Askerlik yapmadığı gerekçesiyle 9 Haziran günü Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sora tutuklanarak Edirne Askeri Cezaevine konulan yazar Ali Fikri Işık, ilk duruşmasında vicdani reddini Kürtçe açıkladı. 

1982 yılında askerlikten firar ettiği gerekçesiyle tutuklanan Ali Fikri Işık, 1993 yılında cezaevinden çıktıktan sonra askerlik yapmayı reddetmişti. Bu yılın Haziran ayına kadar askerliğe gitmeyi reddeden Ali Fikri Işık, Diyarbakır’da düzenlenen spor konferansına katılmak üzere gittiği otelde gözaltına alınmıştı. Gözaltına alındıktan sonra vicdani reddini açıklayan ve daha sonra mahkemeye savunmasını Kürtçe yapacağını belirten Işık’ın yargılanmasına bugün Edirne 54. Mekanize Tugaya bağlı askeri mahkemede başlandı.

ASKERİ MAHKEMEDE DE KÜRTÇE 'BİLİNMEYEN DİL'
Duruşmada kimlik tespiti için sanığın hazır olduğunu belirterek ana adını soran hakime Ali Fikri Işık, Kürtçe “Navê diya min Azîze ye-Annemin adı Azize’dir” şeklinde cevap verdi. Hakimin tutanaklara “Sanığın mahkemece bilinmeyen bir dille konuştuğu” şeklinde yazması üzerine avukatlar itiraz etti. “Sanığın bilinmeyen bir dille değil, Kürtçe konuştuğunu ve kendini en iyi ana dilinde ifade edebileceğini” belirten sanık avukatları Hanifi Barış ile İzzet Kılıç’ın itirazlarını kabul etmeyen mahkeme hakimi, avukatların tercüman atanması talebini de sanığın Türkçe bildiği gerekçesiyle reddetti.

Kürtçe savunmanın mahkemece reddedilmesinden sonra Işık ısrarla Kürtçe konuşmaya devam etti. Askeri hakim Işık’a müdahale ederek sözlerini anlamadıklarını, bu nedenle Türkçe konuşmamasını istedi. Işık ise sözlerinin tercüme edilmesi isteğini Kürtçe yineledi.
Hakimin tüm sorularına ve kendisine isnat edilen suçlamalara Kürtçe yanıt veren Işık, hakimin her seferinde sözlerini dinlemeyerek, Kürtçeyi tutanaklara “mahkemece bilinmeyen dil” olarak geçirmesi üzerine hakime hitaben Kürtçe “Benim dilimi tanımayan ve tutanaklara bilinmeyen dil olarak geçiren bir mahkemeyi ben de tanımıyorum ve bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerine askerlik de yapmıyorum” diyerek vicdani reddini Kürtçe bir kez daha açıkladı.

HUKUKA DAYANMAYAN KEYFİ TUTUKLAMA
Işık’ın avukatları mahkemede Kürtçe’nin tutanaklara ‘bilinmeyen bir dil’ olarak geçirilmesine itiraz etti. Tutuklamanın koşullarının oluşmadığını ve keyfiyet içerdiğini belirterek, bu durumun hukuka aykırı olduğunu dile getiren avukatlar, Işık’ın tahliyesini talep ettiler. Işık’ın 12 Eylül’den günümüze askeri mahkemelerde yargılandığını, ağır işkencelerden geçirildiğini belirten avukatlar, “Müvekkilimiz 55 yaşında saygın bir gazetecidir. Kaçma şüphesi yoktur. İkameti bellidir. Deliller toplandığı için karartma şüphesi yoktur. Bu nedenle tutukluluğun devamına karar verilmesi hukuka aykırıdır” diyerek tutukluluğun kaldırılmasını istedi.

Sanık avukatlarının tüm itirazlarına rağmen mahkeme heyeti sanık lehine hiçbir isteği dikkate almayarak, Işık’ın vicdani reddini açıkladığını tutanaklara geçirdi ve tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Mahkemenin bir diğer kararı ise sonraki duruşmada uzman bir psikologun hazır bulundurulması oldu. Işık’ın bir sonraki duruşması 10 Eylül 2012 günü saat 15.00’te yapılacak. (evrensel)