Bodrum’da belediyenin kapatmak istediği "Barınma Evi" sorununa vatandaş ve kurumların duyarlılığı sürüyor.

Bodrum’un Kumbahçe mahallesindeki bir pansiyonda yaklaşık 15 yıldır belediyenin desteği ile yaşamlarını sürdüren çoğu yüzde 80-90 engelli, yaşlı, hasta ve kimsesiz yaklaşık 30 kişinin kaldıkları pansiyondan çıkarılması için belediye karar almıştı. Tepkiler üzerine karar 2 ay ertelendi.

Turgutreis Elele Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Funda Çavdar Ünlüçayaklı, yardımcısı Ersoy Karadeniz, Sekreter Savaş Karataş, üyeler Ebru Erdoğan, Şebnem Karadeniz, Çiğdem Erko ve yazar Ayser Özbulut Barınma Evi’ne duygusal bir ziyaret gerçekleştirdiler. Ziyaretin bir diğer amacının da buradaki gerçeği çıplak gözle görmek olduğunu ifade eden dernek başkanı Funda Çavdar Ünlüçayaklı, "Biz burada insanı, insanın sıcaklığını, yürek temizliğini gördük. Asla bizlerin bu mavi bakışlardan kopmaya niyeti yok. Bu yoksul, yaşlı, engelli insanların barınma ihtiyacı 13 yıldır Bodrum Belediyesi tarafından karşılanıyor. Bodrum Belediyesi 13 yıllık insani geleneğini bozmamalı. Hatta daha da geliştirip düzenli sağlık taramaları yapmalıdır. Daha da önemlisi elinde bir demet çiçekle buraya gelmek çok da yakışır Bodrum Belediyesi'ne" diye konuştu.

"BURADA BÜYÜK BİR İNSANLIK TOKADI YEDİM"

Barınma Evi'nde konaklayanlarla tek tek konuşan sorunlarını dinleyen Çiğdem Erko, "Burada büyük bir insanlık tokadı yedim. Ömürlerinin son baharlarını yaşayan bu namuslu ve güzel insanların sadece barınma, yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak yetmez. Temas etmek, yüreklerine dokunmak gerek. Dışarıda bu güzel insanlarla ilgili aslı astarı olmayan dedikoduları yaymaya çalışanlar; burayı görselerdi başlarını yerden kaldıramazlardı sanırım. Hele hele bu insanlar için sürgünü reva görenler... Artık sözün sustuğu yerdeyiz. Yürek konuşacak" dedi.

Bu arada ayakta durmakta zorlanan Barınma Evi sakinlerinin, ziyaretçilere ikramda bulunmaya çalışmaları ve ziyaretçilerin ayağa dahi kalkmasına izin vermemeleri dikkat çekiciydi. Otel sahibi Adnan-Fatma Can çifti görüşme ve temaslar süresince yüksek misafirperverlik örneği gösterdiler. Anlamlı buluşma otelde kalan müşteriler tarafından da ilgiyle uzun süre izlendi. Bodrum Kalesi müzesine ciddi emekleri geçen, Zeki Müren Müzesi Müdürlüğü yapan şu anda fiilen gazetecilik ve yazarlık yapan Aysen Özbulut da Okyanus Otel'de kalan düşkün 30 kişi ile tek tek ilgilendi. Özbulut, "Şaşkınım ve üzgünüm. Bu tamamen insani bir durum. Hiç birimiz duyarsız kalamayız. Hele hele kamu kurumları asla bunu görmezden gelemezler" görüşünü dile getirdi.

"BODRUM BİZİM TOPRAĞIMIZDIR"

Okyanus Otel konaklayanlarından 78 yaşındaki, yüzde seksen engelli raporu bulunan Adil Yıldız haklarında yürütülen kara propagandaya değinerek şöyle konuştu: "Bu beklemediğimiz ziyaretiniz bizleri çok duygulandırdı. Kabus dolu günler, geceler yaşadık. Bizim dışarı çıkıp bunların yalan olduğunu söyleme imkanımız yoktu. Ama sizler geldiniz. Büyük moral bulduk. Bizleri görüyorsunuz. Otelin sahibi Adnan Can Bey ve eşi Fatma hanımdan büyük destek alıyoruz. Adeta aile gibi olduk. Ama aynı zamanda bizler komşularımızdan büyük destek alıyoruz. Zaten ekseriyetimizin buradan önce de Bodrum yaşamı vardı. Bodrum bizim toprağımızdır. Toprağımızdan koparılırsak kökümüz kurur. Dışarıdaki söylentilerin yüzde biri doğru olsa komşularımız bırakınız burada çayımızı içmeyi, kapımızın önünden dahi geçmezlerdi. Dervişin fikri ne ise zikri de odur. Ben böyle bakıyorum meseleye. Asılsız sözlerin teki doğruysa..." (Bu arada gözlerindeki yaşa hakim olamadı Yıldız. Konuşması sonlandı)

"NİYETİNİZİ BİLİYORUZ, AKLINIZDAN DAHİ GEÇİRMEYİNİZ"

Otel komşularından Kaan Soyer, "Bu garibanlardan ne istiyorlar? Bodrum Belediyesi önce görevini yapsın. Ayrıca bu gariban insanlara sahip çıkmak Belediye Yasası'na göre Bodrum Belediyesi'nin görevleri arasındadır. Herkes şunu bilsin ki; insanlık daha ölmedi. Hele Bodrum'da hiç ölmedi. Bodrum Belediyesi bu kaderin mahkumu insanlara bir kuru ekmek mi getirmiş? Bir bayram ziyareti mi yapmış? Edep yahu..." diye konuştu.

Çevre Platformu Sözcüsü Bahattin Demir de düşüncelerini şöyle ifade etti: "Bu utanç fotoğrafını basın sayesinde gördük. Ama geç gördük. Tüm çevreci arkadaşlar da katılıyordur sanırım. Çevrecilik sadece doğa ile olmaz. Çevremizdeki bu görüntüyü görmezden gelerek çevrecilik yapamayız. Kapıda kocaman Okyanus Otel yazıyor. Bir gazete de belediyenin açıklamasını referans alarak; 'Barınma Evi'ni Otele Çevirdiler' diye başlık atıyor. Bu bir bilgi kirliliğidir. Pek çok temasımda ve denk geldiğim zeminlerde herkes Bodrum'a modern bir Huzur Evi yapılmayışının eksikliğinden söz ederken; Belediye'nin bunun ayıbını taşıması gerekirken... Bu garibanların 7 Ağustos'ta Bodrum'dan koparılması düşünülüyordu. Özellikle medyanın namuslu unsurlarının tepkisi ile 2 ay erteleme yoluna gidildi. O zaman biz de '2 ay içinde Huzur Evi Projenizi görelim. Mazlum Ağan beyin bu konuda ciddi çalışması vardı. Sonuca da gidiyordu." Niye Mazlum Bey'den görüş alınmaz? Son olarak; "Niyetinizi biliyoruz. Aklınızdan dahi geçirmeyiniz".

Ayhan Karahan / Demokrat Haber Bodrum