Diyarbakır’da yaşayan ve 2012 yılında eşcinsel eğilimleri olduğu gerekçesiyle öldürülen R.Ç.’yi ölüme götüren yaşam mücadelesi, soruşturma kapsamında toplanan ifade ve belgelerle ortaya çıktı. Dosyada yer alan belgelere göre olay şöyle gelişti: R.Ç. aile içi şiddet maruz kalan eşcinsel eğilimleri olan bir gençti. Aile içi şiddetten sadece R.Ç. değil diğer 3 kardeşi ve annesi de zaman zaman nasibini alıyordu.

Anne G.Ç. ve 4 çocuğu yaşadıkları şiddet ekseninden kurtulmak için ilk adımı 2010 yılında attı. Çocuklarıyla gittiği polis merkezinde gördükleri şiddeti anlatan G.Ç., kadın sığınmaevine yerleştirilmelerini talep etti. Anne ve 4 çocuğundan alınan darp raporlarıyla aile sığınma evine gönderildi. Fakat sığınma evinde çocuklarıyla birlikte kalamayacağını öğrenen anne, çocuklarını da alarak anne evine yerleşti.

‘OKUMAK İSTİYORUM’

Bir süre sonra anne ve çocuklarının eve geri dönmesi R.Ç.’yi ölüme götüren sürecin başlangıcı oldu.

Cinsel yönelimi nedeniyle sık sık babasının sözlü ve fiziki saldırısına maruz kalan R.Ç., yaşadıklarına daha fazla dayanamayarak 2011 yılında 16 yaşındayken ilk kez evden kaçtı. Polise sığınan R.Ç.’nin karakolda anlattıkları evden kaçma nedenini de ortaya koyuyordu: “Kendimi bildim bileli öz babam Metin Ç.’den şiddet görüyorum. Babam beni sopayla, yumrukla dövüyor. Bıçakla üzerime yürüyor. Elime ve bacağıma çatal batırıyor...” R.Ç., polislerden kendisini yetiştirme yurduna göndermelerini istedi. Ancak 1 hafta sonra baba Metin Ç., rehabilitasyon merkezinden oğlunu alarak eve götürdü. 

Ardından R.Ç. 1 buçuk hafta sonra tekrar polise başvurarak şunları söyledi: “Babam bana ‘Ailem rezil olmasın diye seni getirdim’ dedi. Ben kesinlikle aileme teslim edilmek istemiyorum. Ben erkek yetiştirme yurduna gitmek ve okumak istiyorum. Babamdan davacı ve şikâyetçi değilim.” Bu ifade R.Ç.’nin kurtuluş mücadelesinin resmi kayıtlardaki son sözleri oldu.

BİTİŞİK ATIŞLA ÖLDÜRÜLDÜ

R.Ç.’nin ismi yaklaşık 1 yıl sonra polis kayıtlarına bu kez ‘kayıp şahıs’ olarak geçti. Baba Metin Ç., 1 Temmuz 2012 günü emniyete başvurarak oğlu R.Ç.’nin kayıp olduğunu bildirdi. Ertesi gün ise Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi kavşağında bulunan ağır yaralı genç R.Ç.’ydi. Hastanede 2 günlük yaşam savaşını kaybeden R.Ç.’nin otopsi raporunda, ‘baş kısmından bitişik atışla öldürüldüğü’ yazıyordu.

Emniyete ulaşan ihbar, gözleri R.Ç.’nin babası ve 2 amcasına çevirdi. İhbarcı, baba ve amcaları tarafından kovalanan gencin, önce darp edildiğini ardından da bir otomobilin bagajında infaz edildiğini söyledi. Bunun üzerine baba Metin Ç. ve amcalar Mehmet Alican Ç. ve Şeyhmus Ç. gözaltına alındı. Amcaya ait aracın bagajında kan izlerine rastlanırken, silah da amcalardan birinin evinde bulundu. Ancak ailenin 3 ferdi de cinayeti işlediklerini kabul etmedi.

‘SEN YOKSAN BİR EKSİĞİZ’

Hevi LGBTİ’nin hazırladığı videolu çağrıda, Rakel Dink’ten İhsan Eliaçık’a, Antikapitalist Müslümanlar’dan Cumartesi Anneleri’ne biok kişi R.Ç.’nin yalnız olmadığını haykırmak için herkesi duruşmayı takip etmeye çağırmıştı. ‘Sen Yoksan bir eksiğiz’ diye seslenen hak savunucuları videoda Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Arapça çağrı yapmıştı.

