Mardin Dargeçit'e JİTEM tarafından katledilen 3'ü çocuk, biri uzman çavuş, 8 kişinin failleri hakkında 19 yıl aradan sonra iddianame hazırlanırken, evinden gözaltına alındıktan sonra katledilen 13 yaşındaki Davut Altunkaynak'ın ailesi en azından çocuklarının kemiklerine kavuşmayı umut ediyor.

Oğluna askeri taburda gözleri önünde ağır işkenceler yapıldığını ve o günden sonra bir daha oğlunu göremediğini anlatan anne Hediye Altunkaynak, Berfo Ana gibi yaşadığı süre boyunca oğlunun kemiklerini aramaya devam edeceğini belirterek, "Nerede bir kemik bulunsa içime bir umut giriyor" dedi.

Mardin Dargeçit'te JİTEM tarafından 30 Ekim - 3 Kasım 1995 tarihleri arasında gözaltına alarak, 3'ü çocuk biri uzman çavuş 8 kişinin katledilmesine ilişkin 19 yıl sonra hazırlanan 230 sayfalık iddianame mahkeme tarafından kabul edilmiş, iddianamede yer alan ayrıntılı bilgiler ise yaşanan vahşeti tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermişti.

Dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı Merkez Jandarma Karakol Komutan Yardımcısı Haydar Topçam ve Dargeçit ilçe Jandarma Komutanlığı 1'inci Mknz. J. Komd. D. Tim K.lığı Emn. Uns. Btr. araç şoförü olarak görev yapan Uzm. Çvş. Kerim Şahin'in, "taammüden adam öldürme" suçundan bir numaralı failler olarak yargılandığı davada, kireç kuyusuna atılan 13 yaşındaki Davut Altunkaynak'ın katili de aranıyor.

19 yıldır çocuklarını bulmak için aramadıkları yer kalmayan Altunkaynak ailesi, en azından kemiklerine kavuşabilmeyi umuyor.

'BU SORUŞTURMALAR YETMEZ’  

Her gün çocuklarının acısı ile başlarını yastığa koyduklarını dile getiren Altunkaynak'ın babası Aziz Altunkaynak, soruşturmaların çocuklarının katillerinin tam olarak ortaya çıkarılmaya yetmeyeceğini düşünüyor. Altunkaynak, faillerin dönemin askeri yetkilileri İmren, Tire ve Yılmaz'ın yanı sıra onlarla birlikte hareket eden ve vahşete ortak olan korucuların da yargılanması gerektiğini dile getirdi.

'BENİM OĞLUMUN FAİLİ TC’DİR’     

Halen çocuğunun kemiklerini bile alamadıklarının üzüntüsü yaşadıklarını dile getiren baba Altunkaynak, "Kaybedilen 8 kişi arasında yakılan Uzman Çavuş Bilal Batırır dışında 2 kişinin daha halen kemikleri ortada yok. Yoksa benim çocuğumu da mı kazan dairesinde yaktılar? Çocuklarımız için kazılan kuyularda onlarca insan kemikleri çıktı. Türk devleti, Kürdistan'da ismi olmayan bir katliam yaptı. Ve bu katliamlarda yaşı en küçük olan oğlum Davut'tur. Benim oğlumun faili TC'dir" dedi.

'ÇOCUKLARIMIZIN KATİLLERİNİ AKP VE CHP ÖDÜLLENDİRDİ’        

"Kendine, 'Ben insanım, vicdan sahibiyim' diyen herkes, başta savcılar ve Meclis'te kurulan Adalet Komisyonu üyeleri bu katillerden hesap sormalıdır" ifadelerini kullanan Altunkaynak, "TC devleti bu katillere ceza vermeyecek. Çünkü bu katilleri belediye başkanı yaparak ödüllendirdiler ve bugün de AKP ve CHP'de siyaset yapıyorlar" vurgusu yaptı.

'KÜÇÜK OĞLUMU GÖZLERİMİN ÖNÜNDE ASTILAR’       

Katillere en ağır cezanın verilmesini isteyen anne Hediye Altunkaynak ise duygularını "Katiller kanımızı içti" ifadeleri ile dile getirdi ve "Oğlumu gözlerimin önünde askeri tabura sokarak astılar. Beni de soyarak işkence edip alay ettiler. Oğlumu astıklarında su istiyordu. Ona su vermeme izin vermediler. Oğlumun altında kanlar akıyordu. Bir arkadaşının sırtını duvara dayamışlardı. Bu halde oğluma baktığımdan bir baktım bana saldırdılar. Oğlumu son olarak öyle gördüm. O gün bu gündür oğlumu göremedim" dedi.

'BERFO ANA GİBİ ÖLENE DEK OĞLUMUN KEMİKLERİNİ ARAYACAĞIM’      

Askerlerin baskısı sonucu köyden, Dargeçit'e oradan da Nusaybin'e göç eden anne Altunkaynak, "Davut'u yorganının altından çıkaran asker oğlumu vurarak dışarı çıkardı. Daha sakalları çıkmamıştı. Küçüklüğüne bakmadan kıydılar oğluma. Her uyandığım gün kemikleri nereden çıkacak diye düşünüyorum. Nerede bir kemik bulunsa içime bir umut giriyor. Bilmiyorum oğluma ne yaptılar yoksa onu da uzman çavuşla birlikte kazanda mı yaktılar? Ben de Berfo Ana gibi yaşayana dek oğlumu arayacağım" diye konuştu.

JİTEM tarafından katledilen Süleyman Seyhan'ın eşi Mümine Seyhan (72) da eşinin katillerinin peşini bırakmayacağını ifade ederek, "Bizi esir ettiler, muhacir olduk. Biz de onlar gibi insandık. Neden bizi kazanlarda yaktılar. Eşimi en son panzere bindirdiklerinde gördüm. Hepimiz insanız. Yeter bu düşmanlık nereye kadar" diye konuştu.

Mardin Arena / Engin Eren