Çatışmalı ortam nedeniyle 1990’lı yıllarda köylerini terk ederek Avrupa’nın çeşitli ülkelerine göç eden Ezidi ve Süryanilerin tekrar dönmeleri için fizibilite çalışmaları başlatıldı. Avrupa Sol Parti eski Parlamenteri ve Partinin Barış Sözcüsü görevini yürüten Ali Atalan, çözüm süreci kapsamında ve Demokratik Özerkliği esas alarak Mezopotamya’nın kadim halklarının geri dönebilme olanakları yaratma çabası içerisinde olduklarını söyledi.

Mardin’de ve Batman’da Ezidilere ait onlarca köye geri dönüşlerin tekrardan gerçekleşmesi için girişimlerde bulunduklarını söyleyen Avrupa Sol Parti eski parlamenteri Ali Atalan, bütün Ezidi köylerini ziyaret ettiklerini belirterek, alan çalışması yaptıklarını söyledi. Atalan, “Özellikle Batman, Mardin ve Midyat arasında Ezidi ve Süryani köyleri boşaltılmış durumdadır. Bu köylerde fizibilite çalışmasını yürütmektekiyiz. Ezidilerin Süryanilerle birlikte geri dönüşü örgütlü ve planlı dönmeleri için köylerin imarından, sosyal kültürel ve ekonomik altyapıya kadar gerçekleştirilmesi zaruriye haline gelmiştir. Şuanda oluşan politik koşullar bunu mecburi kılıyor ve cesaret veriyor. Tam bu süreçte Ezidi ve Süryanilerin ortak birliktelik içerisinde ülkelerine geri dönüşü sağlanması için çaba içerisindeyiz. Köylerin yeniden inşası sadece ihtiyar heyetinin gelmesi değil, bürokrasi ve yerel yönetimlerin buna destek vermesi gerekiyor. Zaten büyük şehir yasasıyla bütün köylere hizmet sorunu konusu Büyük Şehir Belediyesine havale etmiştir” dedi.

EZİDİ İNANCI GÜVENCE ALTINA ALINMALI

Ezidi toplumun dönmemesinin önündeki en büyük engelin egemenler tarafından inançlarının yok sayılmasının olduğuna dikkat çeken Atalan, Ezidi inancının semavi dinler kategorisinde yasal güvence alınması gerektiğine vurgu yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ezidilik bin yıllarca bu topraklarda var ola gelen bir inanç biçimidir. Bütün katliamlara, horlanmalara ve dışlanmalara rağmen kendisini direnerek yaşatmış. Bu dinin devlet tarafından resmen kabul etmesi mecburidir. Alevi ve Ezdayi inancını semavi bir din olarak anayasa güvence altına alınması gerekmektedir. Ezdayilik sıradan bir tarikat değildir, köksüz geçmişi olmayan mistik bir akımda değildir. İlk tanrılı dinlerin başlamasıyla etkin rol oynayan bir inançtır. Ayrıca devletin boşaltılan Ezidi köylerin zararlarının tazmin etmesi de zorunludur. Devlet bu topluma zorunlu bir kopuşu yaşatmış ve bunun zararlarını da vermek zorundadır” şeklinde konuştu.

'GERİYE DÖNÜŞ EZİDİLERİN ASİMİLE OLMASINI ENGELLEYECEK EN BÜYÜK ŞANSTIR'

Köye geri dönüş projesinin klasik ve kıt koşullar içerisinde bir yaşamın aksine modern ve komünal değerlerinin açığa çıkartılmasını hedeflediklerini kaydeden Atalan, eski toplum orijinalitesini tekrardan hayat bulacağını belirterek, “Geriye dönüş Avrupa’daki Ezidilerin asimile olmasını engelleyecek en büyük şanstır. Eğer Ezidiler kendi ülkesi ve topraklarıyla buluşma olanakları yakalanırsa Avrupa’daki asimilasyon sorunun önüne geçilebilir. Geriye dönüş projesine, Kürt Özgürlük Hareketinin ve yerel yönetimlerin destek vermesi gerektiğini de belirtmek lazım. Zaten alt yapısı olan eğitim alanları ve komünal bir yaşamını hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Yol, elektrik, su, okul, ve modern sosyal alanlar da yaratılacaktır. Avrupa’da yaşayan yurttaşlarımızın burada yatırım yapmalarını da sağlamış olacağız. Ayrıca tarımcılık alanında uzman ekiplerce yapılması hedeflenecektir. Burada kültürel etkileşimde ortaya çıkacaktır. Çok kültürlü, çok inançlı eski toplum orijinalitesi de tekrardan hayat bulacaktır. Ezidi ve Süryanilerin bir irade ortaya konulması gerekmekte. Bizim hedefimiz sadece köyüne dönüp toprak ağası olmak değildir. Burada öz değerlerini koruyan örgütlü ve koordineli modern bir yaşamı inşa etme hedefimiz bulunmaktadır” diye konuştu.

KORKMAYIN GERİ DÖNÜN

Atalan, diasporada yaşayan Ezidi ve Süryani yurttaşlara; “korkmayın” çağrısında bulunarak, “Son olarak Ezidilerin yaşadığı bölgelerde hakim olan yerel yönetimlerimize, Diasporadan geriye dönüşlerin coğrafyamıza büyük katkı sağlanacağını belirtmek istiyorum. Süryani ve Ezidilere çağrım da; korkmayın artık eski dönem geride kalmış hiç kimse size zarar veremez. Bunun için geriye dönüşü mutlaka sağlamalıyız. Çünkü Demokratik Özerklik felsefesi bu coğrafyada hayat bulmaya başlamıştır.”  (ANF)