Bursa Yenişehir'de tarlalarda kızgın güneşin altında sabahın ilk ışıklarından akşam saatlerine kadar çalışan mevsimlik işçiler, emeklerinin karşılığını alamamaktan şikayetçi.

Devletin politikaları sonucu her yıl binlerce yurttaş, mevsimlik işçi adı altında Türkiye kentlerine gitmek zorunda kalıyor. Mevsimlik işçilerin en uğrak kentlerinden biri de Bursa. Yenişehir ilçesinde bulunan tarlalarda çalışmak için gelen mevsimlik işçiler de bunlardan sadece bir kısmı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlalarda çalışmaya başlayan işçiler, kızgın güneşin altında akşam saatlerinde kadar çalışıyor. Kimi kışlık ihtiyaçlarını karşılamak için, kimi ise okul harçlığını biriktirmek için tarlalarda, ekmeği için ter döküyor.

Sabahın erken saatlerinde tarlaların yolunu tutan işçilerin dillerinde ise Kürtçe şarkılar yükseliyor. Sabah tarlalarda çalışmaya başlayan işçiler, öğle saatlerine kadar bir kaç defa közde hazırladıkları çayı yudumlamak için bir araya geliyor. Öğlen arası veren mevsimlik işçiler, akşamdan hazırladıkları yiyecekleri, ağaçların gölgesinde kurdukları sofralarda toplu bir şekilde yiyorlar.  Yenilen yemeklerin ardından kimisi bir saatlik dinlenme süresi içerisinde bir ağacın altında dinleniyor kimisi de etrafına topladığı bir kaç kişiyle gündeme ve yaşama dair sohbetler ediyor.

GÜNEŞİN ALTINDA ANNESİNE EŞLİK EDİYOR

Tarlalardaki işçilerin neşe kaynağı ise 7 yaşındaki Ayşenur Ay isimli çocuk. Ailesinin geçici olarak kaldığı evde gündüz kimse kalmadığı için annesiyle birlikte sabahın ilk ışıklarıyla tarlanın yolunu tutan Ayşenur Ay, gün boyu güneşin altında annesine eşlik ediyor. Ayşenur minik elleriyle tarladaki biberi toplayarak, annesine yardım etmeyi ihmal etmiyor.

OKUL HARÇLIĞI İÇİN ÇALIŞIYOR

Mardin'in Kızıltepe ilçesinden Bursa'ya gelen işçilerden biri de, girdiği sınavdan Afyon Kocatepe Üniversitesi'ndeki İnşaat Teknolojileri Bölümü'nü kazanan Hilal Ari (18). Ari, tarlada çalışarak üniversite için harçlık biriktirmeyi amaçlıyor. Gün boyu biber tarlasında çalışan Ari, akşamları ise yıllar önce Qoser'den Bursa'ya göç eden akrabalarının yanına gidiyor. "Sırtımız ağrısa da güneş bizi yaksa da çalışmak zorundayız" diyen Ari, her şeye rağmen günlerinin güzel geçtiğini söylüyor. Ari, kısa bir süre önce geldiği memleketini özlediğini şu sözlerle dile getiriyor: "İnsanın yurdunu bırakması, evini, barkını, toprağını bırakması çok zor. İnsanın memleketi gibisi yok."

GELENLER ÇOK ZORLUK ÇEKİYOR

16 yıl önce memleketi Mardin'e göç ederek Bursa'ya yerleşen Perdeneşin Kaya (51) ise, mevsimlik işçilerle birlikte tarlalarda çalışanlardan biri. Bursa'ya geldiği günden bu yana her yıl tarlalarda çalışan Kaya, "Buraya gelen bütün insanlarımız sürünüyor. Tarlalarda ve güneşin altında perişan oluyorlar. Kendi memleketimizde iş imkanları olsaydı, tarlalarımız bize yeterdi. Her yönü ile dert görüyoruz, en fazla da dil noktasında. Türkçe bilmeyenler zorlanıyor. Bazı işverenler bize kızıyor kendi dilimizle konuştuğumuzda. Bu nedenle biz buraya gelenler çok zorluk çekiyoruz" diyor.  Gelen işçilerin bazılarına ücretlerinden nedensiz bir şekilde kesinti yapılarak verildiğini, bazılarına ise hiç verilmediğini vurgulayan Kaya, "Bazı kimseler küçük çocukları ile geliyor. O yönüyle zahmet çekiyorlar. Bazılarının yevmiyelerini vermiyorlar. Zam isteyince biberlerin satılmadığını söylüyorlar" diye de sistem ediyor.  

GÜNEŞ ALTINDA ÇALIŞMAK ZOR

15 yaşındaki lise öğrencisi Barış Keleş de, ailesiyle göç edip Bursa'ya gelen ailelerden sadece bir tanesi. O da, Ari gibi okul masraflarını karşılamak için her gün çalışmaya geliyor. Saatlerce güneş altında çalışmanın zor olduğunu dile getiren Keleş, "Biber topluyoruz. Yoruluyoruz. Güneşten çok etkileniyorum. Zorlanıyorum" diyor.  

KAYNAK: DİHA