Konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı hakkında açılan davanın ilk duruşmasında Ermeni Cemaati avukatları, devletin hukuki değil, siyasi karar verdiğini belirttiler. İçişleri Bakanlığı kararının geri çekilmesini talep ettiler.

İSTANBUL- Ermeni Cemaati'nin Patrik seçiminde İçişleri Bakanlığı'nın müdahalesine karşı açılan davanın ilk duruşması İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmada söz alan Av. Setrak Davuthan, konuşmasına "İsviçre'de fizik laboratuvarlarında Einstein'nın izafiyet teorisinin tartışıldığı bir dönemde böyle bir dava konusuyla huzurlarınıza gelmek istemezdik" sözleriyle başladı.

Ancak Ermeni Cemaati açısından büyük bir öneme sahip olan Patrik makamı konusunda idari makamların (İçişleri Bakanlığı) taraflı karar verdiğini söyleyen Davuthan, Türkiye'de Patrik seçimlerinin tarihi konusunda bilgi verdi.

ERMENİ CEMAATİNİ PATRİK TEMSİL EDİYOR

Türkiye'de gerek İmparatorluk döneminde, gerekse de Cumhuriyet döneminde Ermeni Cemaatini Patrik'in temsil ettiğine dikkat çeken Av. Davuthan, yıllardır Ermeni Cemaatinin kendi Patrik'ini demokratik seçim yoluyla kendilerinin seçtiğine işaret etti. Patrik seçimi aşamasında cemaat tarafından Seçim Müteşebbis Heyeti oluşturulduğunu belirten Davuthan, "Bu heyet yeni Patrik'in seçimi hususunda İçişleri Bakanlığı'na başvuruda bulundu, ancak bu başvuruya olumlu yanıt verilmediği için huzurlarınızdayız" dedi.

İçişleri Bakanlığı'nın dilekçelerini "makamın boş olmadığı, bu nedenle de başvurunun hukuki bir dayanağının olmadığı" şeklinde cevapladığını belirten Davuthan, İçişleri Bakanlığı'nın değerlendirmesinin yanlış olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: "Patrik makamının boş olma durumu yasalarca çerçevesinde belirlenmiştir. Bunun için görevini yerine getiremez durumda olması da yeterli bir nedendir. Ermeni Patriği II. Mesrob Mutafyan, uzun süreden beri çok ciddi bir beyin rahatsızlığı ile mücadele etmektedir. Birçok kurul raporu ile hastalığının giderek ilerlediği ve iyileşmesinin mümkün olmadığı ortaya konmuştur. İfa ettiği önemli görev nedeniyle makamının boş kalmaması ve yeni bir patrik seçilmesi Ermeni toplumunda genel bir eğilim oluşturmuştur."

İçişleri Bakanlığının bu tutumuyla Ermeni Cemaati'nin elinden seçme hakkını aldığına dikkat çeken Av.Setrak Davuthan tüm nedenlerden dolayı İçişleri Bakanlığı'nın verdiği ret kararının bozulmasını talep etti.

'SEÇİLMİŞ KURULUN MUHATTAP ALINMAMASININ ANLAMI...'

Av. Kuzukoğlu'nun ardından söz alan Av. Sebuh Aslangil, Türkiye'de sayısı 50 bine varan Ermeni toplumu için Patrik makamının ihtiva ettiği öneme değindi. T.C. Anayasası'nın ilk maddesindeki temel vurgulardan birinin de laiklik olduğuna dikkat çeken Aslangil, İçişleri Bakanlığı'nın, Ermeni Patriği II. Mesrob Mutafyan'ın yerine Başepiskopos Aram Ateşyan'ı Patriklik Genel Vekili tayin etmesinin laiklik hususunu çiğnemesi anlamına geldiğini söyledi. Av. Aslangil, bunun nedenini de şu sözlerle açıkladı: "Seçilmiş olan heyet İçişleri Bakanlığı'na Patrik tayin etmesi için değil, bir seçim gerçekleştirileceğinden haberdar ederek, gerekli güvenlik önlemlerini alması hususunda başvuruda bulunmuştur. Nasıl ki genel seçimlerde devlet güvenlik önlemleri almak zorundaysa Patrik seçimlerinde güvenlik önlemlerini almak zorundadır. Ancak, devlet seçilmiş kurulu muhattap almayarak, durumu örtbas etmeye çalışmıştır."

'DEVLET 'BEN YAPTIM OLDU' MANTIĞI İLE HAREKET EDİYOR'

Kurul (Seçim Müteşebbis Heyeti) seçiminin Ermeni Cemaatinin örf ve adetlerine dayalı bir yöntem olduğuna dikkat çeken Aslangil, "Devletin 'bu kurul ne iş yapıyor, bilmiyorum' demesi ve kendince araştırmalar yaparak Ermeni Cemaati adına karar vermesi anlaşılır değildir" dedi. Azınlık hukuku açısından siyasi bir sorunla karşı karşıya olduklarını ifade eden Aslangil, "Devlet Ermeni Cemaatinin önemsediği bir makam için 'vekil ile idare edin, ben yaptım oldu' diyor" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Ermeni Cemaatinin kendi Patrik'ini seçmesine izin verilmemesini hukuki dayanağı olmayan siyasi bir karar olarak yorumlayan Aslangil, Ermeni toplumunun temsiliyeti açısından süreç uzadıkça sorunun büyüyeceğine işaret etti.

İçişleri Bakanlığı adına yapılan savunmada ise, savunmanın yazılı olarak mahkeme heyetine sunulduğu ifade edildi.

Savunmaların ardından duruşma sona ererken, mahkeme heyetinin İçişleri Bakanlığı'na konuyla ilgili dava açıp açmayacağına ilişkin hangi yönde karar vereceği bekleniyor.(ETHA)