OHAL döneminde yayımlanan KHK ile ihraç edilen 18 yıllık öğretmen Hatayi Demir, memleketi Dersim’e geri döndü. Pülümür’de arıcılık yapmaya  başlayan Demir’e bir süre sonra yöredeki arıcılar kooperatif kurma teklifiyle geldiler.  Şubat ayında üç gün süren çalıştayın ardından 16 kurucu üye ile Pülümür Tarımsal Kalkınma Kooperatifi kuruldu ve tek kadın üye olan Hatayi Demir kooperatifin başkanı seçildi.

‘ADIM ADIM KOOPERATİFİMİZİ ÖRMEYE BAŞLADIK’

Serkan Alan'ın Gazete Duvar'da yer alan haberine göre ihracından çok kısa süre sonra, 2017 yılında “İhraç edilen 18 yıllık öğretmen arıcılık yapıyor” (1) başlıklı haberde konuştuğumuz Hatayi öğretmen yakın süreçteki kooperatif çalışmalarına ilişkin,  “İhracımın ardından köyüme döndüm ve arıcılık yapmaya başladım.  İkinci yılda Pülümür’deki arkadaşlardan kooperatif kurma teklifi geldi.  Pülümür Belediyesi’nin katkılarıyla çalıştay düzenledik. Bu çalıştayda üreticinin sorunlarından tutun ürettiğimizin ne kadar doğru olduğuna kadar çok yönlü tartışma yürütüldü. Kooperatif fikri üç günlük çalıştayın sonunda ortaya çıktı. Biz  adım adım kooperatifimizi örmeye başladık” dedi.

‘KİMYASAL İLAÇLARIN KULLANIMINI YASAKLADIK’

Pülümür’deki arıcılığı geliştirmek adına kurdukları kooperatifin birçok karar aldığını söyleyen Hatayi  Demir, bilimsel birikimden yararlanarak bölgedeki arıcılığı geliştirmek adına yapacaklarını şu sözlerle aktardı, “Kooperatifimizdeki en temel unsur biz iyi bir çevreci olacağız. Doğaya sağlıklı şekilde yaklaşacağız ve nitelikli üretim yapacağız.  Üretici ve tüketici arasında direkt tüketim ağı kuracağız. Kooperatifimizin geliştikçe Türkiye’deki insanlara üretime teşvik etme noktasında öncülük etmesini istiyoruz. Ne olursa olsun kaliteden, paylaşımdan çevreye yaklaşımımızdan taviz vermeyeceğimizi taahhüt ettik. Kooperatif işini yaparken bilimsel de yapmamız lazım dedik. Planlamalarımız arasında mesleğimizi geliştirmek için arıcılık konusunda  eğitimler almak da var. Bu çalışmanın yalnızca kâr edelim derdi yok. Hem  toplumsal üretimi teşvik etmek hem doğayla uyumlu arıcılık geliştirmek gibi bir derdimiz var. Bütün kooperatif üyeleri ürettiğimiz sürece birbirimizi denetleyeceğiz. Örneğin kimyasal ilaçların kullanımını yasakladık. En sağlıklı, kaliteli üretimi hayata geçirmek gibi bir hedefimiz var.”

‘BABAM SON NEFESİNİ VERENE KADAR İHRAÇ EDİLDİĞİMİ ÖĞRENMEDİ’

İki yıl önce konuştuğumuzda, “Hasta babama  ihracımı söyleyemedim” diyen  Hatayi öğretmen 20 gün önce 80 yaşındaki babasını kaybetti. “Babam son nefesini verene kadar ihraç edildiğimi öğrenmedi” diyen Demir, “Hiç söyleyemedim babacığıma. Daha doğru olduğunu düşündüm bu şekilde. Ben de yazın arıcılık yapıyordum. Bu ihracın bana en önemli etkilerinden birisi babama zaman ayırabilmek oldu. İhraç edilmemiş olsam belki de babama bu kadar zaman ayıramayacaktım. İki kış babamın yanındaydım. Sürekli onunla zamanımı geçirdim, ihtiyaçlarını giderdim. Bazen, ‘İyi ki ihraç olmuşum’ dedim. Her şey insan için bir fırsat. Yeni tecrübeler, insanlar ediniyoruz ve hayat bir şekilde bize imkanlarını sunuyor” dedi.

‘UMUDUMU HİÇ KAYBETMEDİM, KAYBETMEYECEĞİM’

OHAL Komisyonu’na  başvurusunun üzerinden yaklaşık iki yıl geçen Hatayi öğretmen henüz  olumlu veya olumsuz bir yanıt almadı. “Umudumu hiç kaybetmedim, kaybetmeyeceğim” diyen Demir, “Umutsuz değilim umutluyum, bekliyorum. Sadece kendim için değil bütün arkadaşlarım için bekliyorum. Umarım bu hukuksuz uygulama bir an önce düzelir de insanlar mağdur olmaktan kurtulurlar. Ben hep ürettim ve öyle kaygılı bir şekilde beklemiyorum. Üretmenin verdiği hazzı, anlamını biliyorum.  İnsanların haksız şekilde ihraç edilmelerinin ardından işlerine geri döneceklerine olan inancımı yitirmedim” diye konuştu.