Cumartesi İnsanları bu hafta kaybedilen belediye işçisi İsmail Şahin'i andı; Hrant Dink davasını, Uludere katliamını, toplu mezarları bir kez daha gündeme taşıdı. Kayıpların akıbeti belli olmadan isyanlarının sonunun gelmeyeceğini vurguladı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları devlet güçlerince kaybedilen yakınlarımızı arıyoruz, devletin bize verecek hesabı var diyerek 356. kez İstanbul'da, Galatasaray'da toplandı.
Bu kez Zeynep Tanbay'ın okuduğu açıklamada, geçen hafta JİTEM'in sorgu merkezi olarak kullanılan Diyarbakır İçkale'deki tarihi alanda, restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan insan kemiklerine değinildi. "Artık toprak isyanda! Topraklarımızdan insan kemikleri fışkırıyor adeta!"
Kayıp ailelerinin Şırnak ili Güçlükonak ilçesi Jandarma Tabur Komutanlığı yakınındaki mezarlıkta yapılan kazılarda elbiseleriyle birlikte aynı mezara gömülmüş üç kişiyi giysilerinden tanıdıkları hatırlatıldı ve başka coğrafyalarda herkesi sokağa dökecek bu olayın tepkisizlikle karşılanması eleştirildi.
"Peş peşe ortaya çıkan toplu mezarların acı tablosu tüm çıplaklığıyla bizlerin ve kamuoyunun önünde sergilenirken yetkililer suskunluğunu, medya sessizliğini, toplum tepkisizliğini sürdürmeye devam ediyor."
Cumartesi İnsanları Diyarbakır Merkez'de, İçkale'de, Güçlükonak'ta ve Silopi'de sürdürülen kazılarda onlarca insanın kemiklerinin ortaya çıktığı belirtildi. Bunun yeterli olmadığı vurgulandı, tüm toplu mezarların açılıp mezarların ailelere verilmesi istendi.

İsmail Şahin nerede?

Cumartesi İnsanları bugün, İsmail Şahin'in 18 Ocak 1996'da kaybedilmesini gündeme taşıdı. Beyoğlu Belediyesi'nde temizlik işçisi olarak çalışan İsmail Şahin mesai saatleri içinde kaybedildi. Bugünün başbakanı Tayyip Erdoğan da o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı.
O günlerde Beyoğlu Belediye Başkanı olan Nusret Albayrak İsmail Şahin'in eşine alay eder gibi "Beş yıl bekleyin, İsmail dönmezse birikmiş parasını öderiz" dedi. İsmail Şahin'in eşi Kiraz Şahin ise para değil, eşini istiyordu.
Erdoğan geçen yıl Cumartesi İnsanları ile görüştüğünde Kiraz Şahin'de oradaydı. "Özellikle not aldığı" İsmail Şahin'e dair aradan geçen 16 yılda Erdoğan sessizliğini korudu.
Cumartesi İnsanları bir kez daha sordu: İsmail Şahin ve diğer kayıplar nerede?

Uludere, Dink, kayıplar...
Cumartesi İnsanları İsmail Şahin'in yanı sıra 23 Şubat 1995'te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ı da andı.
Murat'ın annesi Hanife Yıldız Uludere'deki katliamı hatırlattı ve Uludere'de hayatını kaybeden ailelerin acılarını paylaştıklarını söyledi.
Yıldız, Başbakan Erdoğan'ın talihsizlik demesini eleştirdi. Daha önce hayatını kaybeden madenciler için de "madencilerin kaderleri böyle" anlamına gelen açıklamalar yapıldığını hatırlattı. Yıldız açlığı, sefaleti yaşayan insanların üzerine bomba yağdırıp talihsizlik denemeyeceğini ifade etti.
Yıldız Hrant Dink'in katledilmesine ve dava sonucuna da değindi. Yargı kimin yargısı diye sordu. Dink'in ailesinin ve arkadaşlarının yüreklerinden geçenleri hissettiğini söyledi.
Hanife Yıldız konuşmasında Leyla Zana'nın "silah Kürt halkının sigortasıdır" demesine yönelik eleştirilere de değindi. "Madem silah sigorta olamaz o halde ne diye panzerlerinizle, polisinizle, topunuzla, copunuzla dolaşıyorsunuz" dedi; Kürt halkının kendini koruma hakkı olduğunu belirtti.

Eylem İstanbul'da, kazı Diyarbakır'da

İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de Cumartesi İnsanları'yla beraberdi. Tuncel Cumartesi İnsanları'nın eylemlerinin ne kadar önemli olduğundan bahsetti. Yıllardır burada oturulduğu için bugün Diyarbakır'da JİTEM'in merkezinde mezarlar için kazı yapılabildiğini söyledi.
Faili meçhul cinayetleri, gözaltında kayıpları devletin görmek istemediğini söyleyen Tuncel, bunun bir devlet politikası olduğunu anlattı.
2012'de zihniyetin değişmediğini, hâlâ Kürtlerin potansiyel terörist olarak görüldüğünü, devletin Kürtleri öldürmekte bir problem görmediğini vurguladı. Bu nedenle gerçek sorumluların açığa çıkarılmadığını, devletin çözümsüzlüğü seçtiğini ifade etti.
Kürt sorunun çözümü konusunda inkar, imha ve asimilasyon politikalarının ortadan kaldırılmadığı ve Türkiye'nin çok kültürlü, çok kimlikli yapısı konusunda bir irade açığa çıkarılmadığı sürece bu katliamların devam edeceğini söyledi.
"Bazen Kürt, bazen Alevi, bazen Ermeni bazen Laz, Çerkes olduğumuz için katledileceğiz, hakkımızı aradığımız için bu zihniyet devam edecek. Cumartesi İnsanları'nın eylemi tam da bu politikaları kabul etmeme yönünde çok önemlidir." (BİA/Fotoğraf Arzu demir)