Nazarlık binlerce yıl boyunca farklı kültürlerde kullanılan bir simge olarak önemini korudu. Peki 'kem göz' inancı ve ondan korunmak için mavi nazar boncuğu nasıl ortaya çıktı?

Dünyada mistik kötü güçlere, kem gözlere karşı nazarlık en yaygın koruyucu olarak işlev görmüştür.

Nazarlığa sadece İstanbul pazarlarında değil uçakların dış cephesinde ve çizgi romanlarda da rastlanıyor.

Son yıllarda nazarlık moda dünyasına da girdi. Kim Kardashian birçok kez nazar boncuklu takılarıyla görüntülenirken, manken Gigi Hadid de geçen yıl "Göz" temalı ayakkabı modelleri üreteceğini duyurdu.

Bu yeni girişimler nazarlığın popülaritesini artırmış gibi görünse de, aslında bu simge binlerce yıldır insanın hayal imgeleminde yerini korumuştur.

Kem gözün nasıl ortaya çıktığını anlamak için önce nazar boncuğu ile kem göz arasındaki farkı anlamak gerekir. Göz şeklindeki nazar boncuğunun 'kem göze' karşı koruyucu görevi gördüğüne inanılır. Kem gözün ardında yatan şey kıskanma ve imrenme duygusudur.

Mısır'daki kazılarda çok sayıda mavi Horus Gözü ya da 'Ay gözü'ne rastlandı.

Nazarlık binlerce yıl öncesine dayanıyor; nazarın kökenini tespit etmekse çok daha zor. Büyük başarı kazanmış insanların etrafındaki kişilerin kıskançlığını üzerine çektiğine, nazar nedeniyle kişinin talihinin tersine dönebileceğine inanılır.

Bu inanç kültürler arasında olduğu kadar kuşaklar arasında da varlığını korumuştur. Frederick Thomas Elworthy'nin nazar konusundaki araştırmaları, nazarlık simgesine Yunanlarda olduğu kadar İrlanda masallarında da rastlandığını, pagan bağlamına rağmen İncil ve Kuran gibi dini kitaplarda da yer aldığını gösteriyor.

1. yüzyıl Yunan filozofu Plutarkhos kendisine göre buna bilimsel bir açıklama getiriyordu: İnsan gözü, kimi zaman küçük çocukları veya hayvanları öldürebilecek güçte, gözle görülmez bir ışın yayıyordu. Karadeniz'in güneyinde yaşayan bazı insanlarda ise nazar daha güçlüydü. Daha çok mavi gözlü insanların nazarına inanılıyordu. Bu ise mavi gözün Akdeniz'de genetik bakımdan az rastlanan bir durum olmasına bağlanıyor.

Nazarın aslında bakışları nazar getiren kişi açısından da bir lanet olduğuna inananlar var. Örneğin eski bir Polonya masalında, sevdiklerine nazar değmesin diye kendi gözlerini çıkaran bir adamdan söz edilir.

Bir bakışın bu kadar lanet getirebildiği inancı öyle yaygındı ki bu antik medeniyetleri ondan korunmak için arayışa yöneltip nazar boncuğunu gündeme getirdi. Peki nazar boncuğu ne kadar eskiye dayanıyor?

Bahçeşehir Üniversitesi'nden sanat tarihi profesörü Dr. Neşe Yıldıran, ilk nazar boncuğunun M.Ö. 3300'lü yıllara dayandığını söylüyor. "Mezopotamya'nın en eski şehirlerinden biri olan ve bugünkü Suriye sınırları içinde olan Tell Brak'taki kazılarda nazar boncuğu bulundu. Kaymaktaşından oyma geometrik figürler şeklindeydi."

Ancak bunlar bugün bildiğimiz mavi boncuklara benzemiyordu. Bunlar Akdeniz bölgesinde M.Ö. 1500'lü yıllarda ortaya çıkıyor.

Yıldıran'a göre, "Ege adaları ve Anadolu'daki cam nazar boncukları doğrudan cam üretiminin gelişmesi ile ilgiliydi. Mavi renk ise Mısır'daki yüksek oksitli sırlı kilden kaynaklanıyor. Bakır ve kobalt karışımlı kil fırınlanınca mavi renk alıyor."

Yıldıran, Mısır'daki kazılarda çok sayıda mavi Horus Gözü ya da 'Ay gözü'ne rastlandığını söylüyor. Günümüzdeki nazar boncuğu bunlara dayanıyor olabilir. Ayrıca eski Türk kabileleri, Gök Tanrısı 'Tengri'nin rengine yakınlığından dolayı bu mavi renge hayranlık duyuyordu. Bu nedenle kobalt ve bakır kullanımını benimsemiş olabilirler.

Mavi nazar boncukları bölgede giderek yayıldı; Fenikeliler, Asurlular, Yunanlar, Romalılar ve Osmanlılar tarafından kullanıldı. Nazar boncuğu kullanımı Akdeniz ve Levent bölgesinde daha fazla yoğunlaşmış olsa da ticaret ve imparatorluğun büyümesi yoluyla dünyanın farklı köşelerine de yayıldı.

Nazarlıkla ilgili ilginç olan şey sadece uzun süre varlığını koruması değil, binlerce yıl boyunca kullanım biçiminde fazla değişiklik olmaması. Tıpkı eski Mısırlıların ve Etrüsklerin sağ salim yerine ulaşması için gemilerine nazarlık resmi çizmesi gibi bugün de uçakların kenarında aynı işaret kullanılıyor. Türkiye'de yeni doğan bebeklere hala nazarlık takılıyor.

Ancak modern dünyada nazarlık farklı biçimlerde kullanılmaya başlanınca anlamı ve tarihi unutulup gidecek mi diye merak ediyor insan. Son dönemlerde, özellikle moda alanında nazarlık kullanımı gibi bazı kullanım biçimleri kültürel değerlere el konması kaygılarını artırıyor.

Yıldıran bunu sorun olarak görmüyor. "Nazarlık büyük bir coğrafyanın parçası ve her türlü uygulamaya açık olmuştur. Ondan türeme çeşitli motifleri görmeye devam edeceğiz," diyor.

Kültürel, dinsel ve coğrafi sınırları aşan bu simgeyi sadece bir boncuk veya moda malzemesi olarak görmemek gerekir. Nazarlık medeniyetin ilk dönemlerinden beri varlığını koruyor; insanlığın en derin ve kalıcı inançlarını yansıtıyor.

Kaynak: BBC Türkçe