Kadına yönelik artan cinsel taciz ve şiddet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla kurulan TOKAMER, pek çok çalışmaya imza attı. TOKAMER Müdürü Zeynep Banu Dalaman, öğrencilere cinsel taciz ve saldırı konusunda haklarının ne olduğuna ilişkin eğitimler verdiklerini belirtti. 

Kadına yönelik artan cinsel taciz ve şiddet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Altınbaş Üniversitesi bünyesinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Çalışmaları Araştırma Uygulama Merkezi (TOKAMER) kuruldu. Henüz 8 ay gibi bir geçmişi olan merkez, kısa sürede pek çok çalışmaya imza attı. Ülkede var olan “taciz farkındasızlığı ve görünmezliği” gerçekliğinden yola çıkarak proje ve çalışmalar ortaya koyan merkeze, kadın alanında çalışma yapmak isteyen öğrencilerin ilgisi oldukça yoğun.

Necla Demir'in Mezopotamya Ajansı'nda yer alanm haberine göre, TOKAMER Müdürü Zeynep Banu Dalaman, neden böyle bir merkeze ihtiyaç duyduklarını anlattı. 

‘AMAÇ ŞİDDET KONUSUNDA DUYARLILIĞI ARTIRMAK’ 

Üniversitedeki çalışmalarına başlarken şartının bir toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları merkezi kurmak olduğunu söyleyen Dalaman, “Merkezimiz en kolay ve sorunsuz kurulan merkez oldu. Merkezi kurmaktaki amacımız, kadın alanında yapılan çalışmaları genişletmek ve Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesi ile birlikte kadına yönelik taciz ve şiddet konusunda duyarlılığı arttırmaktı” dedi. 

'CİNSEL TACİZ SAVUNMA AĞI KURDUK’

Dalaman, özellikle Özgecan Aslan cinayetinden sonra toplumsal bilincin arttığını, öncesinde ise sokağa çıkanların feminist camia içerisinde yer alan kadınlar olduğunu söyledi. Bu algının artık toplumsal bilincin artmasıyla biraz daha kırıldığını belirten Dalaman, son yıllarda artan kadına yönelik şiddet ve saldırılara karşı kabul edilmezliğinin sevindirici olduğunu dile getirdi. 

Dalaman, kişisel olarak Türkiye çapında 18 üniversitenin dahil olduğu ve feminist akademisyenler tarafından yaklaşık 15-20 yıl önce kurulmuş olan “Üniversiteler Arası Cinsel Taciz ve Saldırıları Önleme Birimleri Ağı”na dahil olduğunu bilgisini vererek, kadın alanında yaşanan gelişmelerin akademide nasıl çözüleceğine ilişkin tartışmalar yürüttüklerini belirtti. Merkezin tüm bu birikimler sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Dalaman, şunları söyledi: “Gençlerin yoğun olarak olduğu yerler üniversiteler ve ne yazık ki üniversite kampüslerinde de taciz ve saldırı olaylarına rastlıyoruz.

Bunları nasıl önleyeceğimize dair fikir alışverişinde bulunuyoruz. Üniversitelerimizin senatolarında politika belgeleri imzalatıyoruz. Cinsel taciz ve saldırıdan güvenli kampüsler yaratmaya çalışıyoruz. Açıkçası ilk icraatımız bu oldu. Bir Cinsel Taciz Savunma (CTS) Ağı kurduk. Öğrencilerimiz, herhangi bir taciz ve saldırı olayı yaşadıklarında bir numaramız var, o numarayı arayarak gerekli destek ve yardımı alabiliyorlar.” 

