Yannis V. Yaylalı / Demokrat Haber Kobani

Kobani'de IŞİD işgali tam 134 Gün sonra kırılmış ve IŞİD Kobani merkezinden çıkarılmıştı. Demokrat Haber olarak yaklaşık beş gündür Kobani'deyiz. Biz Kobaniye ulaştığımızda Kobani’nin Güney Batısındaki son köyler de özgürleştirildi. Operasyon yapılan köyler Fırat suyunun hemen dibinde olan Türkiye ile sınır köyleriydi. Bu köylerden biri Zormixar diğeri ise Ziyaret köyü idi. Ziyaret köyüne geldiğimizde Ziyaret köylüleri sınırın karşısında köylerini özgürleştiren YPG lehine ilgili slogan atıyor ve IŞİD işgalinden kurtulan köylerini birbirlerine sarılarak kutluyorlardı.

Kutlamalar devam ederken bir anda bir grup bulundukları yerden telleri aşarak bulunduğumuz yere gelerek YPG gerillalarını, bizi ve orada bulunan herkesi kutladılar. Ardından kontrol için evlerine yöneldiler. Biz de bir süre kaldıktan sonra oradan ayrılarak, Cerablus’a bakan Zormixar köyünün yukarısına çıktık. YPG gerillaları sevinçlerini saklamadılar. Bizi köye getiren gerilla “hala üç sokaktan buraya nasıl geldik anlayamadım” diyor. İki defa yaralanmış ve yine cepheye gelmiş. Kobani’deki direnişin başarısının nedenlerini düşünürken “sır burada olsa gerek” diyoruz. Bu yazıyı hazırlarken IŞİD'in elindeki Fırat'ın güneybatı kesiminde bulunan Şehler kasabası da özgürleştirildi. Ziyaret ettiğimiz kasabada bir Türkmen aile “iyi ki gelip bizi kurtardınız, size çok minnettarız” dedi.

YPG BİR SOKAĞA KADAR ÇEKİLMİŞ

Konuştuğumuz tüm siviller, YPG gerillaları ve milisleri Kobani'deki IŞİD işgalini kırmanın hiç de kolay olmadığını söyledi. Bazı kişiler YPG kontrolündeki mahalle değil sokak sayısının üç sokağa kadar düştüğünü aktardılar. Biraz daha işin merkezinde yer alanlar ile yaptığımız sohbetlerde ise YPG kontrolündeki sokak sayısının bire kadar indiğini duyduk.

Hükümet binasının alt katına kadar IŞİD'lilerin girdiğini ve hükümet binasında da bire bir göğüs göğüse çatışmanın yaşandığını ve hükümet binasını savunan YPG güçleri ve hükümet yetkililerinin saatler süren çatışmalar sonrası IŞİD çetelerini püskürttüklerini söylediler. Hükümet binasının iç kesimleri ve dışarısının tamamen kurşun ve bomba izleri ile dolu olduğunu gördük.

Kobani kantonunda savaşın olduğu her caddeyi ve her sokağı büyük bir merak ile dolaştım. Nerede ise her sokak başında barikat kurulmuştu. Bazılarını IŞİD çeteleri kurarken, bazılarını YPG güçleri kurmuşlardı. Barikat dediysem tahta ya da kalas değil, vinçler yardımı ile üst üste konulan koca koca arabalardan bahsediyorum. Ya da kepçeler aracılığıyla derin çukurlar açılmış ki derler ya üzerinden top olsa geçemesin.

Bir başka izlenimim ise her tarafta kokmaya yüz tutmuş IŞİD çetelerine ait cesetlerin bulunması. Bu cesetler daha fazla sıcaklar artmadan mutlaka bulundukları yerlerden kaldırılmalı. Yoksa Kobani’de salgın hastalıkların önünü alamazsınız.

Bu yıkıntıların arasında evlerine dönmüş ve kısıtlı imkanları ile en azından evin bir göz odasını tamir ederek evlerine geçmek isteyen birçok Kobanili gördük. Tabii ne kadar zor durumda olurlarsa olsunlar çay ikram etmeden bırakmıyorlar sizi. Fakat çaylar biraz şekerli, bu kadar da olacak deyip içiyoruz.


YIKINTILAR ARASINDA BİR OKUL

Bu kadar sevineceğim bir şey ile karşılaşacağımı düşünmezdim. Tam Kültür binasının sağ tarafında batıya doğru ilerlediğinizde bir duvar ve duvarın ortasındaki delikten çocuklar ellerinde Kitap ve defterleri ile bir içeri bir dışarı çıkıyorlar. Biz de duvarın arkasını merak edip muhtemelen tank ile açılmış o büyük delikten içeri girdik. Bu arada çoğul konuşmamın nedeni birkaç arkadaş ile birlikte bu meraklı geziyi yapmamızdan dolayı, içeri girdiğimizde dışarıya inat çocuk neşesi bir anda yüzümüzün aşık olan çehresini değiştiriverdi.


