Mölln faciasının 22. yıldönümü anıldı. Almanya'nın Mölln kentinde 23 Kasım 1992’de Neo-Nazilerin kundakladıkları evde yaşamlarını yitiren Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14) ölümlerinin 22.yılında anıldılar.

 "Anıları Canlı Tutma Mücadelesi" adıyla düzenlenen anma töreni Mölln faciasının 22.yıldönümünde olayın yaşandığı evin önünde düzenlendi. İbrahim Arslan ve Reclaim adlı girişim tarafından organize edilen etkinlikte, aile bireylerinden Ayşe Yılmaz'ın kardeşi Servet Yılmaz (Türkiye'den) ile Ayten Arslan hazır bulunurken, ırkçı faciada kızı, yeğeni ve annesini yitiren ve Samsun'da olduğu açıklanan Faruk Arslan ile eşi Hava Arslan telefonla bağlanarak katliamı şiddetle kınadılar.

Yangın sırasında yedi yaşında iken duman zehirlenmesinden ağır yaralı olarak kurtulan ve hala sağlık sorunları yaşayan İbrahim Arslan, Neo-Nazi ırkçıları nefretle andığını söyleyerek törene başladı. Arslan, yaşanan acı ve nefrete rağmen kendileriyle dayanışma içinde olan insanlar sayesinde ayakta kaldıklarını söyledi.

MÖLLN KURBANLARINI ANMA TÖRENİ İKİYE BÖLÜNDÜ

Neo-Naziler tarafından 23 Kasım 1992 yılında yakılan Mühlenweg 9 No'lu evin önünde her yıl yapılan anma etkinliği resmen ikiye bölündü. Törene Başkonsolosluk temsilcisi ile Mölln Belediye Başkanı katılmadı. Resmi tören ise aienin yer almadığı DITIB'e bağlı camide yapıldı. Bu duruma tepki gösteren İbrahim Arslan, resmi çevrelerden saygı beklediklerini açıkladı. Arslan, ‘Mağdurların sesi duyulsun istiyoruz. Anma Günü mağdurlara kalsın ve olayda kaybettiğimiz yakınlarımız saygıyla anılsın’ dedi.  Arslan, Mölln Belediyesi'nden üç kurbanın isminin üç ayrı sokağa verilmesini talep ettiklerini hatırlatarak, Belediye Başkanı Wiegels'in konuya duyarsız yaklaştığını belirtti.

TÜRK TOPLUMU BİZE DESTEK VERMEDİ

Arslan, Hamburg Başkonsolosluğu ile Schleswig Holstein Türk Toplumu (TGH) ve Mölln Belediyesi'ni kendilerine karşı ilgisiz ve saygısız davrandıkları için eleştirdi. Konuya yönelik telefonla görüştüğümüz Mölln Belediye Başkanı Jan Wiegels, ailenin eleştirilerine yönelik cevap vermeyerek resmi törenin değişik olarak ya camide yada kilisede başladığını açıkladı. "Ratzeburgerstr'de yakılmak istenen bir evin önünde yapılan konuşmalar sonrası, Mühlenweg'de evin önüne çelenk bırakılarak sona eriyor" dedi. Wiegels, " DİTİB camisi, Schleswig Holstein Türk Toplumu ile Hamburg Başkonsolosluğu ile uyum içinde olduklarını ifade etti.

NAZIM HİKMET ŞİİRİYLE DEVAM ETTİ

Evin önüne Ayse Yılmaz, Bahide ve Yeliz Arslan'ın anısına kucak dolusu çiçekler bırakıldı. Törene katılanlar tarafından ırkçılık ve NSU cinayetlerine yönelik duyguların dile getirildiği yazılar İbrahim Arslan tarafından okunurken, duvar afişleri gibi yanyana iliştirilerek unutulmaz anılar oluşturdu.

2012 yılında Berlin'de kimliği meçhul kisilerce öldürülen Burak Bektaş'ın katillerinin NSU'yu gösterdiği dile getirilerek, Neo-Nazi cinayetlerine karşı daha aktif ve duyarlı mücadele edilmesi vurgulandı.

İbrahim Arslan, "nefret ve kinden uzak olalım. Kardeşlik yaşasın" diyerek duygusal içerikli kısa bir konuşmadan sonra, Nazım Hikmet'in "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" dizelerini dile getirerek programa son verdi.

(Avrupa Postası)