Beyza KURAL / Bianet

İHD İstanbul Şubesi, mahkumlara yönelik hukuk dışı müdahaleye yol açmasından endişe duydukları cezaevindeki kitap kısıtlaması uygulamasının hukuka uygun şekilde kısa sürede çözülmesi gerektiğini vurguladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi bugün hücrelerdeki on kitap sınırlaması ve mahpusların darp edilerek kitapların toplanması ile ilgili Cuma günü (22 Mart)’ta Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevlerine yaptıkları ziyaret sonucu hazırladıkları raporu İHD bürosunda yaptığı basın açıklamasıyla açıkladı.

İHD heyeti, 1 No’lu Cezaevi’nde yapılan kitap sınırlaması uygulamasına karşı İnfaz Hakimliği’ne yapılan itirazın reddedildiğini öğrendiklerini ve görüştükleri mahpusların kitapların toplanmasına izin vermeyeceklerini söylediklerini açıkladı.

Kitaplarını vermek istemeyen mahpuslara yönelik keyfi ve hukuk dışı karşı müdahaleler olmasından endişe duyduklarını belirten heyet, hukukta yeri olmayan bu uygulamaya hukuka uygun bir çözümün en kısa sürede bulunmasının acil önem taşıdığını vurguladı, Adalet Bakanlığı’nın somut adımlar atmasıyla çözümün kısa sürede bulunacağını belirtti.

“MAHPUSLAR ‘UYARI AMAÇLI’ AÇLIK GREVLERİNİ SONLANDIRDI”

Heyet, kitap sınırlaması uygulamasının getirilmesiyle 1 No’lu cezaevinde “uyarı amaçlı” açlık grevine başlayan mahpusların Cuma günü (22 Mart), 2 No’lu cezaevindekilerin ise Cumartesi (23 Mart) günü açlık grevlerini sonlandıracaklarını söylediklerini belirtti.

Görüştükleri cezaevi müdürlerinin kitap kısıtlamasının bütün cezaevlerinde uygulandığını söyleyerek uygulamayı savunduklarını belirten heyet, bu bilginin yanlış olduğunu sadece Sincan 1 No’lu cezaevinde beş, 2 No’lu cezaevinde ise 10 kitap sınırlaması olduğunu belirtti.

Yetkililerin sınırlamayı  “mahpuslar kendilerini kitapla yakabilirler”, “kitap aralarına konulan kağıtları kontrol etmek çok zaman alıyor” gibi “güvenlik” odaklı bir bakış açısıyla gerekçelendirdiklerini ekleyen heyet, toplanan kitapların ne olacağı ile ilgili de bir netlik olmadığını belirtti.

“DİNİ YAYINLAR SINIRLAMA DIŞINDA”

İHD heyetinin “Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevlerindeki on kitap sınırlaması ve bilgiye ulaşıma yönelik yasaklamalar ile ilgili” tespit ve görüşlerinin yer aldığı rapordan satırbaşları şu şekilde:

* Mahpuslar on adet kitap sınırlanmasına, kitap ve süreli yayınlar dışındaki düşünce içeren yazıların yasaklanmasına karşı çıkıyor, el yazısı notlarına el konulmasını kabul etmeyecekler.

* Yetkililer güvenlik ve aramalarda kolaylık yarattığı gerekçeleriyle sınırlama ve yasağı savunuyor.

* Yetkililer on kitap içinde her türlü sözlük gibi başvuru kitaplarının, yabancı eğitim materyallerinin dahil olduğunu, mahpusların mensup oldukları dine ait yayınların ise sınırlama dışında olduğunu ifade ederken, kitap, dergi vb. dışındaki yayınların içeriğinin kontrolünün zor olması nedeniyle bunlara yönelik yasaklamayı savunuyor.

* Mahpuslar araştırma vb. nedenlerden dolayı ihtiyaç duydukları eserlerin dışındaki yazılı materyallerin istenildiklerinde verilmek kaydıyla hücrelerinden çıkartılmasına karşı değil. Özellikle çok küçük olan hücrelerde bu durum bir ihtiyaç. Ancak 10 adet sınırlamasının hak ihlali olduğunu belirtiyorlar.

CEZAEVİ MÜDÜRLERİ İÇİN “ÖNCE GÜVENLİK”

* Görüşmelerde cezaevi müdürleri cezaevlerinin yüksek güvenlikli cezaevleri olduğunu ve her şeyden önce insanın değil güvenliğin geldiği yönünde ısrarlı ifadeler kullandı.

* Hakkında ulusal mevzuatta bir hüküm olmayan kısıtlama ve yasaklar cezaevi idaresinin takdir yetkisini kötüye kullanmasından kaynaklı keyfi bir uygulama.

* Cezaevi idaresinin kısıtlamaya dayanak olarak göstermek istediği Kocaeli Cezaevi’nde benzer uygulama yapılmasına ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararında on adet sınırlaması söz konusu değil. 2009’da verilen bu kararda sadece hücrelerde bulundurulacak kitap sayısının sınırsız olacağı yönünde bir hükmün bulunmadığı belirtiliyor.

* Ceza İnfaz Tüzüğü’nün 43/1-j maddesinde hapishanelerindeki eğitim kurullarının görevleri arasında “kitap okumayı özendirici çalışmalar yapmak” bulunuyor.

“SOMUT ADIMLARLA SORUN KISA SÜREDE AŞILIR”

* Kitaba sahip olmak, onu sürekli elinin altında ya da derhal ulaşabileceği bir yerde bulundurabilmek temel bir insan hakkıdır. Bu gerçeği ifade etmek zorunluluğunda bulunmaktan, bu noktaya kadar gerilemiş olmaktan şaşkınlık içindeyiz.

* Yakın tarihte Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevinde de kitapların zorla alınmak istenmesinin mahpusların tepkisine yol açması muhtemeldir. Adalet Bakanlığı’nın TBMM’ye soru önergesi verilerek gündeme getirilen kitap yasağına karşı atacağı somut adımlarla sorun kısa sürede aşılabilir. Aksi takdirde 1 No’lu cezaevinde ve ileride başkaca cezaevlerinde idareyle mahpuslar arasında ciddi sorunlar yaşanması, kitaplarını vermek istemeyen mahpuslara karşı hukuk dışı ve keyfi uygulamaların gündeme gelmesi söz konusu olabilir. Bu konuda yaşanacak ihlallerden ötürü, hukuki açıklaması bulunmayan bu yasakları uygulamaya koyan yetkililer sorumlu olacaktır.

* Adalet Bakanlığı ve ilgili tüm yetkililer getirilen kısıtlama ve yasağın anlamı ve sonuçlarını bir kez daha değerlendirmeli ve “önce güvenlik” ten “önce insan” anlayışına geçmeli. (Bianet)