Başbakan Erdoğan Bilkent Şehir Hastanesi temel atma törenine giderken geçtiği güzergahta gördüğü pankartı anlatan Başbakan Erdoğan , 'Orada yazıyor ki yol istemiyoruz orman istiyoruz. Bunlara diyorum ki Türkiye 'de orman çok. İstiyorsanız gidin ormanda yaşayın' şeklinde konuşmuştu.

Başbakan’ın çok tartışılan ‘İstiyorsanız gidin ormanda yaşayın' sözlerine Vatan yazarı Mutlu Tömbekici de ‘Yunan ayısı kadar olamamak’ başlıklı bir yazıyla yanıt verdi. Tömbekici, verdiği çarpıcı örneklerden sonra ‘Yunan, ayısı için bunu yapıyor, Türk insanı için bile yapmıyor’ dedi.

İşte o yazı:

YUNAN AYISI KADAR OLAMAMAK

Yollara karşı değilim. Kalkınmaya karşı değilim. Hiçbir şey yapılmasın yeter ki doğa korunsun diyenlerden değilim. Başbakan’ın önerdiği gibi ormanda yaşamayı da çok isterdim... Ama esas istediğim “orman gibi” bir şehirde hatta ülkede oturmak...

O nedenle kesilen her ağaç içime oturur. Bir cinayet işlenmiş gibi hissederim. Mahallemizdeki yaşlı bir ceviz ağacı kesilmesin diye yapmadığım şey kalmadı. Yazık ki yeni köprü için kesilen ağaçlar için bir şey yapamıyorum.

Halbuki dünyada çok örneği var. Fransa’da “Millau Viyadüğü” var mesela. 2001 yılında inşasına başlanan ve 2004’de trafiğe açılan bu viyadük dünyanın en büyük asma köprüsü aynı zamanda. Tarn vadisinin üzerinden geçer. Paris-Montpellier otoyolu üzerindedir. Tüm zamanların en esaslı mühendislik başarılarından biri sayılıyor.

Otoyol pekala yerden de yapılabilirdi. Ancak o vakit doğa anormal bir şekilde tahrip olacaktı. Ve uzun münazaralardan sonra 400 milyon avroluk en pahalı seçenekte karar kılındı. Hem doğa korundu hem de muhteşem bir otoban yapıldı.

Peki yerden kesintisiz giden otobanların yaban hayatına verdiği zararı bilir miydiniz?

Araziyi bıçak gibi keserler ve soldaki hayvan sağa, sağdaki hayvan sola geçemez. E geçmesin diyeceksiniz ama bu hayvanlar suya, besine ve de “eşe” nasıl ulaşacak o zaman?

Yunanistan’da, Dedağaç’tan (Aleksandriapolis) başlayıp İgumenitsa’da biten, yani Ege’yi Adriyatik’e bağlayan uzunca bir otoban vardır: Egnatiya Yolu. Adını Roma zamanında var olan benzer rotada başka bir yoldan alır. Kuzey Yunanistan’ı baştan başa kat eder.

Projelendirme aşamasında doğa dernekleri müdahil oldu. Para da AB’den geldiği için doğa derneklerinin uyarılarını dikkate almak zorunda kaldılar.

“Arkturos Ayı Koruma Derneği”nin baskıları ve yönlendirmeleri sonucu 650 kilometrelik otobanda 170 köprü (40 km) 73 tünel (50 km) yapıldı. Bazıları coğrafi nedenlerle zaten yapılacaktı ama yarısı hayvanlar bir taraftan bir tarafa geçebilsin diye yapıldı. Aksi takdirde ayılar, bilhassa çiftleşme zamanında, karşı tarafa geçmek için illa ki otobana çıkacak ve illa ki kazalara neden olacaktı.

Yunan, ayısı için bunu yapıyor, Türk insanı için bile yapmıyor...

Otoyolları, köprüleri, havaalanlarını yapanlar, yaptıranlar bunları bilmiyor değil... Ama anlamadığım bir inatları var...