(DİHA) Mersin'in Arslanköy Beldesi'nde, Türk kökenli dünürlerinin düğününe davet edilen Kürt aileler, Kürtçe konuştukları için saldırıya uğradı.

Demir ve sopalarla yapılan saldırıda, 11 kişi yaralanırken, bir kişinin durumunun ağır olduğu belirtildi.

Köyden çıkmak isteyen yurttaşların araçlarına da saldıran ırkçı grup, çarparak yoldan çıkmasına neden oldukları bir aracın içindeki Kürt aileye de kadın ve çocuk demeden saldırdı.

Çoğunlukla Türk yurttaşların yaşadığı Mersin'in Arslanköy Beldesi'nde, Türk olan dünürlerinin daveti üzerine düğüne giden Kürt aileler, Kürtçe konuştukları için linç saldırısına uğradı. Düğün salonunda bir Kürt annenin oğlu ile Kürtçe konuşması ile başlayan saldırı, Kürt yurttaşların beldeden ayrılmak istemesinden sonra da devam etti. Salonda gerginlik çıkmasın diye, beldeden ayrılmak isteyen Kürt yurttaşları takip eden ırkçı bir grup, midibüslerle takip ettiler ve arkadan çarptıkları bir otomobilin yoldan çıkmasına neden oldular. Saldırganlar ardından yoldan çıkan araçta bulunan yurttaşlara, kadın ve çocuk demeden saldırdı. Demir çubuk ve sopalarla saldıran ırkçı grup, 11 Kürt yurttaşı yaraladı.

Mersin Devlet Hastanesi'ne getirilen yaralılardan durumu ağır olan bir kişi, beyin cerrahi servisinde gözetim altına alındı. Öte yandan, çok sayıda polis ve jandarma acil servis girişinde konuşlanırken, hastane önünde bekleyen ailelere polis müdahale etmek istedi. Yakınları saldırıya uğrayan bir genç polislerce tartaklandı. BDP Mersin İl Başkanı Musa Kulu ve Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk'ün araya girmesiyle gerginlik büyümeden önlendi.

'VURUN, ÖLDÜRÜN, EN İYİ KÜRT ÖLÜ KÜRT'TÜR'

Saldırganlardan birinin 'Muhtarım' diye hitap ettiği ve muhtar olduğu iddia edilen kişinin, halkı, "Köyümüze Kürtler gelmiş. Bu köyden sağ çıkmayacaklar. En iyi Kürt, ölü Kürt'tür" diyerek kışkırttığı ve linç girişimini başlattığı öğrenildi.

Uzun süre linç girişimine maruz kalan Kürt ailelerin, telefonla haber verdiği jandarma, olay yerine ancak bir saat sonra geldi. Ancak saldırıyı gerçekleştirenler yerine, linçe uğrayan Kürt yurttaşları gözaltına almak isteyen jandarmanın, saldırı aleti demir çubuk ve odun sopalarını yok ettiği de iddia edildi.

'BURASI ARSLANKÖY'DÜR, BURADA KÜRTÇE KONUŞAMAZSINIZ'

Acil servis gözetim odasında DİHA’nın görüştüğü ve linç girişiminden yaralı kurtulan yurttaşlar, yaşadıkları olayı şöyle anlattı: "Türk kökenli damadımızın babası, yani dünürümüzün davetiyle, Arslanköy Beldesi'nde yapılacak bir düğüne katılmak üzere 4 arabayla düğün salonuna gittik. Düğünde bir teyzemiz oğluyla Kürtçe konuştu. Yanımızda duran birisi, 'Burası Arslanköy'dür, burada Kürtçe konuşamazsınız' diyerek bize sataştı. Davet edildiğimiz bir düğünde gerginlik çıkmasın diye, sesimizi çıkarmadık. Fakat bu kez başkaları bizi tartaklamaya başladı ve sandalyelerle kafamıza ve sırtımıza vurmaya başladılar. Salondaki olay, düğün sahiplerinin araya girmesiyle önlendi. Fakat olayın büyüyeceğini anlayıp salondan çıktık ve beldeden ayrılmak için arabalarımıza yöneldik."

