Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi'nin (ABDEM) öncülüğünde Almanya'nın Köln Üniversitesi'de dün başlayan “Soykırım, Adalet ve Yüzleşme; 1915’ten Şengal’e Soykırımlara Hayır” isimli konferans, “Yüzleşmenin neresindeyiz? Neler Yapabiliriz? ABDEM bileşenlerinin soykırım ve yüzleşme sürecine yaklaşımları” oturumu ile son buldu.

Bu bölümde, Türkiye ve dünyadaki soykırım, katliam ve bunlarla yüzleşen halkların deneyim örnekleri tartışıldı. Moderatörlüğünü Ayşe Yumli Yeter'in yaptığı bu oturuma ABDEM birleşenleri olan kurum temsilcileri katıldı.

Nor Zartonk adına Alex Kalk, AABK adına Hüseyin Akpınar, KCD-E İsmet Kem, AvEG-Kon'dan Baki Selçuk, DİDF'den Yücel Özdemir, Mezopotamya Demokratik Değişim Partisi temsilcisi Robin Yalçın ve Avrupa Êzîdî Dernekleri Fedarasyonu(FKÊ) adına Hacı Çelik, katılarak, tarihte yapılan katliamları anlattı.

'ADALET VE HAKİKAT İSTİYORUZ'

Yuksekovahaber.com sitesindeki habere göre, İlk sözü Nor Zartonk adına Alex Kalk alarak, 1915 yılında yapılan Ermeni ve Süryani soykırımlarını anlattı. Kalk, “Bu iki halk soykırımdan geçildi. Her yönüyle ortadan kaldırılmak istendi. Türk devletinin bu katliamları daha sonra da devam etti. Türkleştirme politikası günümüze kadar da sürüyor. Bundan dolayı yüz binlerce insan katledildi” dedi.

Tarihte Ortadoğu'da yapılan katliamların günümüzde de devam ettiğini belirten Kalk, “Bugün Êzîdîlere ve Kürtlere yönelik yapılan katliamlar bize bunu gösteriyor. Tarihi karakterlerden hesap sormak önemlidir. Sadece burada oturup konuşmak yetmez. Çünkü tarihi katliamların ideolojik bağlantıları günümüzde de devam ediyor. Bugün Şengal, Ninova ve Kobanê de yapılan katliamların nedeni bizim şimdiye kadar tarihi katliamcılardan hesap sormamamızdan kaynaklanıyor” diye konuştu.

Türkiye'nin tarihiyle yüzleşmesi gerektiğini belirten Alex Kalk, yüzleşme için şu talepleri sıraladı: “Ermeni soykırımda biz ne istiyoruz? Sorusuna verdiğimiz tek bir cevap var. O da adalet ve hakikat istiyoruz. Bunun için de Türk devleti, başta Türkiye Ermenistan sınırını açmalı, Diyasporada yaşayan Ermenilerin kendi topraklarına dönmesi, Soykırımın tanınması ve ders kitaplarında yer alması, Türkiye sermayesinin 1915 yılında elde ettiği gelirlerinin hesabının vermesi, gibi şartların kabul etmesi gerekiyor.”

'SOYKIRIMLAR TARİHİ'

AABK adına Hüseyin Akpınar da Anadolu'da soykırımların tarihi yüz yıllara dayandığını belirterek, şunları söyledi:

“İlk olarak Selçuklular, Kızılbaşları katletmiştir. Daha sonra bu katliamlar Osmanlı'da da devam etmiştir. Selçukludan bu yana Sünni Türk zihniyeti kendisine benzemeyen herkesi katletmiştir. Bugünkü devlet bunlardan sorumludur. Devlet kendi tarihiyle yüzleşmesi gerekiyor. Devlet soykırımların bir daha olmaması için yasaklamalı. Yarın Kürtler ve Kızılbaşların yeni bir katliama uğramamasının bir garantisi yok.”

'HALKLARA DAYALI ÇÖZÜM OLMALI'

KCD-E adına konuşan İsmet Kem de Kürtlerin Ortadoğu'da ciddi katliamlara maruz kaldığını kaydederek, “Kürtler tarih boyunca Türkiye, Suriye, Irak ve İran, tarafından katliamlardan geçmiştir. Ancak Almanya, İngiltere, Rusya gibi batı devletleri de sorumludur” dedi.