‘BANA EV TEKLİF ETTİLER’

Dava dosyasına giren Kasım - Aralık 2013 ve Ocak 2014 dönemi telefon görüşmelerinde amcaların ‘Biz bir şey yapmadık. Metin’in oğlu, Metin öldürdü’ şeklinde konuşmalar yapması dikkat çekti. Ancak sanık avukatının istediği kayıtların geçmiş dönemleri de mahkemeye ulaştı. Dosyaya giren o kayıtlardan bazıları şöyle:

* Amca Mehmet Alican Ç. ile görüşen A.: “Adam demiş ben senin çocuğunla yatıyorum. Şerefini böyle yaparım dediği zaman yani ağır tahrik zaten ortada. Ben dayanamadım oğlumu o anda korkutmaya çalışırken oldu zaten. Aynı şekilde olmuş yani.”

* Baba Metin Ç. ile görüşen E.: “Bizim dilimiz varmıyor hanginiz üzerinize alın diye. Yani ne gerekiyorsa kendinize yapın. Hep beraber yanacağınıza bir kişi yansın.”

* Amca Mehmet Alican Ç. ile görüşen anne G.Ç.: “Annem komada, bugün yarın gidicidir. Hepsi gitseydi ve çocuğum gitmeseydi.” Amca Ç.: “Yo yo, ya onun kaderi tamamlanmış”

* Baba Metin Ç. ile görüşen anne G.Ç.: “Babama diyor ki ne yaparsanız yapın Metin bunu üstlenecek”, “Senin abinle Şeyhmus bana ev teklifinde bulundular. Yeter ki Metin’in üstünde ifade ver biz sana ömür boyu bakarız. Metin bak sen babasın, üstüne alırsın yapmadığın şeyi...”

BABA: BEN ÖLDÜRDÜM

Diyarbakır’da görülen R.Ç.’nin ölümüne ilişkin dava süreci hem birçok ilke hem de babanın cinayeti üstlenme sürecine sahne oldu. Yaklaşık 1 buçuk yıl süren ve geçtiğimiz pazartesi günü sonuçlanan davada Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi, baba Metin Ç.’yi ağırlaştırılmış müebbete, amcalar Mehmet Alican Ç. ile Şeyhmus Ç.’yi de müebbet hapse mahkum etti. Dava sürecinde gizli tanıklar ve görgü tanıkları önce baba ve amcanın eşgaline uygun kişileri tarif ederken, birkaç celse sonra ifadelerini ‘Hiçbir şey bilmiyorum’ şeklinde değiştirdiler. Davanın en kritik duruşması ise 18 Ocak 2013 tarihinde gerçekleşen celse oldu. Baba Metin Ç., cinayeti kendisinin işlediğini belirterek, kardeşlerinin bir kabahati olmadığını söyledi. Aynı celsede sanık avukatlarının istediği “Cezaevindeki telefon görüşme kayıtları” aile içinde yaşanan pazarlığı da ortaya koydu.

‘İLK’LERİN DAVASI OLDU

R.Ç. soruşturması birçok alanda ‘ilk’lerin davası olarak kayıtlara geçti. Türkiye ve Diyarbakır için bahsi geçen ‘ilk’ler şöyle:

* Türkiye’de ilk kez eşcinsel cinayeti davasında LGBT derneğinin müdahilliği kabul edildi.

* Türkiye’de ilk kez bir davanın hazırlanan iddianamesinde ‘Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği’ ifadesi yer aldı.

* Türkiye’de ilk kez bir eşcinsel cinayet davasına verilen kararda sanıkların talep ettiği haksız tahrik, teşvik, iyi hal gibi hiçbir indirim uygulanmadı.

* Diyarbakır’da bir LGBT cinayeti davasını ilk defa 70’e yakın kişi izledi (Karar duruşmasına İstanbul, İzmir, Adana, Antep, Mersin, Antalya’dan LGBT dernek temsilcilerinden oluşan 30 kişiden fazla bir grup geldi).

* Diyarbakır’da ilk defa Diyarbakırlı LGBT bireyler basının desteğiyle bu dava ile görünürlük kazandı. (Milliyet)