Manisa Çukurova Kimya Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi olduğu 2010 yılı Mart ayında devamsızlığının 19 güne çıkması üzerine 18 yaşındaki Aykut Can annesi Aysel Can ile rapor almak için Merkez Efendi Devlet Hastanesi’ne gitti.

 

RAPOR ALMAYA GİTTİ, LÖSEMİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİ
Üç çocuklu ailenin en büyüğü olan Aykut Can, burada kan kanseri olduğunu öğrendi. O anda büyük üzüntü yaşadığını belirten Aykut Can, "Devamsızlığım 19 gündü. Annemle rapor almak için Merkez Efendi Devlet Hastanesi’ne gittim. Doktor önce yüzüme bir baktı ve ’Nasıl ayakta durabiliyorsun’ dedi.

 

Annemle şoke olduk. Yüzümde bir çöküklük, halsizlik, burun kanamaları oluyordu ama hiç şüphelenmedik. Sonra benden kan tahlili yaptırmamı istedi. Doktor tahlil sonuçlarına baktı ve bir şey söylemeden beni Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk etti.

 

O hastanedeki doktorlara da muayene oldum ve beni hemen hastaneye yatırdılar. 1,5 ay hastanede kaldım, orada kan kanseri olduğumu öğrendim. Dünyam başıma yıkıldı" diye konuştu.

 

KREDİ KARTI BORCUNU ÖDEYEMEYEN BABA CEZAEVİNE GİRDİ
İki yıldır tedavi gören Aykut Can’ın en büyük destekçisi Dericiler Sitesi’ndeki arıtma tesisinde işçi olarak çalışan babası 38 yaşındaki Mehmet Can oldu. Oğlunun muayene giderleri ve ilaçlarına para yetiştiremeyen Mehmet Can, yaklaşık 5 bin liralık kredi kartı borcunu ödeyemediği için geçen salı günü cezaevine girdi.

 

ANNESİ ÇALIŞMAYA BAŞLADI
Eşinin cezaevine girmesi nedeniyle evin geçimini sağlayıp sigortası olmayan oğlunun tedavi masraflarını karşılamak için işe giren üç çocuk annesi Aysel Can, gözyaşlarına hakim olamadı.

Bir pastanede çalışmaya başlayan gözü yaşlı kadın, "Ben anne olarak herkesten destek bekliyorum. Bir taraftan oğluma içim yanarken, şimdi de eşimin borç yüzünden cezaevine girmesi beni çok üzdü" dedi.

 

"BABAM BENİM YÜZÜMDEN HAPSE GİRDİ"
"En büyük destekçim" dediği babası Mehmet Can’ın tutuklanması üzerine ikinci kez yıkıldığını ifade eden Aykut Can, "Beni en çok yıkan olay babamın cezaevine girmesi oldu.

 

Hastalığım çıkmadan önce babam borçları düzenli olarak ödüyordu. Ancak hastalıktan sonra, tedavi, muayene ve ilaçlar derken babam borçları ödeyemedi. Babam benim yüzümden cezaevine girdi. Lütfen babamı cezaevinden çıkartın" diye yardım istedi.

 

MANİSASPOR’A SİTEM ETTİ
Koyu bir Manisaspor taraftarı olduğunu ve "Tarzanlar" adlı taraftar grubunun içinde yer aldığını dile getiren Aykut Can, "Manisaspor aşığıyım ve hastalığımı öğreninceye kadar tüm maçlara gittim.

 

Geçen yıl yalnızca bir arkadaşımla deplasmandaki Ankaragücü maçına giden tek taraftar bizdik. Her maçına katıldığım Manisaspor Kulübü’nden manevi bir destek beklerdim. En azından telefonla arayıp, "geçmiş olsun’ diyebilirlerdi. Ben bu takımı en çok seven taraftarım" dedi.

 

LÖSEV YALNIZ BIRAKMADI
Uygun ilik bekleyen Aykut Can, tedavi sırasında Lösemili Çocuklar Vakfı’nın (LÖSEV) kendilerini bir an olsun yalnız bırakmadığının altını çizdi. Genç adam, "Biran önce uygun iliğin bulunmasını istiyorum. LÖSEV ailesi hep yanımızda oldu ve destek vermeye devam ediyor. Bir lösemi hastası olarak yalnız kalmak istemiyorum" dedi. Dede Mehmet Can da torunu ve oğlu için yetkililerden yardım beklediklerini söyledi. (a24)