Kürtlerin bölgedeki diğer azınlıklara yönelik “baskı uygulamış ve katliamlarında rol oynamıştır” tartışmalarına da değinen Kem, şunları söyledi:

“Tarih boyunca katliamlara maruz kalmış bir halkın başka halklara yönelik katliamlarda rol alması bir trajedidir. Kürtler, Süryani, Ermeni, Alevi ve Êzîdîlere yönelik katliamda rol aldı. Bu bir gerçek ama bunların yanında bunlara sahip çıkan Kürtler de oldu. Bugün DAİŞ çetelerinin saflarında yer alan Kürtler de var ama Kobanê’de mücadele edenler de. Unutmayalım ki Kürt Özgürlük Hareketi'ne devletten önce kurşun sıkan korucu Kürtlerdir. Bunlar da var. Onun için bu anlayışın bir bütün olarak Kürtlere ve Müslümanlara mal edilmesi gerçeğe ve hakikata hizmet etmiyor.”

İsmet Kem, konuşmasını Mezopatamya ve Anadolu'da birlikte yaşamak için de şu önerilerde bulundurarak, sonlandırdı:

“Her halk bu coğrafyayı kendisine göre tanımlıyor. Kimse kendini dayatmadan daha uzlaşmacı ve eşitlikçi bir şekilde çözüm bulmamız gerekiyor. Biz Kürt Özgürlük Hareketi olarak milletçilik yapmıyoruz. Cinsiyetçilik yapmıyoruz. Ama her türlü ulusçuluğa da karşıyız. Özgürlükçü bir çözüm bulmamız gerekiyor.“

'SEYFO SOYKIRIMINDA BİNLERCE SÜRYANİ ÖLDÜRÜLDÜ'

Asuri-Süryani temsilcisi Robin Yalçın ise konuşmasına kendi halkının tarihini anlatarak, başladı. Yalçın, Süryanilerin tarih boyunca birlikte yaşadığı halklarla barış içerisinde yaşadığını belirterek,“ Buna rağmen halkımız 1915 yılında Seyfo soykırımından geçmiş bundan dolayı yok olmayla karşı kaşıya kalmıştır. Katliama uğrayan halkımız, dünyanın dört bir tarafına yayılarak, ciddi tahribatlar yaşamıştır. Süryaniler, kendi inancına ihanet etmemesi için kadim topraklarını terk ederek, bilmediği yerlere göç etmiştir” dedi.

Yalçın, günümüzde de Ninova'da Süryani halkının IŞİD katliamlarından geçtiğini belirterek, bu zihniyetin olduğu müddetçe katliamların devam edeceği uyarısında bulundu.

Soykırım anlayışının günümüzde AKP tarafından yürütüldüğünü kaydeden Robin Yalçın, şunları söyledi: “Türkiye’yi tarih önünde yüzleşmeye davet ediyoruz. Ve başlatılan çözüm sürecine karşılık verilmesini istiyoruz. Süryanilerin bütün haklarının verilmesini istiyoruz. Eğer bunlar yapılacaksa Türkiye'nin özrü kabul edilir. Yoksa göstermelik olur. Ahlaki ve tarihi yüzleşmede içten olmalı.”

'TÜRKİYE EZİDİLERDEN ÖZÜR DİLEMELİ'

FKÊ adına Hacı Çelik de Mezopatamya'da bir dönem birçok halk yaşadığını belirterek, bunların katliamlardan geçirilerek, yok edildiğini söyledi.

Çelik, Türkiye'nin bunun hesabını vermesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye Êzîdîlerden özür dilemeli. Diyasporada yaşayan 1000 bin Êzîdî’nin kendi topraklarına geri dönmesi için koşulların yaratması gerekiyor. Êzîdîlik Türkiye'de resmi bir din olarak kabul görülmesi lazım. Türk devleti bunları yapmadan bu toplumlarla barışamaz” diye konuştu.

AvEG-Kon'dan Baki Selçuk ise Ermeni ve Süryani katliamında Almanya'nın rolüne değinerek, Almanya'nın her şeyden haberdar olduğunu söyledi. Selçuk, Ermeni, Süryani, Kürt ve Alevilere yönelik soykırımları sert bir dille de eleştirerek, Türkiye'ye geçmişiyle yüzleşmeye çağırdı.