‘TACİZE UĞRAMAYAN KADIN YOKTUR’ 

Dalaman, ülkede “taciz farkındasızlığı ve görünmezliği”nden de söz etti. Türkiye’de kadınların yüzde 93’ünün hayatlarında en az bir kere cinsel tacize uğradığını belirttiği açıklaması üzerine tepki aldığını belirten Dalaman, “Bu rakam yüzde yüz bile olabilir. Çünkü tacize uğramayan kadın gerçekten yoktur. Buna şaşırmalarının nedeni tacizin ne olduğunun bilinmemesi. Bir kadını gözünle bile taciz edebileceğini bilmeden illa dokunmak olarak algılıyorlar. Halbuki; o da saldırıya giriyor. Biz de tüm bunlarla ilgili farkındalık yaratmaya çalışıyoruz” dedi.

'ÖĞRENCİLERİMİZİ BİLİNÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’

Dalaman, üniversite bünyesinde yaptıkları çalışmalara ilişkin de şunları söyledi: “Üniversitemizde okuyan ve hem kız hem erkek öğrencilere, cinsel taciz ve saldırının ne olduğunu anlatırken haklarının ne olduğuna ilişkin eğitimler de veriyoruz. Seçmeli ders havuzumuzda bununla ilgili derslerimiz var. Talep çok fazla ve bununla ilgili öğrencilerimiz derslere giriyor. Ders olmadığı zaman da konferanslara katılıyorlar.

Şimdilerde bir Wendo eğitimi yapacağız. Hedefimiz, ‘Herhangi bir saldırıyı fiziki olarak nasıl önleyebiliriz?’ sorusu üzerinden savunma tekniği Wendo ile karşı çıkabilecekleri savunma mekanizması oluşturmak. Elimizden geldiğince öğrencilerimizi bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bilindiği üzere 8 Mart yaklaşıyor. Fakültemizin Grafik Tasarım Bölümü’nde 8 Mart’a dair ‘Eşitsizlik’ başlığı altında fotoğraf ve resim yarışması başlattık.  Çalışmamızda sanatta kadını vurgulayacağız. Sanatta toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin nasıl yansıyabilir konusuyla ilgili seminerler yapacağız.”

'OLUMLU GERİ DÖNÜŞLER ALIYORUZ’

Kurdukları merkezin farkında olan öğrencilerden olumlu geri dönüşler aldıklarını ve bu öğrencilerin herhangi bir sorun yaşadıklarında kendilerine ulaştıklarını söyleyen Dalaman, kadına yönelik şiddet ve taciz konusunda üniversitenin arkalarında olduğunu bilmenin güven verdiğini belirtti.

‘KADINLARI BİLİNÇLENDİRMEK İSTİYORUZ’ 

Dalaman, ayrıca; 2012 yılında kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yerine direkt Kadın Bakanlığı’nın kurulması gerektiğinin altını çizdi. Dalaman, hükümetin kadın politikasına karşı tepkisini de şu sözlerle dile getirdi: “Kadının toplumdaki rolü iyi bir eş, iyi bir anne. ‘Erkeğini’ tamamlayan bir varlık olarak nitelendirildi. Politikalar da bu şekilde gelişiyor. Kadının evde olduğu, çalışıyorsa bile ‘erkeğinden’ bir adım geride olan haklarda, eşit statülerde olmayan bir kadın profili karşımıza çıkıyor. İşte bizim böyle bir merkezi kurmaktaki amacımız da kadınları bilinçlendirmek, dünyadaki çalışmalarla karşılaştırmaları ortaya koymak, kadının kendi farkındalığını biraz yaygınlaştırmak.” 

‘UYGULAMADAKİ  SORUNLARI KADINLAR HATIRLATMALI’

CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yapan Dalaman, kadınlara şu çağrıda bulundu: “Kadınlar, şiddete uğradığında hakları var. Her an destek isteyebilirler, sığınmaevlerine gidebilirler. Bunu sonuna kadar kullansınlar. Şiddet, ayrım, tacize uğradığında polise gitsinler, eğer polis bilinçsizse İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlatsınlar. Uygulamada sorun varsa kadınlar hatırlatmalı ve haklarından vazgeçmemeli.”