İçeriye girdiğimizde bizi bir süre sonra 26 yaşında olduğunu öğrendiğimiz Osman Süleyman Padali okulunun müdürü Adnan Hasan hoca karşıladı. Çekim yapmak için izin istediğimize hay hay diyerek bize elinden geldiğince yardımcı oldu. Gözlemlerimi aktarmadan okulun ismi ile ilgili bir bilgiyi de paylaşmak isterim. Osman Süleyman Padali Suriye’de milletvekilliği yapmış bir Kürt. Suriye devleti sürekli yaşadığı bölgenin sorunlarını meclise taşımasından rahatsızdır. 2008 yılında Osman Süleyman’ı öldürterek taşıdığı sorundan kurtulacağını düşünür. Suriye zindanlarında Padali'yi katleder. Padali Hem Arap halkının hem Kürt halkının çok sevdiği birisidir. Arap halkı ile Kürt halkı arasında bir sorun yaşandığında bölgede ilk aranacak kişilerden biri olduğunu öğrendik. Suriye hükümeti sorunu insanları katlederek çözeceğini sandı fakat bugüne baktığınızda sorunları sürekli halının altına atarsanız yok olmuş olmaz, sadece orada birikir ve bir gün de böylesi sonuçlar ile karşı karşıya kalırsınız.


Okulun isminden sonra gözlemlerimi aktarmaya devam edeyim. Okulun fiziki yapısından söz etmek gerekirse, bizim gittiğimiz okul tek katlı batıdan doğuya dikdörtgen şeklinde yapılmış. Okulun başından sonunu bu yüzden görmek mümkün oldu. Dersliklerin karşılıklı şekilde yapılmış olduğunu gördüm. Yavaş yavaş sınıfları gezmeye koyuldum. Kadın öğretmenlerin çoğunlukta olduğunu gördüm. IŞİD'in barbar saldırılarının kocaman izlerini sınıflarda gördüğümde dehşete kapılmamak için kendimi zor tuttum. Bir sınıf düşünün ki çocukların oturduğu sıralarının arkasında duvarda kocaman bir delik, hiçbir sınıf ya da evde zaten cam diye bir şey aramayın bulamazsınız.


Sınıfların fiziki yapısı ne kadar imkan verirse o kadar eğitim devam edebiliyor.

“Çocuk her zaman çocuktur” derler ya, bunu o koşullarda bile gösteriyorlar. Bir gurup küçük çocuk okulumuzu basarak zor görülen eğitimi sabote ediyor. Sabote derken gerçek bir sabote ki dakikalarca öğretmenler arkada çocuklar önde o sınıf senin bu sınıf benim delice oynadılar. Biz de o anlarda savaşı unuttuk ve onların şenliğine katıldık.


Küçükleri tüm gayretimiz ile dışarı çıkardıktan sonra bir sınıfa girerek dersi izlemeye koyuldum. Sınıfın ortasında kocaman bir delik olmasına ve hiçbir camın olmamasına rağmen, hatta karatahtanın bir kısmının olmamasına rağmen keyifli bir eğitime şahit oldum. Eğitimin dili devrim ile birlikte değişmiş ve Latin harfleriyle Kürtçe olmuş. Artık Kürt halkı resmen kendi dilinde eğitim alıyor. Bizim Türkiye'de yaşayan Kürt halkını düşündüm ve o zaman sevincim biraz buruklaştı. Burada başlayan özgür eğitim hakkını umarım tüm Kürtler zaman içinde alır.


Girdiğim sınıfta beni bir sürpriz de bekliyordu. Savaş yüzünden Suruç'a gelmek zorunda kalan Ezdiyar Kadir arkadaş ile sınır nöbeti tuttuğumuz Mehesere köyünde tanışmıştık. Sık sık bize bir an önce geri gitmek ve öğrencilerine kavuşmak istediğini, çocuklar ile tekrar eğitime başlamak istediğini ifade ediyordu. Şimdi biraz utangaç baksa da yüzüme çocuklarına ders verirkenki sevincini anlatmanın tarifi yok.


Eğitim gören çocuklar şimdilik ilgiden mutlu gibiler, gözlemlerim onu gösteriyor. Ama Kobani ile dayanışma esnasında yapılacak çalışmalarda çok dikkatli olmak gerekiyor. Buradaki yaşayan insanları zaten IŞİD oldukça rahatsız etmiş durumda, Kobani halkı bu durumla yüzleşirken oldukça dikkatli olmamız gerekiyor.

