Diyarbakırlılar, 1 Eylül Dünya Barış Günü ve Kurban Bayramı için, 'Muhatap alınmasak da barışı istiyoruz' dedi. 

Evrensel'den İnanç Yıldız ve Fırat Topal Diyarbakır’da her kesimden insanın gelip oturduğu Yüksek Kahve alanında 1 Eylül ve bayramın nabzını tuttuk.

Son yaşanan çatışmalı sürecin ve beraberinde OHAL’in yaşanmasıyla belediyelere kayyımların atanması, seçmiş oldukları milletvekillerinin tutuklanmasının etkilerinin görüldüğü Diyarbakır’da başta insanlarla konuşmakta zorlanıyoruz. Ama ısrarlı çabalarımızın sonucu çay içenlerin masalarına misafir oluyoruz.

Hem sokakta hem de ev de huzurun kalmadığını söyleyen Ekrem Yılmaz ile konuşuyoruz ilk önce. Bayram sevinci yaşayamadıklarını söyleyen Yılmaz, “Herkes tutuklanıyor. Eskiden devlet memurluğunun bir güvencesi vardı o da gitti.

Evde, sokakta huzur yok. 20-25 yıl emek vermiş, çalışmış bir insanı hiçbir gerekçe göstermeden alıyorlar, insan gerçekten bazen isyan etmek istiyor. Nasıl bir ülkede yaşıyorum, diye? Tüm belediyeler gasbedildi, vekiller tutuklandı, Selahattin Demirtaş’ın mahkemesi görülmüyor, sokağa çıkamıyoruz, konuşamıyoruz” diyor. 

Bu haksızlıkların nereye kadar gideceğini soran Yılmaz, “Bir şey yapmak istiyorsun ama yapamıyorsun, ortada kalıyorsun gelip alıyorlar seni. Hiçbir şey demenin anlamı yok, çünkü bir karşılığı yok, muhatap alan yok ama yine de barış diyoruz, barışın gelmesini istiyoruz” diyor.

‘İKİ TARAF DA BARIŞ İSTİYORSA NEDEN OLMUYOR?’

Ülkede barışın gelmemesini nedeninin bir hesap, çıkar ilişkili olduğunu ifade eden Ali Murat, “Barış istiyoruz, ama bir türlü olmuyor, bu durum birilerinin hesabına gelmiyor. İki taraf da barışı istiyorsa niye olmuyor? Demek ki burada bir hesap, çıkar meselesi var. 

Bu durumda çok zor barış gelir. Barış diyoruz ama herkes sağır sultan gibi. İşte böyle olunca insanlar ölür, evler yakılır, her şey olur. Biz barış talep ediyoruz ama bunu siyasilerin çözmeleri lazım. Ben konuşunca kimse beni dinlemiyor ki, bizi dinleyen olsaydı bu halde olmazdık. Bunları dile getirdiğimizde bastırılıyoruz. Bu bayramda barış, kardeşlik ve insanların ölmemesini diliyorum, tüm dünyaya” diyor.

‘BENİM CANIM GİTTİKTEN SONRA...'

Yaşanan süreçten kaynaklı isim vermekten çekinen bir yurttaş ise “Her yerde 80-90 fabrika açıyorlar, neden güneydoğuda bir fabrika yok? Belki Cumhurbaşkanı darbeden sonra kurunun yanında yaşı da götürmüş ama Cumhurbaşkanı yanlış yapmış olabilir düzeltmesi lazım. Ben burada oturup rahat bir çay içmek istiyorum, benim canım gittikten sonra bana ne devletten, bana ne PKK’den. Mesele burada insan olmalı. Bu savaştan bıktık artık. Cumhurbaşkanı bu ülkenin yöneticisi benim diyorsa, bu sorunu çözmeli, benim can güvenliğimi sağlamalı, barış huzur olsun artık” diye konuştu.

‘BARİ HUZURUMUZ OLSUN’

Ülkede hiçbir şeyin iyiye gitmediğini dile getiren Atilla Yavuz, “Bu bayramda her şeyden önce barış istiyoruz. Ama bunun için de muhatap yok, hiçbir şey iyiye gitmiyor? Kimse Kürtlerin halini sormuyor? İş yok bir şey yok. Vekiller içeride, OHAL var. Huzur yok, bu hiçbir şeyi çözmez. biz bu bayram herkes için hem adalet hem barış istiyoruz, başka diyecek bir şey yok. İş güç yok, bari huzurumuz olsun” dedi.

‘İNSANLARIN EZİLMEDİĞİ BİR TÜRKİYE GÖRMEK İSTERİZ’

Mehmet Aslan, Şiyar Aslan ve Mehmet İlcan’ın oturduğu masaya konuk oluyoruz. Üçü de üniversite mezunu ancak iş bulamamaktan dertliler. İlk olarak Mehmet Aslan başlıyor konuşmaya. Aslan, OHAL döneminde bir şey düşünemediklerini söylüyor: “Seçimlerle kazanamadıkları için OHAL ile irademizi ele geçirmeye çalışıyorlar. 

Buradaki evler altından da yapılsa. Yine de kazanamazlar. Çünkü halkın değerlerini yok sayarak, bir şey olmaz.” Yaşanan süreçten umutlu olmadığı gözlenen Aslan, bu süreçten barış olmayacağını düşünüyor. Aslan, 1 Eylül ile kimsenin kimseden üstün olmadığı bir dünya hayal ediyor.

‘OHAL BÖLGEDE AĞIR GEÇİYOR’

OHAL’in bölge illerinde ağır şekilde yaşatıldığını söyleyen Şiyar Aslan, “Ankara Gölbaşı’daydım. MHP çıktı binasının dışında basın açıklaması yaptı, kimse karışmadı. Burada Bağlar’da basın açıklaması yapalım dedik. Bize ‘Dışarı çıkamazsınız. İçeride yaparsınız, hiçbir şekilde de pankart asamazsınız, açtığınız anda da ise size müdahale ederiz’ dediler. Bu şekilde olan Türkiye’den ne beklersin. Kürtlere tahammül edilemiyor” dedi. 

7 Haziran’da AKP’nin Diyarbakır’da 1 milletvekili çıkardığını, sonrasında sürecinin bozulmasıyla 1 Kasım’da zorla 2 milletvekili çıkarabildiğini belirten Aslan, “Şu an görünen süreç ise savaş. Bu şekilde hiçbir şekilde barış olmaz” dedi. Bayramın 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne gelmesine dair de umutlu olmaya çalışan Aslan, “İnşallah bu bayram barışa gider. Bundan sonraki süreçte de iyi bir yol izlenilir. İnsanların ezilmeyeceği bir Türkiye’yi görmek isteriz” dedi.