TAKİP ETTİKLERİ OTOMOBİLLERE ÇARPARAK ŞARAMPOLE YUVARLADILAR

Planlı hareket ettikleri ifade edilen grup, beldeden ayrılmak isteyen Kürt yurttaşların peşini bırakmadı. Kürt yurttaşlar, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Köyden çıkınca kurtulduğumuzu sandık. Fakat saldırganlar peşimizi bırakmadı. 3 minibüs dolusu, ellerinde demir çubuk ve odun bulunan gençler yolumuzu kesip tekrar bize saldırdılar. Arabalarımızın bütün camlarını taşlarla kırdılar. Bu saldırıdan bir kez kurtulduk, fakat bizi köyün dışına kadar, 20 kilometre takip ettiler. Otomobillerimizle seyir halinde iken, arabalarıyla arkadan araçlarımıza çarparak bizi şarampole atmaya çalıştılar. Bir akrabamız direksiyon kontrolünü kaybedip yoldan çıktı. Aracından çıkar çıkmaz da onlarca kişi ona ve ailesine saldırdı. Müdahale etmek istedik, demir sopalarla başımıza, kolumuza, sırtımıza, her yerimize vurmaya başladılar."

JANDARMA YARALI YURTTAŞLARI GÖZALTINA ALMAK İSTEDİ

Saldırgan grubun, kadın ve çocuklara da saldırdığını ifade eden Kürt yurttaşlar, saldırı anını ise şöyle anlattı: "Bize, 'Bunlar Kürt'tür, öldürün, en iyi Kürt, ölü Kürt'tür!" diyerek saldırdılar. Özellikle de bize saldıranların 'Muhtarım' diye hitap ettikleri kişi, 'Köyümüze Kürtler gelmiş. Bu köyden sağ çıkmayacaklar' diyerek onları kışkırtıyordu. Biz, 'Allah rızası için yapmayın, hiç mi Allah korkunuz yok. Düğününüze geldik, sizin misafiriniziz' dedik. Onlar ise 'Bugün buradan sağ çıkamayacaksınız. Asker-polis çağırmayın, asker, polis biziz' diyerek saldırdılar. Haber verdiğimiz jandarma, ancak bir saat sonra geldi. Saldırganlar ellerini kollarını sallayarak uzaklaştılar, jandarma onlardan hiç kimseyi gözaltına almadı. Tersine, onların demir çubuk ve odun sopalarını kaybetti. Jandarma, saldırganları gözaltına almak yerine, linç saldırısına uğrayan bizi gözaltına almak istedi. Ancak kimimizin bayılması üzerine bizi gözaltına almaktan vazgeçti. İçimizde ağır yaralılar olmasına rağmen jandarma bizi yolda bir saat bekletti. Biz ise, kendi imkânlarımızla ve yoldan geçen arabaları durdurarak hastaneye ulaşabildik"

KULU: HÜKÜMET SÖZCÜLERİNİN AÇIKLAMALARI LİNÇLERİ ARTTIRDI

Öte yandan, acil servisin gözetim odasında, olay hakkında bir açıklama yapan BDP Mersin İl Başkanı Musa Kulu, Kürt yurttaşlara yönelik linç girişimlerinin, AKP Hükümetini temsil eden siyasilerin ırkçı ve halklar arasında kin ve düşmanlık yaratan söylemleriyle yükselişe geçtiğine işaret etti. Musa Kulu, "Bu olayın peşini, hukuki, siyasi ve insani anlamda bırakmayacağız. Ölümcül yaralar alan bu insanlarımız, 'Kürtlere Ölüm' nidalarıyla saldırıya uğramıştır. Bu söylem, iktidarın ve siyasilerin söylemidir. Siyasilerin, toplumu tahrik eden açıklamaları sonucu bu tür saldırılar artmaktadır" dedi.

TÜRK: 'HALKLARI KARŞI KARŞIYA GETİRMEK İSTİYORLAR'

Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk ise, Mersin'de yıllardır barış ve kardeşlik içinde yaşayan halkları karşı karşıya getirmeye çalışan karanlık güçlerin varlığına dikkat çekti. Fazıl Türk, "Türk kökenli olan damatlarının bir akrabasının düğününe davet edilen, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Kürt ailelere yönelik bu saldırı insanlığa, hiçbir ahlaka sığmaz. Kendi anadilini konuştuğu için bu insanlara saldıranlar kadar, toplumu geren siyasiler de sorumludurlar. Hiç kimse halkları karşı karşıya getirip, bu provokasyonlardan rant elde edemez. Bizler, Türk, Kürt, Arap, Laz ve Çerkez… Bütün bir halk olarak barış ve kardeşlik içinde yaşayacağız ve bizleri karşı karşıya getirmek isteyenlere gereken yanıtı vereceğiz. Halk, toplumu karşı karşıya getirenleri er ya da geç yargılayacaktır, bu karanlık odaklar, halk önünde hesap verecektir" şeklinde konuştu.

Öte yandan yaralı yakınlarının, jandarma ve polis çemberine alınan Mersin Devlet Hastanesi Acil Servisi önündeki bekleyişi de sürüyor.