yaşamalarına katkı sağlamak durumundalar.

65 yaş üstü nüfus

“2019 yılında Türkiye'de 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus 5 yılda yüzde 21.9 artarak 7 milyon 550 bin 727 kişiye ulaştı. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı da 2019 itibarıyla yüzde 9.1'e çıktı.

2014 yılında 6 milyon 192 bin 962 kişi olan 65 yaş ve üzeri nüfus son 5 yılda yüzde 21.9 artış göstererek, 2019'da 7 milyon 550 bin 727 kişiye yükseldi. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2014 yılında yüzde 8 iken, geçen yıl yüzde 9.1'e çıktı. Yaşlı nüfusun 2019 yılında yüzde 44.2'sini erkekler, yüzde 55.8'ini kadınlar oluşturdu.

Türkiye'de 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 17.9 yıl olarak öngörüldü. Erkekler için bu sürenin 16.2 yıl, kadınlar için 19.4 yıl olduğu gözlendi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10.9 yıl iken 85 yaşında 5.9 yıl oldu.

Yaşlı erkeklerin yüzde 56.9'u, kadınların ise yüzde 59.9'u mutlu olduğunu beyan etti.

Tek başına yaşayan yaşlı fertlerin hane sayısı 1 milyon 373 bin 521 oldu. Bunların yüzde 75,7'sini yaşlı kadınlar, yüzde 24,3'ünü ise yaşlı erkekler oluşturdu.

Yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı %12,5 oldu.(1)

Sayılar, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanların yaşam sürelerinin arttığını, nüfusun giderek yaşlandığını ortaya koymakta.

Kadınların yalnız yaşama oranları, erkeklerin üç katından daha çok. Kadınlar daha çok yalnız yaşamaktalar. Bu durum, toplumun kadına bakışıyla ilgili bir sonuç. Dul kalan kadın kolay evlenememekte.

Yaşlı nüfusun %60’lara yaklaşan “mutlu olma” düzeyi sevindirici. Burada Avrupalı, Amerikalı, Japonyalı bir yaşlıyla Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan yaşlıların “mutluluktan ne anladıklarını”, “mutluluk algılarının ne olduğunu” sorgulamak gerekir.

Yaşlıların ölüm oranları neden yüksek?

Sağlık Bakanının açıklamasına göre, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki COVID-19’a bağlı ölümlerin yüzde 93’ünü 65 yaş üstü insanlar oluşturuyor. Son 1 ayda ölen insanlarımızın yaş ortalaması 74.6’dır

Bu sonuca bakılırsa, 65 yaş üstü insanların evlerine kapatılmalarının gözle görülür bir yararı olmamış.

65 yaş üstü nüfusun eve kapatılarak korunamadığı anlaşıldı.

Bu insanlar, virüsü kimlerden kaparak öldüler? Bu konu uygulamaların yanlışlığını orta koyuyor. Toplumun bir kesimi evlerine kapatılıp, öteki kesimleri ortalıkta dolaşır durumda olunca, virüsün bulaşmamasının kaçınılmaz olduğu görülüyor.

7, 8 yaşında çocuklar sokakta özgürce dolaşacaklar, 65 yaş üstü insanlar sokağa çıkamayacaklar. 65 yaş üstünde olan insanlar, 7,8 yaşlarında olan çocuklar kadar kendilerini korumayı başaramazlar mı?

Kimse canını düzde bulmuş değil. Yılların biriktirdiği yaşam deneyimleriyle, bu yaşta diliminde olan insanların, yaşamak için tüm yaş diliminde olanlardan daha duyarlı, çok daha özenli oldukları bilinmekte.

65 Yaş üstü evlere kapanıp büyük bir özveriyle salgının bedelini ödeyerek, salgından korunmada ne oranda başarılı oldu bilinmemekte.

“Almanya’da vakaların yüzde 43’ünün 20-49 yaş arasındaki grupta olduğunu öğreniyoruz. Vakalar içinde 50-69 arasındaki yaş kümesinin oranı yüzde 31, 70 yaş üstü kümenin oranı ise 18.9’dur. Buna karşılık, ölümlerin yüzde 86’sı 70 yaş ve üstündeki grupta kaydedilmiştir”.(2)

Almanya Federal Cumhuriyeti’nde 70 yaş üstünde olup coronavirüs bulaşışı nedeniyle ölenlerin oranı ülkemizde daha düşük. Bu oran 65 yaş üstüne göre alınsa, oranın daha düşük olama olasılığı yüksek.

Bu karşılaştırma, ülkemizde coronavirüs bulaşışı sürecinin kötü olmadığını ancak savunulduğu gibi çok başarılı da olmadığını ortaya koymakta.

Türkiye’de uygulanan 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı, Yugoslavya’da bir süre uygulanarak bırakıldı. Dünyanın başka hiçbir ülkesinde böyle bir uygulamanın olduğu görülmemiş durumda.

65 yaş üstü insanlar yeterli tepki veremedi

65 yaş üstü nüfus diliminde yaşayan, sayıları 10 milyona yaklaşan kesim, kendilerine uygulanan sokağa çıkma yasağına yeterli tepki düzeyde tepki veremedi.

Sokağa çıkma yasağı hiç konulmasın diyen kimse yok. Herkes için, tüm yaşlar için konulmalı, sorun kökünden çözülmeye çalışılmalıydı.

65 yaş üstü insanların da insanca yaşamaya hakları var. Yalnızca 65 yaş üstü insanlara uygulanan sokağa çıkma yasağı bir ayrımcılık, insan hak ve özgürlüklerine aykırı bir uygulama.

----------------------------------------------------

(1) Türkiye Nüfusunun Yaş Yapısı Değişti: 65 Yaş Üstü Vatandaş ...onedio.com › haber › turkiye-nufusunun-yas-yapisi-de...

(2) Ergin, Sedat, Yaş kümelerinin COVID-19’dan nasıl etkilendiği açıklanmalı, Hürriyet Gazetesi, 06.06.2020