Ezdiyar öğretmene teşekkür ettikten sonra, yine okul müdürü olan Adnan Hasan'ın yanına gidiyorum. Adnan hoca okul ile ilgili genel bilgileri bizimle paylaşıyor. Bu bilgileri paylaşmadan önce, çok örnek bir yaşamı olan Adnan Hasan'ı kısaca anlatmak istiyorum.


Adnan Hasan'ın 6'sı erkek, 5'i kadın olmak üzere 11 kardeşi var. Hukuk eğitimini Şam'da tamamlamış daha sonra rahatlıkla sırtını ülkesine dönüp kaçabilecekken bunu yapmayıp Kobani'ye dönüp kendi halkının yanında mücadele etmeyi yeğlemiş. Kobani’de tek açık olan Osman Sülayman Padali okulunun yöneticiliğini üstlenmiş ve aynı zamanda okulda Kürtçe derslerine girdiğini ifade ediyor.

Kız kardeşi Viyan Rustem YPG savaşçısı olarak 30 Kasım 2014 tarihinde hayatını kaybetmiş. Babasının ise IŞİD çetelerinin Kobani'de bulunan Heyva Sor'a (Kürt Kızılayı) yaptığı saldırıda yaşamını yitirdiğini ifade ediyor.

Biz belki IŞİD'i Kobani'ye saldırdığında fark etsek de Kobani kantonunun da dahil olduğu Rojava'da üç seneye yakın bir süredir savaş devam ediyor. Burada kime dokunsak anlatacağı birçok savaş hikayesi var. Bu hikayelerin maalesef çoğunluğunun dram yüklü olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.

Kobani'nin şu an tek okulu olan Osman Süleyman Pedali okulu yöneticisi Adnan Hasan çok dilli eğitim verdiklerini söylüyor.

Biraz da bana takılarak, "biz Türkiye ve Suriye devletinin düştüğü hataya düşmeyeceğiz" diyor, o zaman ikimiz birden kahkahayı basıyoruz.

“Okulunuzda kaç yıllık eğitim veriliyor ve okulun fiziki yapısı eğitim yapmayı zorlaştırıyor mu?” sorusuna ise Adnan Hasan şöyle yanıt veriyor:

"IŞİD kantonda büyük bir yıkım bırakarak geri çekildi. Elbette yüzlerce hatta Rojava genelinde binlerce insanımızı IŞİD barbarları katletti. Ya da bu çetelere karşı savaşırken şehit düştü. Fakat bunlar aynı zamanda bizi şu dışarıda gördüğünüz molozların altında bırakmak istiyorlardı. Hocam tam tersi oldu. Biz bundan sonrasını önce halkımız, sonra dostlarımız ile yeniden inşa ederiz. Okulumuzda 12 yıllık eğitim veriliyor. İlk okuldan başlayıp Lise eğitimini de içine alarak veriyoruz. Savaştan dolayı büyük bir göç yaşadığımız için öğrenci sayımız 150 kadar, beş tane sınıfımızda öğrencilerimiz ders görüyor. Normal eğitimin yanında İngilizce ve Arapça dillerinde de eğitim veriyoruz.

Unutmadan ifade edeyim ilkokul öncesi kreş eğitimimiz de var. Orada da 100’e yakın öğrencimiz bulunuyor. Kadın öğretmenler ağırlıkta olmak üzere 10 hocamız bulunmakta.”

Savaş'ın en azından Kobani merkezinde bittiğini hatırlattığımda Adnan Hasan şöyle devam ediyor:

"Evet geri dönmeler başlayacak o zaman okulumuz yetersiz olacak. Fiziki yapısını gördünüz. Sınıfın orta yerinde top deliği olan yerlerde ders veriyoruz. Ayrıca şu an Kobani’de tek ders veren okuluz. Savaş öncesi 9 tane okulumuz vardı. Okullardan altı tanesi hiç kullanılmaz duruma geldi. Üç okulumuz ise onarılmayı bekliyor. Daha önce dediğim gibi halkımız ve dostlarımız ile kantonumuzu yeniden yeni yaşama uygun inşa edeceğiz.”

Bize düşen Adnan Hocanın mesajını olduğu gibi aktarmak ve Kobani’nin yeniden inşa sürecinde büyük insanlığın değerlerini korumuş olan herkesin kendi üzerine düşeni yapmasını dilemek.

Birileri “Kobani düştü düşecek” derken Kobani dimdik ayakta ve yaralarını sarmaya başlamış durumda.